'Nakiller sanıkları aklamanın yolu!'
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kolluk mensuplarının dahil olduğu suçlarla ilgili davaların çeşitli gerekçelerle başka yerlere nakledilmesini eleştirerek, bunun neredeyse sanıkları aklamanın bir yolu haline getirildi
Tanrıkulu yaptığı yazılı açıklamada, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
19'ncu ve Mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 14'ncü
Maddesinde mevcut ceza davalarının hukuki veya fiili sebeplerle
görülemeyecek olması halinde başka yerde bulunan mahkemede
görülmesinin düzenlediğini ancak uygulamadaki artışın kamuoyunda
ciddi şüphe uyandırarak, adalete duyulan güveni zedelediğini
belirtti.
Neredeyse tüm davaların söz konusu hükme dayanakla başka illere naklinin hiç de masum görünmediğini ifade eden Tanrıkulu, sanıkların nakilden sonra "adeta aklanmasının" tesadüf olmadığını ifade etti. Tanrıkulu, 1990'larda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili yargılamaların, adaletin geç de olsa yerini bulması için umut yaratmışken bu davalarda da nakillere başvurulmasının şüphe uyandırdığını belirtti.
-"MÜLKİ AMİRLİKLER GÜVENLİĞİ SAĞLAMAKTAN ACİZSE GEREKÇESİ AÇIKLANMALI"-
Şırnak Silopi'de 20 yıl önce 6 köylünün öldürüldüğü "faili meçhul" davanın da Şırnak Valiliği tarafından naklinin istendiğini anımsatan Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"Kamuoyunun da bildiği üzere Gazi davası Trabzon'a
nakledildikten sonra sorumlular cüzi cezalara çarptırılmıştı.
Gazeteci Metin Göktepe, Kızıltepeli baba Ahmet ve oğlu Uğur Kaymaz,
Muğla Üniversitesi öğrencisi Şerzan Kurt gibi kolluk güçlerinin
gerçekleştirdiği yargısız infaz veya cinayet davalarının başka
illere nakledilmesi, faillerin cezasızlığıyla sonuçlanmaktadır.
Genel uygulamalara bakıldığında, 6 köylünün öldürüldüğü "faili
meçhul' davanın naklinin, faillerin aklanma girişimi olarak kabul
edilmesi gerekmektedir. Davanın bugün görülecek duruşmasında nakil
kararının çıkması, tam olarak buna işaret edecektir.
Eğer mülki amirlikler, duruşmaların güvenliğini sağlamaktan acizse, bunun gerekçesini de açıklamak zorundadırlar. Aksi takdirde bu tür davaların naklinin güvenlik değil, aklama amaçlı olduğu açıktır."
-ADALET BAKANI'NA SORDU-
Bu arada Tanrıkulu, konuyu Meclise taşıyarak, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Tanrıkulu, Bakan Ergin'den şu soruların yanıtını istedi:
"2002'den bu yana CMK 19'ncu (ve Mülga CMUK 14'ncü) madde kapsamında kaç dava hangi nedenlerle başka illere nakledilmiş ve bu nakillerin (Dava görülemeyen ve davanın nakledildiği iller de belirtilerek) illere göre dağılımı nedir?
2002'den bu yana yukarıda belirtilen madde kapsamında başka yer mahkemesine nakledilen davaların kaç tanesinde sanık olarak kamu görevlileri yargılanmış/yargılanmaktadır?
2002'den bu yana başka yer mahkemesine nakledilen ve sanık olarak kamu görevlilerinin yargılandığı davaların kaç tanesinde ve hangi oranda kamu görevlisi sanık/sanıkların beraatine ya da zamanaşımı gibi sebeplerle cezalandırılmaması veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir?
Yargılamanın yapılamaması nedeniyle davaların nakledilmesi doğal yargıç ilkesine aykırılık oluşturmakta mıdır?
Genellikle kamu görevlilerinin yargılandığı davaların nakledilmesi ile kamu görevlilerinin beraat etmeleri veya cezalandırılmamaları yönünde karar verilmesi arasında bir ilişki var mıdır?
Hukuki veya fiili sebeplerle yargılamayı gerçekleştiremeyen mahkemelerdeki davaların nakli yerine adil yargılamanın güvenli şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak için alınan tedbirler nelerdir?"