Namaza en son duracak kişi
Abone olEmin Çölaşan eski mesai arkadaşına demediğini bırakmadı. Bekir Coşkun'un gidişiyle ilgili bir iddia ortaya attı.
Bekir Coşkun'un istifası bu gazeteden 2 yıl önce kovulan
Emin Çölaşan, Ertuğrul Özkök için çok ağır kelimeler
kullandı.
Ahmet Hakan'ın "yüzüne nur indi" dediği Özkök'ü 'günahkar' ilan etti.
Kalemi keskin yazar, eski yayın yönetmeni Özkök'ün umre gezisini "tezgahlanmış soytarılık" olarak gördü..
Çölaşan, Özkök için "namaza duracak en son adam bizim şarapçı Ertuğrul'dur" ifadelerini kullandı.
Akşam gazetesinden Dilek Gedik'e konuşan Çölaşan, Bekir
Coşkun'a AK Parti'li bir bakanla ilgili yazı yazmaması konusunda
uyarı yapıldığını ileri sürerken çarpıcı açıklamalar yaptı.
"Duyduğuma göre"
Bekir, yazılarının sansür edilmesine tavır koyunca Ertuğrul, onu
arayıp torunlarının üzerine yemin billah ediyormuş. Bunları
Hürriyet'teki arkadaşlar bana açıkça anlatıyordu. Aynı şeyleri ben
binlerce kez yaşamıştım. Size somut bir örnek vereyim. Duyduğuma
göre mesela Bülent Arınç hakkında yazı yazma deniliyormuş Bekir'e.
Çünkü RTÜK falan Bülent Arınç'a bağlı ya. Adı da Manisalı olarak
geçiyormuş. 'Manisalı hakkında yazı yazma' deniliyormuş. Bunların
hiçbirini Bekir'den duymadım çünkü o böyle konuları anlatmaktan
hoşlanmaz.
"Erdoğan sizi arayıp 'Benden bir emriniz var mı' diye
sorsun"
Hacı Ertuğrul'a hep derdim ki, 'Ya arkadaş, elinizde böylesine güç var, siz bunlardan korkacağınıza bunlar sizlerden korksunlar. Her gün Tayyip Erdoğan sizi arayıp 'Benden bir emriniz var mı' diye sorsun. Benim elimde yedi gazete, üç TV kanalı olacak ve bunlardan korkacağım. Siz Türkiye'yi yıkarsınız. Yolsuzlukların üzerine, kepazeliklerin üzerine gidin dedim. Ama hep korktular.
"Şu an basını torpido botu bile değil"
Hürriyet gerçekten geçmişte yazılı basının amiral gemisiydi. Şu
anda basının torpido botu bile değil. En arka sıralarda yer alan
bir şey. Ama insanlarda bir Hürriyet alışkanlığı var. Ölüm
ilanlarının çıktığı bir gazetedir. Küçük ilanların çıktığı bir
gazetedir. Mal alıp satacaklar, kimlerin öldüğünü merak edenler ve
birtakım yazarları okuyanlar alışkanlıkla Hürriyet almayı doğal
olarak sürdürebilirler. Bu ayrı bir konu. Hürriyet'in de elbette
yaşaması gerekir. Ama sonuçta böylesine bir korkaklıkla, iktidarın
karşısında eziklikle Hürriyet gazetesi artık bütün saygınlığını
yitirmiştir. Sadece Hürriyet değil Doğan Grubu bütün saygınlığını
yitirmiştir. Bu kadar korkuyu Allah hiç kimseye vermesin. Korkunun
bu kadarı olmaz.
"Umre ziyareti soytarılık"
Ertuğrul, Allah selamet versin, orada takke giydi. Namaza durdu bizim şarapçı Ertuğrul. Deveye bindi, öteki de devenin iplerini tuttu. Ahmet Hakan denilen arkadaş. Ertuğrul ihrama da bürünmüş ama o fotoğrafları yayımlamadılar. Tiraj patlaması yapmak amacıyla tezgahlanan bir soytarılığa tanık oldu tüm kamuoyu. Tiraj patlaması hesabı yaptılar, tam tersine tirajları düştü. Ne patlama oldu ne bir şey. Hürriyet'in Atatürkçü, laik, Cumhuriyetçi okurları tahmin ediyorum bu olaya tepki gösterdi.
"Binlerce defa hacca gitseler affettiremezler"
Ne oldu takkeli liboş Ertuğrul yarı hacı oldu. Olay bitti. Türkiye'de hacca, umreye gidecek, namaza duracak en son adam bizim şarapçı Ertuğrul'dur. Allah günahlarını affetsin. Şunu da söyleyeyim. Bunların üzerinde çok büyük ahlar var. Bir sürü insanın ahı var. Haksızlık yaptığı, gereksiz yere işten kovduğu binlerce insanın ahları bunların üzerinde. Bu günahlarla bile binlerce defa hacca, umreye gitseler bunları affettiremezler.