Sadece hedefe odaklanın: Kilo vermekteki asıl amaç görüntü, kıyafet ve bedenin istenildiği şekle gelmesidir. Bu nedenle tartı üstündeki kilonuza odaklanırsanız sizi mutsuz eder. Eğer kıyafetleriniz yavaş yavaş bollaşıyorsa, aynanın karşısına geçtiğinizde özgüveniniz daha yüksekse sizi bu mutlu etmeli. Eğer bunlara bakmayıp sadece tartı üstündeki gramları sayarsanız sonuç yine hüsran olacaktır. Düşük karbonhidratlı diyetlerden uzak durun: “Ekmek yemeyeyim”, “meyve yemeyeyim” gibi cümleler ile diyete başlarsanız yine kilo vermeniz zor bir süreç olur. Bu şekilde beslenmeye çalışırsanız tüm günü tatlı krizleri ile geçirirsiniz. İpin ucu bir kere kaçtı mı gerisi zaten gelecek ve kendi diyetinizi kendiniz sabote etmiş olacaksınız. Öğün atlamayın: Uzun süre kendini aç bırakan kişiler için iki sonuç vardır. Bunlardan bir tanesi hiç kilo veremediği gibi aksine belirli bir süre sonra yaptığı diyeti bırakıp daha da çok kilo aldığı gerçeğidir. İkinci sonuç ise kilo kaybına rağmen diyet sürecinde kendini fazla yıpratma sonucu verdiği kiloyu uzun süre koruyamamaktır. Öğünlerin düzenli yapılması hem uzun süre aç kalmanızı engelleyecek hem de yaptığınız diyetin beslenme tarzı olmasını sağlayacaktır. Kısacası verdiğiniz kiloyu da çok daha rahat koruyabileceksiniz. Sıvıları fazla tüketin: Düzgün diyet yapan kişilerde yeterli miktarda su içilmediğinde diyetin verimliliği düşecektir. Verdiğiniz kilonun tartı üzerinde istenildiği seviyelere inmesi de imkansız olacaktır. Bu nedenle gün içerisinde yeterli miktarda su içmelisiniz. Ayrıca gün içinde bazı bitki çaylarını, siyah çayı ve kahveyi de doğru miktarlarda tüketirseniz kilo vermenize yardımcı olacaktır. Naneli sakız çiğneyin: Yapılan bazı bilimsel çalışmada naneli sakız çiğneyen bireylerin uzun süre tokluk hissiyatı yaşadığı dolaysıyla gün içerisinde daha az abur cubur tükettiğini göstermiştir. Eğer sürekli açlık hissiyatınız var ise naneli sakızı denemelisiniz. Akşam 8'den sonra yemek yemeyin: Ne yaparsanız yapın akşam 8’den sonra besin tüketirseniz kilo veremezsiniz. Bu nedenle yaptığınız beslenme programında akşam yemek saatlerine özellikle özen gösterin. Kötü beslenme alışkanlıkları ve rafine besinlerden uzak durun: Diyetinizi sabote edebilecek kötü beslenme alışkanlıklarından bir dönem uzak durmalısınız. Hatta diyet programınız bittikten sonrada belirli sıklıklarda kontrollü olarak bu besinleri tüketmeli sürekliliğinden kaçınmalısınız. Ayrıca rafine besinler, hazır içecekler ve katkı maddesi ürünleri mümkün olduğunca beslenme programınızda bulundurmayınız. Sadece kilo verme hevesine kapılmayın: Amaç sadece kilo vermek ise sonuç başarısız olacaktır. Bu süreçte etrafınıza sizden daha hızlı kilo vermiş kişilerin rakamlarına takılırsanız yine sonuç hüsran olabilir. Kilo vermek heves işi değil, sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmek ile olur. Hergün egzersiz yapın: Her gün 30 dakikalık yürüyüşler bile kilo vermenizi hızlandıracaktır. Eğer özellikle yürüyüşe zaman ayırmakta zorlanıyorsanız gün içini hareketli geçirin. Kısa mesafeli yolları yürüyün, arkadaşlarınızla yapabileceğiniz egzersiz programlarına katılabilirsiniz. Yüksek posalı ürünler tüketin: Kilo vermenin temeli düzgün çalışan barsak sistemi ile gerçekleşir. Eğer barsak sisteminizde sürekli problem varsa ve kabızlık yaşıyorsanız kilo vermeniz çok zordur. Barsak sisteminin yavaş çalışması kronik ise ilk iş doktora gitmelisiniz. Eğer beslenme programınızdaki yanlış besin seçimine bağlı kabızlık yaşıyorsanız posalı besinler tüketmelisiniz.” Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, kilo vermek için naneli sakız çiğnenmesini önerdi. Tutar, “Toplum olarak yanlışımız kilo problemlerini estetik sorun olarak görmemiz. Asıl doğru olan ise fazla kilolarımızın sağlığınızı tehdit eden bir problem olarak görmektir. Önemli olan uygulayacağınız sağlıklı beslenme programını yaşamınızın devamında da uygulamak” dedi. Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, istenilen vücuda sahip olabilmek için neler yapılması noktasında şunları kaydetti;