Mutasyonlu corona virüsü ve gelecek...

Ah bir önümüzü görebilsek… Şimdi de mutasyonlu conora virüs çıktı başımıza. İngiltere Başbakanı Boris Johnson yeni haliyle virüsün bulaşıcılığının yüzde yetmiş daha fazla olduğunu açıkladı. Ülkeler peşpeşe İngiltere’ye uçuşları durdurdu.

Prof. Dr. Zakir Avşar zakiravsar@internethaber.com

Bir taraftan maske, mesafe, temizlik tedbirleri için dikkatleri yoğunlaştırıyor, diğer yandan da hafta sonları sokağa çıkma kısıtlamaları içinde yaşıyoruz. Lokantalar, pastaneler ise sadece paket servis için açık. Allah esnafın da yardımcısı olsun. Alınan sosyal yardım destek önlemleri pek çoğu için suni teneffüs bile sayılmaz. Ama imkânlar dâhilinde ancak bu kadar oluyor.

2020’nin ilk üç ayında önüne geçilir diye düşünülen virüs 2020 bitiyor, bitmedi. Aşı ile tünelin ucunda ışık göründü ama mutasyonla bu da sıkıntıya girdi.

Mutasyonlu corona virüs için şu ana kadar onay alınan ve uygulanmasına başlanacak olan aşıların yeterli olup olmayacağı tartışılıyor. Yüreklere su serpen açıklamalar da oluyor; en fazla altı hafta içinde yeni duruma uygun aşı üretilebileceği yönünde.

Aşı tartışmalarında kafa karıştıranlar oluyor. Kimisi olalım, kimisi olmayalım gibi fikirler ileri sürüyor veya Çin aşısı mı, Alman aşısı mı, Amerikan aşısı mı gibi seçenekleri gündeme getiriyor. Hangisi olursa olsun, yeter ki bu işin sonuna ulaşalım. Bir an önce kurtulmak için bulduğumuz ilk aşıyı olmakta yarar var. Hepsinin de etkisinin yüzde yetmişbeşlerde veya üzerinde olduğu bulguları var. Hal böyle olunca tartışmalarla kafaları bulandırmanın anlamı yok.

Yeni yıl için insanların akıl almaz organizasyonlara girdikleri haberleri var. Allah akıl fikir versin, derler ya tam da öyle bir şey… Bu kadar fena bir aymazlık olur mu? Hem kendi canınızı hem de başkalarının sağlığını bu denli tehlike altında bırakmaya değer mi?

Elbette tüm sektörlerin yaşaması için tedbirler alınmalı, gereksiz ise hiçbir kısıtlama olmamalı ama gelinen bu fena durumda bir takım işyerlerine kısıtlama uygulanırken, insanların toplu halde bulunmamaları için önlemler getirilirken yılbaşı kutlamaları için otellerde organizasyonlar mantıklı olabilir mi? Her ne kadar bu konuda İçişleri Bakanlığı bir genelge ile kısıtlamaları ortaya koymuş ise de, görünen o ki, yılbaşının hemen sonrasında kutlama yapanlardan dolayı yeni bir dalga ile karşılaşma ihtimalimiz yüksek…

Lütfen hep birlikte dikkat edelim ki, normal hayatımıza hep birlikte başlama fırsatı bulalım. 2020 böyle bitecek, 2021’in bitişinin arzuladığımız gibi olması için kurallara uymamız gerekiyor. Her gün yeni kayıp haberleri ile sarsılıyor ve derin acılar yaşıyoruz.

Ölümler çok arttı. Günlük 250 civarında seyrediyor. Yoğun bakımlarda doluluk seviyesi yüksek. Artık hastaları kolay kolay hastanelere bile almıyorlar ve evlerine yolluyorlar. Muhtemelen evler hastalığın bulaşıcılığının önlenmesi ve hastanın sağlığı bakımından daha güvenli ki böyle bir yola başvuruluyor. Ancak evlerde yakınların birbirlerine hastalık bulaştırma oranlarının arttığı konusunda yayınlar yapılıyor.

Prof. Dr. Orhan Kural da corona virüs dolayısıyla vefat etmiş. Medyatik birisi idi. Kendisi ile hiç tanışmadım ama sigara ve bağımlılık karşıtı faaliyetlerinden bilirim. Gençlerin ruh ve beden sağlıkları için yaptığı faaliyetler, çevre duyarlılığı, hayvanseverliği akademik alanındaki başarılarının önüne geçmişti. Hatta onun bu konudaki militan ısrarı zaman zaman kendisine yönelik fiili şiddeti de beraberinde getirmişti. Vasiyetini de okudum. Duygulandım. Giderken bile bu ülkenin ve insanların iyiliği için çalışan bir nadide insan… Elim bir kayıp. Allah rahmet eylesin. Ailesinin, yakınlarının, öğrencilerinin, sevenlerinin başı sağ olsun…