İnternethaber seyahat uzmanı ve tatilin ayaklı Google’ı
Alper Tekbaş, bayram öncesi eski bayramları unutmamış bir Anadolu
kentindeydi. 8 Kasım Salı akşamı Kıbrıs Kanal T Televizyonunda
yayınlanacak olan Paparazzi Programının çekimleri için Safranbolu
da idik. Dünya mirası olmuş bu Anadolu kentinde fotoğraf sanatçısı
İsmet Saraçoğlu ve Safranbolu gönüllüsü Cem Kuş bizleri Anadolu
insanının misafirperver duygularıyla karşıladı.
Ve kameranın arkasında bulduğumuz kent yine bizi etkiledi. Her
defasında ayrı bir güzelliği sunan Safranbolu, bayram
heyecanındaydı. Bir yanda köy pazarları biryanda ise mal pazarında
kurbanlık hayvan pazarlığı…
Kalaycı Hüsnü ise 1963’den beri ateşe imza atan, alnının terini
ateşe karıştıran ve Safranbolu da ki lonca sistemini yemeniciler
arastasındaki yemenici gibi zanaatlere sahip çıkan
Anadolu’nun çalışkan insanlarıydılar. Berber Yılmaz Amca ise 50
yıllık fırçasıyla dostluğun ve unutulmuş değerlerin hatırlandığı
usturasında en fiyakalı tıraşımı yaparken yüzlerimiz
gülümsüyordu.
İmren Lokum fabrikasında bayramda Safranbolu’yu ziyaret edecek
yerli ve yabancı turistlere damak tadıyla sunulacak Safranbolu
lokumunun hazırlanışı, safran tarlasındaysa safranın paha biçilmez
güzelliği vardı.
Safranbolu saat kulesinde İsmail Amca tam 12 de 12 kere
“Donk” sesi ile Safranbolu da zaman yaşamaya ve yaşatmaya devam
ediyor derken, Süha Arın’nın Sonbahar
yapraklarıyla bütünleştirdiği Safranbolu’da Zaman
belgeseli geçmişten geleceğe Safranbolu’yu
hatırlatıyordu.
Akçasu’da yeşilliklerin ve suların sesi ahşap kokusuna ve insan
sevgisine karışıyordu. Hüzün ve sevinç bayram telaşına
karışırken Eyvan Yemek Evinde fırından çıkan taptaze ekmeğe
dokunduğumda keyfime diyecek yoktu.
Derken havuzlu Asmazlar Konağında Safranbolulu fotoğraf
sanatçısı dostumuz İsmet Saraçoğlu KKTC halkına
tarihi ve kültürü ile bir turizm kenti olan Safranbolu’yu uzattığım
mikrofonda yalın bir ifade ile anlattı. KKTC
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nu ve Maliye Bakanı Ersin Tatarı'da
Paparazzi ekranlarından Safranbolu'ya davet etti. Böyle bir kültür
köprüsünün Safranbolu'da kurulması beni son derece mutlu
etti.
Hollandalı Wilco Van Herpen belgesel
film çekimleri için Safranbolu’da karşılaştığım dostumdu. Birlikte
tüm dünya ya bu anlamlı kentten ülkemizi tanıttık. Safranbolu
Ekspres dünya miras kenti Safranbolu’nun önemli gazetesi, bizlerin
kentte yaptığı çalışmaları ana sayfasında okuyucularıyla
paylaşırken bende sizlerle onların sayfalarından anlamlı bir
bölümle veda ediyorum.
Eskiden;
Çember çevrilir, su musluktan içilir, ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden, silahlar tahtadan, resimler kömür karasından
yapılırdı. Kızlara ninelerin, erkeklere dedelerin ismi konulur,
saatli maarif okunurdu. Komşuda pişen bize…
Bizde pişen komşuya düşerdi. Geceler ayaz, sokaklar karanlık,
yıldızlar parlak olurdu. Turşu, salça, mantı evde yapılır
karpuz kuyuda soğutulurdu. Erik ağacının çiçeği, pencere camımıza
yaslanır, güz yaprakları bahçemize düşerdi. Kardan adam yapılır,
evlerde soba yakılır, kış gecelerinde masal anlatılırdı. Merdiven
çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi. Evler badanalı,
sokaklar lambasız, mahalleler bekçili olurdu. Ajans radyodan
dinlenir, çizgi roman okunur, defterlere kenar süsü yapılırdı.
Hayat, arkası yarın gibiydi, kesintisizdi. Her gün yaşanacak bir
şey vardı… Herkes kendi düşünü kurar, kendi hayatını
oynardı.
Şimdi;
Herkes yoğun, yorgun ve tek başına…
Önümüzdeki bayram vesilesi ile burukta olsak bayramların
sevinç ve mutluluk aynı zamanda da unutulmuş değerleri hatırlatması
ve yaşatması dileğimle Mutlu Bayramlar…