Nalları diksem sevinecekler!
Abone olİlhan Selçuk "nalları diksem sevinecekler" diyor. Selçuk'un ölümünü isteyenler kim? Kendi yazıyor...
İlhan Selçuk gözaltından çıktıktan sonra gözlemlerini yazmaya
devam ediyor. Bugün "dinciler ve liboşların kendi
hakkındaki görüşleri"ni yazmış...
"Nalları diksem çok sevinecekler" diyor ama peşinden ekliyor: "Seksenlik yazar" diye bana saldıranların daha benden çok çekecekleri var...
Ancak giderse yerini dolduracak çok güzel isimlerin olduğunu da eklemeden edememiş...
İlhan Selçuk'un yazısının tamamı şöyle:
"Mizah dehamızın ve Türkçemizin en güzel deyimlerinden biridir
'nalları dikmek...'
Anlamını açıklamaya gerek yok, herkes bilir...
Diyorum ki:
- Nalları diksem galiba kimileri için iyi
olacak...
Gözaltından sonra dışarı çıkınca gazetelere biraz göz atma fırsatı
oldu, gördüm ki en başta dinciler olmak üzere, liboşlardan
kimileri, hakkımda çok iyi şeyler düşünüyorlar:
- Seksenlik yazar...
- Adam 83 yaşında...
Ve iktidara akıl öğretiyorlar:
- Aman, elinizde kalmasın...
Anlaşılan nalları diksem hepsi çok
sevinecekler...
*
Müslümanlık ülkemizde İslamcılığa dönüşüp dincilik siyasetinde
koltuk hırsı gözleri kararttıktan sonra ham ervahlık aldı
yürüdü...
Bizim gençlik yıllarında kıdemli yazarlara bakış, hayatın
muaşeretinden süzülmüş nezakete bağımlıydı...
Refi Cevat, Refik Halit, Burhan Felek vb. için nüfus kâğıdına
dayanarak saldırıya cüret etmek, hele ölmesini beklemek nezaket,
terbiye, incelikten yoksun bir saygısızlık sayılırdı...
Ham ervahlık mesleği günümüzde epey revaçta...
*
Oysa İslam kültüründe ham ervahlık değil, incelik makbuldür...
Fuzuli, Şeyh Sadi, Ömer Hayyam ve ötekiler hayatın, gençliğin,
yaşlılığın, ölümün felsefesini zarafetle özümsemiş bir yaklaşımın
dizelerinde mizahla romantizmin kinayeli şiirini
işlemişlerdir...
Herkes yaşlanacak..
Herkes ölecek..
Kıdem farkından yararlanmaya çalışan hırtlambalığa
ne demeli?..
Daha gençliğinde ya da orta yaşlılığında ruhsal bakımdan ölenlere
hayattayken Fatiha okumaktan başka çare yok...
Bugünkü medyada bunlar özel bir mezarlık
oluşturuyorlar...
*
Yaşamak kolay iş değildir, hayatın sevdasında insanın
dokusunu inceden inceye örmek herkese nasip
olmaz...
Kimi zaman hayat kırkından sonra başlar...
Kimi zaman yetmişinden sonra...
Seksenini aşan kişinin ayrıcalığı ise bir başka
imtiyazdır...
Kişi daha çok duyumsar, daha çok görür, daha çok işitir,
daha çok algılar, daha çok sever, daha çok sevdalanır, hırpalanır,
öfkelenir, paralanır, hayatın imbiğinden süzülmüş yaşamın
sıcaklığında mutluluğun bilincini yılların deneyimleriyle
değerlendirmesini öğrenir...
*
Yine de bizim İslamcı ve liboş ham ervahın benim hakkımdaki
yazılarını gazetelerde gördükçe, okudukça, kendi kendime
soruyorum:
- Acaba bunları sevindirmek için nalları diksem mi?..
Türk mizah dehasının bu deyimde kullandığı 'nal' aynı
zamanda 'uğur' simgesidir...
Kim bilir, şu sırada Türkiye'nin havasında bir uğurböceği
kanat çırpıyor...
"Seksenlik yazar" diye bana saldıranların daha benden çok
çekecekleri var...
Ama, ben gidersem, yerimi dolduracak o kadar çok kişi var ki...
O kadar güzel insanlar var ki...