Olumsuz duygularla mücadele etmeyinUzmanlara göre negatif duygularla mücadele etmek bizi pozitif duygulara karşı da hissizleştiriyor. Kendimizi içten içe olumsuz hisse o kadar kaptırıyoruz ki, olumlu duyguları da yeterince gösterememeye başlıyoruz. Bunun yanı sıra olumsuz duyguları belli etmemek halk tabiriyle “içe atmak” pek çok sağlık sorununa da neden olabiliyor. Bu nedenle onları görmezden gelmek yerine bu duyguları dışa vurun. Ancak üzülerek ya da ağlayarak değil. Sizi keyiflendirecek şeyler yaparak. Yani negatif duygularınızı pozitife çevirin. Hata yapmanıza izin verinPek çok kişi hata yapmaktan ve başarısız olmaktan korkar Ancak kimi zaman hata yapmadan doğru öğrenilemez. Hayat değiştiren bazı icatlar bile yapılan hataların sonucunda ortaya çıktı. Bu nedenle başarısızlıktan korkmak yerine, kendinize hata yapmak için izin verin. Hata yapmak sizin modunuzu düşürmesin, başarısızlığa karşı bakış açınızı değiştirin. Yeni yolunuzu kolaylaştırmak için, Thomas Edison’un sözlerini hatırlayın; “Başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10 bin farklı şey buldum ”Mağdur olmayı tercih etmeyinDiğer insanları veya durumları sorunlarınızın nedeni yapmak mutsuzluğa giden hızlı bir yol. İşe geç kaldığınızda trafik sıkışıklığını ya da harcamalarınız arttığında hayat pahalılığını suçlamak kolay. Ancak mağduru oynamak yerine sorumluluk almaya başladığınızda kendinizi çok daha rahat hissedersiniz. Trafiği bahane etmek yerine erken kalkmayı deneyin. Hayatınızda olan her şeye bu açıdan bakmaya çalıştığınızda, engeller yerine fırsatları görmeye başlayacaksınız.Zamanınızı ve enerjinizi boşa harcamayınGün içerisinde aklınızı meşgul eden olumsuz düşüncelerden kurtulmaya çalışın. Birinin söylediği bir söz ya da yaptığı bir hareket sizin zihninizi meşgul etmemeli. Çünkü bu zamanınızı ve enerjinizi boşa harcamanız anlamına gelir. Öte yandan sürekli düşündüğünüz bu şeyler, sizin kendinizi mutsuz hissetmenize, özgüveninizin düşmesine neden olabilir. Hatta hafif depresyona bile sebebiyet verebilir. Bu nedenle sizi rahatsız eden, canınızı sıkan şeyleri düşünmekten vazgeçin. Bu düşünceler aklınıza geldiğinde hemen farklı bir şeye odaklanmaya çalışın.Geçmişe ya da geleceğe değil “an”a odaklanınTabiki geçmişinizi ya da geleceğinizi kesinlikle düşünmeyin demiyoruz. Ancak, geçmişe takılı kalarak yaşamak kişiyi mutsuzlaştırır. Geleceğe çok fazla odaklanmak ise endişe gibi olumsuz duygularla boğuşmaya neden olabilir. Aklınıza geçmiş ya da gelecekle ilgili üzüldüğünüz ya da endişelendiğiniz bir konu geldiğinde kendinize 1 dakika izin verin. Gözlerinizi kapatıp, etrafta olan biteni dinlemeye ve bulunduğunuz ortamdaki kokuları almaya çalışın. Bu şekilde farkındalığınızı şu “an”a vermiş olacaksınız. Başkalarının başarısına odaklanmayınSosyal medya uygulamalarının yaygınlaştığı bu dönemde, bir “karşılaştırma tuzağına” düşmemek çok zor. “Giysilerim Instagram’daki kızlar kadar şık değil”, “Keşke ben de o kadar seyahat edebileydim”. Bu tip karşılaştırmalar bizi kolayca mutsuz edebilir. Ancak şu gerçeği unutmamak gerek; insanlar sosyal medyada sadece görmek istediğinizi kısımları gösteriyorlar. Dahası gerçeklerin sosyal medyada göründüğü kadar toz pembe olmadığına dair birçok kanıt var. Ancak bunları düşünmek yerine kendi başarılarınıza odaklanın. Kendinizi başkasıyla karıştırmaktan vazgeçin bunun yerine kendi başarılarınızı daha yakınan görmek ve aslında ne kadar değerli olduğunuzu anlamak için; her gün başardığınız 5 şeyi bir kağıda not edin.Başkalarının düşüncelerini bilemeyeceğinizi kabulleninGün içerisinde aklınızdan pek çok düşünce geçer. Arkadaşlarınızla vakit geçirdiğinizde ya da yeni biriyle tanıştığınızda “Gözlerinde çok aptal görünüyorum” veya “Muhtemelen çok sıkıcı olduğumu düşünüyorlar” gibi şeyler düşünebilirsiniz. Bu hemen hemen hepimizin başına gelen bir durum. Ancak başkalarının düşüncelerini okuyamadığınızı kabul edin. Onların ne düşündüğünü bilemezsiniz. Kendinizi bu tip düşüncelerle üzmek yerine, , insanların sizin için en iyisini düşündüğüne inanın. Bu bakış açısı özgüveninizi artıracak ve daha rahat iletişim kurmanıza yardımcı olacak.Başkasının sizin hakkınızdaki görüşlerini önemsemeyinDiğer insanlar üzerinde “doğru” izlenimi ne kadar sıklıkla bırakmaya çalıştığınız bir düşünün. Peki bu durumun size dönüşü ne kadar olumlu oluyor? Çabalarınızın karşılığını diğer insanlardan alabiliyor musunuz? Öyleyse neden onları mutlu etmek için çaba harcıyorsunuz? Başkalarının sizin hakkınızda düşündükleri kesinlikle önemli değil. Bunu önemsemek ise size zarar verebilir. Uzmanlara göre, başkalarının düşüncelerine bağımlı kişilerin endişeli ve kendilerini depresyonda hissetme olasılıkları daha yüksek.