Yataktan kalkar kalkmaz etrafındaki insanlarla kavgalı tipleri
oldum olası anlayamadım. Siz de bunlardan biri misiniz? Oysa,
uyanmak bile dudak kenarına bir gülümseme yerleştirmek için en
büyük sebep...
Homurdanarak yataktan kalkan, çalıştığı işe lanet ederek evden
çıkanların neyle karşılaşacağını tahmin edersiniz, ilk olarak o gün
kendini kötü hissedecektir, çirkin, alımsız, suratsız...
Kesin o gün, evdeki topuzla bile şekle giren saçlar şekle
girmeyecektir! Trafik yoğun olacaktır, iş yerinde yine o sevilmeyen
çalışanla sabah tartışma yaşanacaktır, patrondan azar
işitilecektir, berbat bir günün sonunda yataktan homurdanarak
kalkan beden homurdana homurdana eve gelecektir. O da ne, posta
kutusunda bir dolu fatura! Davetsiz şekilde gelen bir misafir!
Ocakta unutulup yanan yemek! Aman Tanrım!
Oysa...
Uyanır uyanmaz güne mutlu başlamak ve gülümseyebilmek tüm
olumsuzlukları hoop diye geriye saracak. Bu
kadar basit bir şey işte, sabah kalkar kalkmaz mutlu olursanız
bütün gününüz güzel geçecek. İddia ediyorum!
Önerilerim var dostlaar :)
BİR, Sabah uyanır uyanmaz, daha yataktan
kalkmadan bir gülümseme yerleştirin dudaklarınıza, aman dikkat edin
gerçek olsun :)
İKİ, dolabınızı açın, "Off bugün ne
giyeceğim, her gün giyecek bir şey bulmaya çalışmaktan
bıktım" cümlesini, "Şükürler olsun bugün
de giyecek bir şey buldum" cümlesiyle değiştirin.
ÜÇ, Aynanın karşısına geldiğinizde, mutlaka
kendinize bir gülücük atın, yada benim gibi yapın bir de göz kırpın
;)
DÖRT, Şarkılar söyleyerek mutfağa yönelin, o
miss gibi çayın kokusunu çekin içinize ve karnınızı doyurabilecek
yiyecekler için minnet duyun...
BEŞ, Trafik olur mu endişesini asla
hissetmeyin, çantanıza bir kitap atın, yolda onu okuyun...
ALTI, İş yerine mutlaka güleryüzle girin, iş
arkadaşlarınıza mutlaka günaydın deyin, cevap vermeyenler
olacaktır, takılmayın, siz yine de günaydın deyin ama mutlaka içten
olsun.
YEDİ, Eğer iş yerinde sürekli sizinle uğraşan,
her hareketinizi gözleyen, yanlışınızı bulmak için uğraşan bir iş
arkadaşı varsa, bu "sorunun" onun sorunu olduğunu
aklınızdan çıkarmayın.
SEKİZ, Masanıza oturdunuz, bilgisayarınızı
açtınız, e sabah çayınızda geldi... Bir işiniz olduğu için
şükredin.
DOKUZ, Patronunuz bir konuda sizi uyardıysa, bu
uyarının size katacaklarının muhasebesini yapın hemen. Ve kibarca
teşekkür edin, size doğruyu gösterdiği için... Gülümsemeyi
unutmayın :)
ON, Eve gitme vakti geldiğinde, gidebileceğiniz
bir eviniz olduğu için şükredin.
ONBİR, Trafik vardı ama siz sabah okumaya
başladığınız kitaba devam ettiğiniz için fark etmediniz bile...
:)
ONİKİ, Ve nihayet eve geldiniz, posta
kutusunda birkaç fatura... E ne güzel işte, bunları ödeyebilecek
gücünüz var. Faturalar, size bir eviniz, bir yuvanız olduğunu
hatırlatsın, eğer onlara bakıp kendinizi kötü hissederseniz, posta
kutusunda faturadan başka bir şey bulamazsınız, benden
söylemesi.
ONÜÇ, Akşam yemeği için bir kez daha
şükredin...
ONDÖRT, Aaa zil çaldı. Davetsiz birkaç arkadaş
:) Mutlu olun, kapınızı çalan birilerinin olması ne kadar güzel
öyle değil mi?
ONBEŞ, Ve yatma zamanı... Yukarıdaki 14 madde
için şükredip yatabilirsiniz şimdi. :)
Emin olun sabah koskocaman bir gülümseme kendiliğinden
yerleşecek dudaklarınıza...
Günün olumlaması: Mutlu
bir gün geçirdiğim için şükürler olsun :)
Günün sözü: Kimse
mutluluğu üretmeden, tüketme hakkına sahip değildir.
-Hellen Keller-