Nagehan Alçı'dan AK Parti'ye ilginç eleştiri
Abone olMilliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Batı medyasında Türkiye aleyhinde çıkan makale ve haberleri köşesine taşıdı.
Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Batı medyasında
çıkan AK Parti aleyhtarı haber ve makalelere ilişkin kaleme aldığı
aldığı bugünkü yazısında hükümeti eleştirdi.
Batı medyasında anti-Erdoğan havasının yaygın olduğuna
işaret eden Nagehan Alçı, "Özellikle Gezi’den beri Türk hükümetiyle
ilgili neredeyse çıkan tek bir olumlu haber yok" dedi.
"Türkiye güçlenerek kendi pozisyonunu yaratabilir hale geldikçe ve
yer yer ABD ve İsrail’e meydan okudukça dünyadaki algısı bozulmaya
devam edecek. Bunu değiştirmenin yolu kendini güçlü ve Batı’nın
anlayacağı dilden anlatmaktan geçiyor" diye Nagehan Alçı, hükümetin
bu konuda çok eksik olduğu eleştirisini yaptı.
Nagehan Alçı'nın 'New York Times’ın yazısı' başlıklı
bugünkü yazısı şöyle:
HÜKÜMET BU ALANI AŞIRI BOŞ
BIRAKTI
New York Times dün bir başyazı yayımladı. Türkiye açısından son
derece negatif, keskin ve bence üzerinde durulup, argümanların
tartışılması gereken bir başyazı. Son dönemlerde Batı basınında son
derece yaygın bir anti Erdoğan havasının mevcut olduğu malum.
Özellikle Gezi’den beri Türk hükümetiyle ilgili neredeyse çıkan tek
bir olumlu haber yok. Ancak durum böyle diye konuya duyarsızlaşmak
ya da yazılanları geçiştirmek olmaz. Zira bence hükümet bu alanı
aşırı boş bıraktı. Önemsemedi ve ‘ne derlerse desinler’ kıvamına
geldi. Halbuki bence bu büyük bir yanlış. Bu tavır içeride iş yapar
da sizin kendinizi dünyaya anlatma meselesini bu kadar boşlamamanız
lazım. New York Times gibi bir gazete Türkiye aleyhinde tonu çok
sert bir başyazı yayımlıyorsa bu yazının üzerinde durmak ve
argümanları tartışmak gerek...
Yazının başlığı ‘Türkiye NATO’dan kopuyor mu?’. Esas itibarıyla üç
argüman üzerinden Türkiye’nin NATO’ya mesafe aldığı tezi ileri
sürülüyor yazıda. Birinci tez Türkiye’nin IŞİD konusunda ABD ile
yeterince işbirliği yapmadığı. Bu tez zaten aylardır ileri
sürülüyor. Ancak işin tuhafı yazıda somut bir bulgu ya da yeni bir
şey yok. Yalnızca ‘Zaten uzun sınırını kapatması beklenemez,
üstelik geçişleri de zorlaştırdılar ancak Türkiye ödevini daha iyi
yapmalı’ diyerek bir kaçakçının Tim Arango ve Eric Schmidt’in
haberinde yer alan ifadesini koymuş. O kaçakçı da diyor ki: ‘İşim
eskisine göre çok zorlaştı ama bazen sınır görevlisi görmezden de
geliyor’ Hepsi bu kadar. Üstelik bu argüman Erdoğan’ın giderek
otoriterleştiği iddiasıyla süslenmiş. IŞİD’le ne ilgisi var?
Anlamak mümkün değil... Tabii yazının devamını okumazsanız. Zira
hemen sonraki paragraf amacı belli ediyor. Diyor ki: ‘Türkiye
askeri üslerini açmalı ve ABD’nin başını çektiği koalisyona askeri
destek vermeli’. Yani Türkiye bu savaşa katılsa Erdoğan bir anda
onların gözünde otoriterlikten demokratlığa mı geçiş yapacak?
Halbuki asker sınırları kameralarla tamamen kontrol altına almış
durumda. Kaçakçının bahsettiği görmezden gelme gümrük kapılarında
olabilir, deniyor. Türkiye şu an sınırlarını kontrol altına alarak,
üslerini lojistik destek anlamında açarak, mesela Kobani’de
peşmergenin hem geçişini sağlayarak hem de orada yaralananları
kendi topraklarında tedavi ederek IŞİD’e karşı önemli bir destek
sağladı. Türkiye olmasa Kobani IŞİD’in elinden alınabilir
miydi?
TÜRKİYE BATI'NIN POZİSYONUNA TERS HAREKET
EDİYOR
Ancak şunu da bu haberi yaparak Türkiye’yi savaşa sokmaya zorlamaya
çalışanlara hatırlatmak gerek: Türkiye bu coğrafyanın bir parçası
olduğu için ABD liderliğindeki koalisyona askeri destek vermek ya
da bombardıman için üslerini kullandırmak istemiyor. Zira bunun
orta vadede çok ciddi zarar vereceğini düşünüyor. İsrail ve ABD ne
kadar zorlamaya çalışırsa çalışsın sonuç değişmeyecek...
Gelelim diğer iddialara. Çin’den füze savunma sistemi alınacağı,
bunun NATO sistemine entegre edilmeyeceği söyleniyor haberde.
Halbuki bu konu epeydir konuşuluyor. Hürriyet’in başarılı dış
politika yazarı Verda Özer Ankara’da görüştüğü yetkililere
dayanarak 28 Şubat’taki yazısında şu bilgileri vermişti mesela:
İhalede 4 teklif yarışıyor. Çin şirketi CPMIEC, Rus
Rosoboronexport, Fransa-İtalyan ortaklığı Eurosam ve ABD’li
Raytheon. ABD ve Rusya yüksek fiyat verdiği için baştan elenmiş,
geriye Çin ve Fransa-İtalya kalmış. Çin en avantajlı gibi görünse
de Özer’in görüştüğü kaynaklar ağırlığın Fransa-İtalya’ya kaydığını
söylemişler. Yani Çin’den alım kesinleşmemiş olduğu gibi, başka bir
olasılık güçleniyor ve üstelik Çin’den dahi alınsa NATO’ya entegre
edilebileceği açıklaması yapılmış.
Son olarak da Rusya ile yapılan gaz anlaşmasına değiniliyor.
Türkiye’nin Ukrayna konusunda Batı’nın pozisyonuna ters hareket
ettiği söyleniyor.
Kısacası, ‘Tamamen ABD ve İsrail’in güdümünde hareket eden bir
Türkiye istiyoruz’ demenin dolambaçlı hali dün New York Times’ta
başyazı olarak yayımlandı. Ancak bu, yazıyı görmezden gelmemiz
gerektiği anlamına gelmiyor. Türkiye güçlenerek kendi pozisyonunu
yaratabilir hale geldikçe ve yer yer ABD ve İsrail’e meydan
okudukça dünyadaki algısı bozulmaya devam edecek. Bunu
değiştirmenin yolu kendini güçlü ve Batı’nın anlayacağı dilden
anlatmaktan geçiyor. Hükümet bu konuda çok eksik...