Van-Hakkari karayolu üzerindeki Urartulara ait Çavuştepe Kalesi'nde 43 yılı kadrolu olmak üzere toplam 58 yıldır bekçilik yapan 'Son Urartulu' olarak bilinen Mehmet Kuşman, Türkiye'de Urartuca'yı bilen 7, dünyada ise yine az sayıda kişilerden biri.Askerden geldikten sonra başladığı bekçilik görevinde Urartuca alfabeyi bölgeye kazı çalışması için gelen hocalardan ve onların verdiği kitaplardan öğrenen Kuşman, bu sayede dünyada Urartu alfabesini okuyup, yazmayı bilen ender kişiler arasında yer aldı. 11 çocuğunu böyle okuttu: Kalede bekçilik görevi yapan Kuşman, bir yandan da gelen gruplara rehberlik yaptı. Bu sayede birçok kez yurt dışına da gitme imkanı bulan Kuşman 11 çocuğunu ise Urartuca figürlerini ve yazılarını taşlara çizip sattığı takılarla okuttu.Çavuştepe Kalesi'nde önce işçi sonrasında da bekçi olarak işe başladığını ve daha sonra da hayatının değiştiğini anlatan Kuşman, "Urartuca'yı bilen kimsenin olmadığını o dönem yapılan kazılarda anladım. Kazı ekibi çalışma yürütürken, bir kitabe bulundu. Fakat hocalar kara kara düşünüyordu. Çünkü kitabede ne yazıldığını bilmiyorlardı." dedi.Bekçilik maaşı yetmeyince... Ben de o dönem profesör olanların bu dünyada her şeyi bildiğini düşünüyordum. Fakat öyle değilmiş. Daha sonra Urartuca'yı, öğrenmek için çaba sarf ettim. Yaklaşık 3 yıl Urartu alfabesini toplayıp öğrendim. Benim 11 çocuğum var. Onları okutmak için bekçilik maaşı yetmiyordu ben de Urartuca yazılar ve figürleri taşa işleyip yaptığım kolyeleri satıp çocuklarımı okuttum" dedi.Urartuca bilen en genç kişi olduğunu söylüyor Şuanda memur olan bir oğlunun da Urartuca'yı bildiğini fakat işi gereği çok fazla uğraşamadığını belirten Kuşman, "Dünyada bu dili bilen çok az sayıda kişi kaldı. Tahmin ediyorum en genci de benim ve 80 yaşındayım. Diğerleri benden yaşlılar. Ben 58 yıldır Urartu Kalesi'nde görev yapıyorum. Artık yaşlandım ve bu işi yapmakta zorluk çekiyorum. Ve artık bu işi bırakmaya karar verdim" diye konuştu.Urartuca dilinin yaşatılması için diğer diller gibi üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders olarak verilmesi gerektiğini de belirten Mehmet Kuşman, "Bu dili bilen az sayıda kişi kaldık. Hepimiz yaşlıyız. Ama bu dilin diğer diller gibi üniversitelerde öğretilmesi ve yaşatılması gerekiyor. Ben yaşlandım artık öğretmek için o gücüm kalmadı" dedi.