Mutlu olmak için bol bol yiyin
Abone olUzmanlar, insanları mutlu etmesinin yanısıra enerjik ve zeki kıldığını da söylüyor...
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Yılmaz, ''Bol et tüketimi;
insanları mutlu etmesinin yanı sıra, sıhhatli, enerjik, zeki ve
çalışkan bir toplumun işaretidir'' dedi.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, etin uygun bir şekilde
pişirilip hazırlandığı zaman, göze çok hoş görünen, lezzetli bir
gıda olduğunu söyledi.
Etin insanın lezzet duygularını tatmin ettiği gibi açlık duygusunu
da giderdiğini ve insanı doyurduğunu ifade eden Yılmaz,
''Etin yavaş fakat etkin sindirim olunuşu; insanı, diğer
pek çok yiyecekten daha uzun süre tok tutar. Et, hemen hemen
tamamen hazmedilebilen bir gıdadır'' diye konuştu.
Et proteinlerinin yüzde 97-98'i ve yağların ise yüzde 95-96'sı
insan bünyesine alınabildiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
''Buna karşın, tahıl taneleri proteinlerinin
hazmolabilirliği yüzde 85-90, kabuklu meyve proteinlerinin
hazmolabilirliği ise yüzde 70'e kadar düşmektedir. Diğer yönden bol
et tüketimi; insanları mutlu etmesinin yanı sıra, sıhhatli,
enerjik, zeki ve çalışkan bir toplumun işaretidir. Bugün halen
dünyada yeterli miktarda gıda maddesi olmayan ve fiziki açlıkla
karşı karşıya olan yöre ve toplumlar olduğu gibi, dengeli bir
şekilde beslenmeyen ve özellikle protein noksanlığı çeken,
fizyolojik açlık ile iç içe olan toplum ve yöreler de oldukça
yaygındır.''
Gelişimini tamamlamış bir insanın, günde 75-80 gram protein alması
gerektiğini bildiren Yılmaz, şunları kaydetti:
''Fikren çalışmalarda bu miktar yüzde 30 daha fazladır.
Günde vücuda alınması gereken proteinlerin yaklaşık yarısının, hiç
olmazsa yüzde 35-40'nın hayvansal orijinli proteinler olması
gereklidir. Hayvansal kaynaklı proteinler ve bunlar içerisinde et
proteinleri insan için gerekli olan esansiyel aminoasitleri yeterli
ve dengeli bir şekilde içerdikleri gibi bu proteinlerin insan
tarafından hazmı ve bünyede kullanılabilirlikleri de bitkisel
proteinlerden daha üstün ve daha yüksek biyolojik değerdedirler.
İki porsiyon et, yetişkin bir erkek için günlük tavsiye edilen
esansiyel aminoasit gereksinimini karşılayabilmektedir. Et
esansiyel aminoasitlerin yanında esansiyel olmayan aminoasitleri de
oldukça dengeli bir şekilde içermektedir.''
Yılmaz, etin insan beslenmesi bakımından diğer önemli özelliğinin
de mineral maddeleri ve yapısı olduğunu belirtti.
Bugüne kadar 15 ayrı mineral maddenin insan vücudu tarafından
alınmasının şart olduğunun tespit edildiğini anlatan Yılmaz,
sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu minerallerin vücuttaki biyokimyasal olaylarda
katalizör olarak vazife görmekte ve hormon ve enzimlerle çeşitli
hayati değerde bileşikler oluşturmaktadır. Gıda maddelerinde, 20-30
farklı mineral madde izole edilebilmiştir. Ette bulunan mineral
maddelerin miktarı genellikle yüzde 1 civarındadır. Ette bulunan
mineral maddelerin başında potasyum gelir. Bunu sırasıyla fosfor,
sodyum, klor, magnezyum, kalsiyum, çinko, demir, bakır gibi
maddelerdir. Ette mevcut olan demir mineral madde listesinin
sonlarında yer aldığı halde yine de etin demir içeriği meyve
sebzelerden daha yüksektir. Et demirinin diğer önemi ise tüm besin
maddeleri demiri içerisinde en iyi absorbe olması nedeniyledir. Et
demiri bağırsaklardan, diğer besin demirlerinden 3/5 oranında daha
fazla emildiği gibi, et, diğer gıdaların demirlerinin
absorbsiyonunuda artırır. Ette mevcut olan mineral maddelerin çoğu
insan organizması için alınması şart olan minerallerdir. Özellikle
demir ve fosforun ette bol miktarda bulunmaları etin önemini bir
kat daha artırmaktadır.''