Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
GÜNCEL/AKADEMİSYENLER: Maşallah, köşe yazarlarının bilmediği/anlamadığı konu yok…R.O.Kütahyalı’nın akademisyenleri CHP MV, -S.S.Böke üzerinden- irdeleyen ve aşağılayan yazısı üzerine, C.Küçük daha da ileri gitti TGRT’de (08.05.2017) ve “bizde akademisyenler düzdür, oku geç, başka bir şey bilmezler. Günceli, değişmeleri takip edemezler. Bizde akademisyenler çok düşüktür, dünyada ne yayınlar var v.b.” dedi. Bakalım,bu sözler akademik alanda nasıl ses getir(mey)ecek?!... (Ayın15’i, maalesef ses duyamadık)
Müzik üniversitesi….
Başlığı görünce tıklama oranının artacağını biliyorum. Çoğu yazar böyle başlıklar atarak, okunma oranlarını artırıyormuş!…Mesela, bunu köşe yazarı A.Kekeç çok iyi yapıyor..(Son başlığı:Bu nasıl ahlaksızlıktır Asuman?) Ben de bugün taklit etmeye karar verdim. Bu yazımda, müzik üniversitesi konusunda bir isim olmayacak, ama “nasıl bir kişi olmalı?”, “ne gibi özellikleri taşımalı?” konusunda görüşlerimi dile getirecek, atayacak makamlara yararlı olacak/beklenen bir rektör profili çizmeye çalışacağız….
Sadi Şirazi demiş ki; “Akıllı insana hatasını göster, sana teşekkür eder. Cahil kişiye hatasını göster, sana küfür ve hakaret eder”
Değerli okurlarımın ve akademisyen/sanatçı dostlarımın; yazılarımı ve özellikle, alttaki yazımı bu anlayışla okumasını diliyorum.
Müzik üniversitesi –ortak görüşler- yazım çok paylaşıldı.
Çok telefon ve e-mail aldım, bilgi akışı devam ediyor… Arkadaşların, bana söylediklerini yazımın yorumlar kısmında paylaşmalarını istedim, ama nedense oraya yazmıyorlar…Ne olur, ne olmaz diye bir çekince var!...Özellikle kurumun ayaklarını sağlam basması için, güvenilir/işbilir bir kurucu kadronun olması yürekten isteniyor.
Yazımda, rektör profili çizmiştim ve kurumun başarılı olması için bu konuda ısrarlıyım; “Bu arada, rektör adayları için; “daha önce “idarecilik” yapmışlar mı?, yapmışlarsa kurumlarında nasıl “izler” bırakmışlar?, kurumlarını “ileri” götürmüşler mi?, kurum içinde “sosyal barışa ve liyakata” önem vermişler mi?, “kurul kararlarına saygı” göstermişler mi?, “ben” egosundan “biz”e geçmişler mi?, “paylaşıma” önem vermişler mi?, “yabancı dil belgeleri” doğru mu? ve en önemlisi “etik” ler mi?...”
Bu üniversitenin (şimdilik); yeri belli değil, (3. Teklifim: Mecidiyeköy eski Kanaltürk Binası ve yanındaki eski İpek Ün. Sinema TV Yüksekokulu Binası düşünülebilir) kadrosu yeniden kurulacak, döner sermayesi olmayacak!... Konservatuarların gelişmesine engel olan, mevcut yasa/yönetmelik ve kanunlarla iş kotarılmaya çalışılacak.
Aday olmak isteyenlerin, projeleri ile kamuoyuna açıklama yapmaları, yada YÖK’ün süre verip başvuruları alması beklenmektedir ki, “atananın başarısı” takip edilebilsin. Yıllardır; konservatuar müdürlerinin, kurum akademisyenlerine bir şey açıklamadan/sorumluluk almadan, rektör tarafından atandığını, bunun da yanlış olduğunu yazmaktayım…
Bilindiği gibi, bir üniversite veya kurum/dernek/vakıf v.b. başkanı ve yönetim kadrosu ile başarıya ulaşabilir. Ülkemizde yaygın olan; “kuralım da sonra düzeltilir, kervan yolda düzülür” tipik bir alaturka görüştür ve şansı yoktur. Denenmiş isimlerle yola çıkmak yanlış olacaktır. 38 yıldır konservatuarda ve 24 yıldır İstanbul Türk Müziği Günleri’nde bu gerçeği yaşıyorum…
Hayatında;
Müziği; çoksesli-Türk müziği diye ayırmış,
Çalışmalarında liyakata önem vermemiş,
Kurumda üst idarecilik yapmamış,
Kurum yönetim kurulunda görev almamış,
Kurum ihalelerine girmemiş,
Kurum için projeler yapmamış,
Kurum için yönetmelikler hazırlamamış,
Bir göreve gelince kaşe ücretini artırmış (oysa idarecilik ayrı bir yetenektir ve sanat alanı ile ilgisi yoktur),
Derslerine muntazam devam etmemiş,
İdareci olduğu birimlerde sorunları çözmemiş,
Kendi gücü yerine, birilerinin desteği ile yükselmiş,
Kendisinden öncekilerin bıraktığı iyi ve güzel işleri devam ettirmemiş,
Öğretim elemanlarından ve öğrencilerden gelen sorunlara kulak tıkamış,
Kurum içinde şaibelere karışmış,
Öğretim elemanlarına mobbing uygulamış,
Yönetim kurulu üyesi olduğu halde yanlışlara itiraz etmemiş, dolayısıyla ortak olmuş,
Kurum içinde öğretim elemanlarını ötekileştirmiş v.b. kişiler rektör (danışman,kurul üyesi v.b.) yapılırsa, baştan kırılma yaşanacak, saygınlık dibe inecektir…
En, güzel yol, aday veya düşünülen kişileri; kurum içindeki öğretim elemanları ve öğrencilerin görüşleri alarak değerlendirmektir. Hani atalarımızın, kişileri tanımak için bir çok sözü vardır; bir kişi ile yola çıkmak, bir iş yapmak, tatile çıkmak v.b. her zaman doğru neticeler vermiştir. Ve, biliyoruz ki; kişi, yattığı yerden belli olur!...
Müzik üniversitesi rektörü atandığı zaman, herkes tarafından kabul edilen (%80), güvenilen bir kişi olmalıdır.
Rektör ve yardımcıları; “birbirleriyle iyi anlaşan, 7/24 üniversiteyi düşünen, konserler peşinde koşmayan, bir yerde fedakar kişilerden oluşmalıdır” diye düşünüyoruz. Ama; “birini atarız, başarılı olunmaz ise değiştiririz” gibi bir “alaturka mantık” yürütülürse, bu düşünce tamamen yanlış olacaktır. Hem kuruma, hem de atanan kişilere yazık olacak, zaman/enerji boşa harcanmış olacaktır.
Kurucu heyet, Kızılderili atasözündeki gibi, “Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Sana uymayabilirim. Yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.”anlayışında olmalıdır.
Ayrıca Müzik Üniversitesi Rektörü, ille de müzisyen olacak diye bir şartta yoktur; önce “iyi bir insan ve iyi bir idare bilgisine sahip” olmak şarttır. Dolayısıyla; iyi bir iletişimci, iyi bir sosyal bilimci, iyi bir edebiyatçı da olabilir!...O zaman, üç yardımcının alandan olması zaruret olacaktır.
Unvanların, idareciliğe değil; YÖK kriterlerine göre çalışmalarının puan karşılığının toplamına verildiği unutulmamalıdır.
Her zaman olduğu gibi, bu konuda da sosyal medyadan uzağız ve ilgilenmiyoruz.
Son durum:
Bildiğimiz kadarıyla müzik üniversitesi çalıştayları ertelenmiştir. Doğru bir karardır; çalıştaylardan bir şey çıkmayacağı anlaşılmıştır.
Ancak; bu konuda İ.Kalın ile YÖK arasında, yetki ve isim bakımından farklı görüşler ortaya çıktığı konuşulmaktadır. (Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi adında ısrarlıyız.)
Eğitim ciddi iştir, ama sanat/müzik eğitimi daha ciddi bir iştir…
Keşke; 3 gün süren Müzdak-Marmara Ün. sempozyumunu izleyen yetkililer olsaydı!...
Önce milletvekilleri önerge verilecek, kurullarda görüşülecek, sonra TBMM’den kuruluş tasarısı geçecektir. (Henüz tasarı TBMM’ye verilmemiştir)
2002’de sunduğum yapılanma modelinden yararlanılabilir.
Sonra; kurucu bir rektör atanacak ve işler ondan sonra yürüyecektir.
İ.Kalın ve YÖK yönetiminin bu konuda; önemli bir sorumluluk ve tarihi bir sınav altında olduklarının bilincinde olduklarını ve görüşerek/paylaşarak, hata yapma riskini sıfıra indıreceklerini, Cumhubaşkanımızı zor durumda bırakmayacaklarını umuyor ve bekliyoruz.
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİYÖNETMELİĞİ YÜRÜRLÜKTENKALDIRILDI... 10.05.2017 Çarşamba Günü, Festival sempozyumu başlarken bu haber gerilim yarattı. “GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİYÖNETMELİĞİNİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA DAİR YÖNETMELİK” Resmi Gazete’nin 30062 sayısında yayınlanmıştı. Haber şöyle: MADDE 1 – 6/11/2008 tarihli ve 27046 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Güzel Sanatlar Eğitimi Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Millî Eğitim Bakanı yürütür. Bu nerden çıktı?, neden gerek duyuldu?, şimdi ne olacak? Konservatuarların orta-lise bölümleri kapatılacak mı? v.b. sorularla kafalar karıştı. Bekliyoruz…. |
“Güzel Sanatlar Eğitimi -Toplum Bilimler Etkileşimi Uluslararası Sempozyumu”, 10 -12 Mayıs 2017 tarihleri arasında, Dr. İbrahim Üzümcü Kültür Merkezi’nde yapıldı. Etkinlik 3 gün süren sempozyum, İstanbul Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi (Müzdak) ve Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Başkanlığı ev sahipliğinde ve “24. İstanbul Türk Müziği Festivali” kapsamında yer aldı. Sempozyumun açılış konuşmalarını; Müzdak Başkanı Yrd. Doç. Dr. Göktan Ay, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Uslu ve Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Şükrü Özdemir yaptı. Göktan Ay; “festivalin hazırlanışından ve geldiği noktadan bahsederek; paylaşarak büyüdüklerini ve kaliteli müziği yaymaya çalıştıklarını” belirtti. “Akademik çalışmaların sergilenmesine yardımcı olduklarını” anlatan Ay, “Müzdak bildirilerinin yıl sonuna kadar Dekanlık tarafından bastırılarak, bildiri sahiplerine ve ilgili makamlara ulaştırılacağını” söyledi. Ay'ın konuşmasının ardından Müzdak tanıtım filminin gösterimi yapıldı. Prof. Dr. Mustafa Uslu konuşmasında; “eğitimin öneminden ve müzik eğitiminin toplumdaki etkisinden” bahsetti. “Müziğin sosyo-kültürel etkilerinden bahseden” Uslu, konuklara teşekkür ederek, “başarılı bir sempozyum olması temennilerini” iletti. Prof. Dr. A. Şükrü Özdemir ise; “sempozyumların akademisyenlerin çalışmalarını paylaştıkları en iyi alan olduğunu” belirterek; “eğitimin önemi” üzerinde durdu. Prof. Özdemir; "Genel eğitim ve içindeki müzik eğitimi, bizim özel bir alanımız. Gördüğümüz kadarıyla çok başarılı bir ekip var. Bu, son aylarda yapılan üçüncü konser. Öğrencileri tebrik ediyorum. Sempozyumların başarılı geçmesini diliyorum” dedi. Konuşmaların ardından öğrencilerden oluşan orkestra, Prof. Dr. Mustafa Uslu şefliğinde, Ozan Nyofu Tyson ve Aşık Ali Sultan bağlamaları ile üç deyiş seslendirdiler. Açılış töreni AY’ın Rektör’e, Dekan’a, Bölüm Başkanı’na teşekkür plaketlerinin takdim edilmesi ile sona erdi. Oturumlarda birbirinden farklı önemde bildiriler yer aldı. Bazı başlıklar: Müzik Öğretmenliği ve Müzik Eğitimi, Sanaldan Gerçeğe: Bir Müzik Müzesinin Kuruluş Hikayesi, Müzik Öğretmeni Adaylarının Yaptığı Müziksel Etkinliklerin, Sosyo-Kültürel Etkileri, Azerbaycan’da Tar Sanatının Gelişimi Tarihine Genel Bir Bakış, Nart şarkı sözleri Karaçay ve Balkarlar, Evliya Çelebi Seyahatnâme’sine göre On yedinci Yüzyıl Çalgıları ve Çalgıcıları, Türk Ozanların; Sözlerini, Deyişlerini, Hecelerini ve Anlamlarını Bozmadan, Jazz ve Blues Etkisiyle İngilizce/Türkçe Yorumlanması, Sanat Felsefesinin Güzel Sanatlar Eğitimindeki Yeri ve Önemi, THO Bölümü Özelinde Kalite Çalışmaları ve Akreditasyon Süreçleri İçin Öneriler, Kültürel Performanstan Gösteri Sanatlarına Geçiş Sürecinde Türk Halk Dansları, Sanatçı Yetiştiren Lisans Programlarında, Diksiyon/Ses ve Konuşma Derslerinin Fonetik Bilimi ile Beraber Yürütülmesinin Gerekliliği, Müzik Eğitiminde “Düşünmek” ve “Eylemek”: Platon, Aristo ve A. Nasır Dede, Üniversiteler Tiyatro Bölümlerinin Eğitim Modelleri Açısından Değerlendirilmesi... İkinci gün akşamı spontane gelişen, Azeri misafirlerin piyano-tar konseri, Ali Elyağutu’nun akordeon gösterisi, oyunlar/ türküler sempozyuma ayrı bir renk kattı. Müzdak 2017/ Yılın “En İyi THM Programı Ödülü”nü alan “Çal Sazım Çal” program ekibi, canlı bir programla misafirleri mest etti. İlginç sunumlar ve tartışmalarla geçen sempozyumun sanat/kültür alanına yararlı olmasını ve bildiri kitabının Üniversite tarafından kısa zamanda basılıp, alana kazandırılmasını bekleniyor. Eşbaşkanlar; M.Uslu ve G.Ay’ın sempozyum değerlendirmesi ve birlikte yenen öğle yemeği ile sempozyum sona erdi.
Festival Konserleri: Yarın (16.05.2017) akşam iki konserimiz var.
1/ İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu Ses Sanatçısı Murat Irkılata’nın solist olarak katıldığı “Çamlıca Musıki Derneği Korosu” Konseri, Üsküdar Belediyesi Gençlik Merkezi’nde(Burhaniye), saat 20.00 de
2/ Ayla Karacan ve Aynur Haşhaş’n solist olarak katıldığı “Ayla Karacan Müzik Merkezi” Konseri, İBB Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde (saat:19.30) olacak,müziksever okurlarımızı bekliyoruz.
Önemli Not. Daha önce Tekirdağ'da yapılacağını ilan ettiğimiz,Serhar Sarper yönetimindeki; "Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Türk Musıkisi Topluluğu Konseri, zaruret nedeniyle, aynı gün ve saatte Yeditepe Ün.Konser salonu'na (Kayışdağı) alınmıştır. Konuk sanatçımız Gülşah Sönmez.Bekliyoruz....