Müstehcen anı başını yaktı

Abone ol

Tatil kampında kapı deliğinden kadınları nasıl izlediğini anlatan müzik öğretmeni açığa alındı

Manisa  Şehitler İlköğretim Okulu Müzik Öğretmeni 43 yaşındaki H.E., öğrencilerine müstehcen konular anlattığı iddiasıyla, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açığa alındı.

Manisa Şehitler İlköğretim Okulu'nda, 5 yıldır müzik öğretmeni olarak görev yapan H.E., iddiaya göre, önceki gün dördüncü sınıf öğrencilerine gittiği bir tatil kampında anahtar deliğinden kadınları nasıl izlediğini anlattı.

Anlatılanlar karşısında şaşkına dönen öğrencilerden bir bölümü evlerine gidip, durumu, ailelerine anlattı. Bunun üzerine velilerden bazıları İl Milli Eğitim Müdürlüğü, bir bölümü de okul müdürüne yazılı şikayette bulunup, H.E.'nin açığa alınması istedi. Yaklaşık 20 velinin şikayeti üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü, hemen soruşturma başlatıp, valilik oluruyla, H.E.'yi açığa aldı.

Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Fehmi Rasim Çelik, yaşanan olayın kendilerini çok üzdüğünü belirterek, "Aynı öğretmenle ilgili daha önce de başka bir konuda şikayet vardı. Soruşturma başlatmıştır. Okul idaresi bize konuyu bildirdi. Bize de gelen şikayetler mevcuttu. Vakit kaybetmeden soruşturma başlattık. Soruşturma bitene kadar da bu öğretmenimizi açığa aldık" dedi.

10 yıllık öğretmen olan H.E.'nin hakkında, geçen Aralık ayında da yine dördüncü sınıf öğrencilerine etnik ayrımcılık içeren konuşmalar yaptığı gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturmanın da halen sürdüğü öğrenildi.

 MÜNEVVER TEHDİDİYLE TECAVÜZ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Şantaj tuzağı kurduğu küçük yaştaki kızları "Seni Münevver'den beter yaparım" diye tehdit ederek erkeklere pazarladığı öne sürülen Seçkin Lütfi Özdemir, 35 kişiyle birlikte gözaltına alındı

Adana'da uzman çavuşluktan atılan Seçkin Lütfi Özdemir'in tuzağa düşürdüğü yaşı küçük kızlara tecavüz ettikten sonra çıplak fotoğraflarını çektiği ve tehditle erkeklere pazarladığı ihbarı üzerine harekete geçen polis, takip başlattı. Özdemir'in kızlarla buluşma anlarını fotoğraflayan ekipler, fuhuş pazarlıklarını kayda aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri 28 adrese eş zamanlı gerçekleştirilen operasyonda Seçkin Lütfi Özdemir ile birlikte kızlarla birlikte olduğu ileri sürülen, aralarında doktor, işadamları ve memurların da bulunduğu 35 kişiyi gözaltına aldı.

"BUCAK AŞİRETİNDENİM"

Özdemir'in tuzağına düşen 15, 16 ve 17 yaşlarındaki üç kız çocuğu Çocuk Şube Müdürlüğü'nde psikolog gözetiminde ifade verdi. Mağdurlardan biri Özdemir ile Facebook'ta Alper Bucak adıyla tanıştığını anlatarak, "Bana Bucak aşiretinden olduğunu anlattı. Daha sonra beni otomobille evden ve dershaneden almaya başladı. Birlikte geziyorduk. Bir defasında kendisiyle birlikte olmamı istedi. Kabul etmeyince de "Münevver'i tanıyorsun değil mi? Seni Münevver'den beter yaparım. Kemiklerini dahi bulamazlar. Ben aşiret çocuğum' diyerek ölümle tehdit etti. Otomobilde uygunsuz fotoğraflarımı çekti ve internete koyacağını söyledi. Ardından beni 2 yıl boyunca erkeklere pazarladı" dedi.

POLİSTE 6 SUÇ KAYDI VAR

Teknik takipte de Özdemir'in kızları müşterilerine pazarlarken, "Kız koklanmamış bir gonca. Görünce bayılacaksın. Bir defalık 150 lira" dediği belirlendi. Diğer kızları da aynı yöntemle tuzağa düşürerek, yine aynı şekilde tehdit ettiği belirlenen Özdemir'in, "Küçük yaştaki kız çocuklarını alıkoymak ve tecavüzden" 6 suç kaydının bulunduğu ve cezaevinde yatıp çıktığı tespit edildi. Emniyetteki sorgularının ardından şüphelilerden 19'u savcının talimatıyla serbest bırakılırken Özdemir "Küçük yaştaki kız çocuklarına tecavüz edip pazarlamak", 5 şüpheli ise "Cinsel istismar" suçundan tutuklandı.

İKİ KARDEŞ CAYIR CAYIR YANDI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Giresun'da, ahşap bir evde çıkan yangında iki kardeş hayatını kaybetti.

Yangın, akşam saatlerinde Çaykara Mahallesi'nde, Topal ailesine ait ahşap evde çıktı. Edinilen bilgiye göre, çocuklarını evde bırakarak bakkala giden anne Hülya Topal, geri döndüğünde ahşap olan evi alevler içerisinde buldu. Olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri, yangını kontrol altına alırken ahşap evde bulunan Sude Duygu Topal (5) ve kardeşi İsmail Topal 'ın (4) yanarak hayatını kaybettiği öğrenildi.
İki kardeşin cesetleri incelemenin ardından, Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

EPİLEPSİ HASTASINA ÖYLE BİRŞEY YAPTILAR Kİ...

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Türkmenistan'a gitmek için Atatürk Havalimanı'na gelen ve bilet-bagaj işlemlerini yaptırdığı sırada epilepsi (Sara) krizi geçiren Türkmen yolcu R. Anneyev'e, arkadaşları su içirerek müdahale etti. Bir süre sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri, yanlış müdahale edildiğini belirledikleri hastayı, boğulmak üzereyken son anda hayata döndürdü.

Türk Hava Yolları'nın tarifeli seferiyle, Aşkabat'a gitmek üzere check-in işlemlerini yaptırmak için arkadaşlarıyla birlikte sırada bekleyen R. Anneyev, aniden yere yığıldı. Epilepsi krizi geçirdiği belirlenen Anneyev'e, arkadaşları müdahale ederek su içirdi. Yapılan bu müdahale sonrası boğulma tehlikesi geçiren yolcuya, olay yerine gelen sağlık ekipleri müdahale etti. Boğulmaktan son anda kurtarılan Anneyev, sedyeye koyularak Port Clinic'e ait merkeze getirildi. Burada kontrol altında tutulan Türkmen yolcunun hayati tehlikesinin olmadığı belirtildi.

Müşahade altında tutulan R. Anneyev'in uçuşunu iptal ettirerek, daha sonra ülkesine gideceği belirtildi. 

İŞTE 11 YAŞINDAKİ RABİA'NIN ÖLÜMDEN KAÇIŞI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İzmir'in İnciraltı semtinde, SBS sınavının ardından, ablası ve iki kuzeniyle stres atmak için dolaştığı sırada sokak köpeğinin tel örgülerin ardından havlaması üzerine korkarak yola fırlayan 11 yaşındaki Rabia Dumlu'ya, otomobilin çarparak ölümüne neden olduğu dehşet anlarının görüntüleri ortaya çıktı. İki kameranın farklı açılardan çektiği, dava dosyasına da konulan CD'deki kaza görüntülerini izleyen aile, aynı acıyı bir kez daha yaşadı.

Kaza, geçen 5 Haziran'da saat 15.00 sıralarında İnciraltı Kent Ormanı karşısında meydana geldi. Duğrallar İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisi olan 11 yaşındaki Rabia Dumlu, SBS sınavına girecek olan kuzeni 13 yaşındaki Dilara Dumlu'ya moral vermek için ablası ve diğer kuzeni ile birlikte Üçkuyular semtine gitti. Dilara Dumlu'nun İnönü Lisesi'nde girdiği sınavın sona ermesinin ardından 4 kuzen, yolda yürüdükleri sırada ekmek dağıtımı yapan Rabia Dumlu'nun babası Mevlüt Dumlu ile karşılaştı. Mevlüt Dumlu da, sınav stresinden kurtulmaları için kızları Rabia Dumlu, 15 yaşındaki Melike Dumlu, yeğenleri Dilara Dumlu ile onun ablası 21 yaşındaki Feride Dumlu'yu, İnciraltı'na götürdü.

KÖPEKTEN KORKTU YOLA KAÇTI

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin toplu ulaşım kurumlarından ESHOT'un otobüs garajının bulunduğu bölgede dolaşmaya başlayan 4 kız kuzene, tel örgülerin ardından bir sokak köpeği havlayıp, onlara doğru koşmaya başladı. Köpekten korkarak karşı tarafa geçebilmek için yola fırlayan Rabia Dumlu, restoran işletmeciliği ve aynı zamanda yat malzemeleri satışı yapan 24 yaşındaki işadamı E.K. (Eralp Karakaya) yönetimindeki 35 BKV 78 plakalı otomobilin altında kaldı. Çarpmanın etkisiyle ağır yaralanan Rabia Dumlu, kaza yerindeki ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti.

ACI GÖRÜNTÜLER DAVA DOSYASINDAN ÇIKTI

Kaza sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan ve hakkında taksirli ölüme neden olmaktan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan E.K., kısa süre önce ilk kez hakim karşısına çıktı. Dava dosyasında bulunan CD'deki görüntülerde, Rabia Dumlu'nun hayatını kaybettiği kazanın dehşet anlarının bulunduğu ortaya çıktı. Görüntüler, aileye bir kez daha aynı acıyı yaşattı.

İki farklı güvenlik kamerasının çektiği görüntülerden birinde, köpekten kaçan 4 kuzenden Rabia Dumlu'nun otomobilin altında kalış anları yer aldı. Diğerinde ise, otomobilin çarpmasıyla birlikte Rabia Dumlu'nun, havaya fırlayarak yola düşmesi, otomobilin yoldan çıkarak trafik levhasına çarpması, sürücü E.K.'nin, otomobili terk ederek kazanın şokuyla yere yığılıp kalması, kaza sonrasında kuzenlerin yaşadığı acı anların görüntüleri yer aldı.

Rabia Dumlu'nun ailesi, kazada sorumluluğu olanların cezalandırılmasını istediklerini dile getirdi. 

HASTANEDE AKIL ALMAZ OLAY!

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Aydın'da Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde kalp yetmezliğinden vefat eden 80 yaşındaki Hacer Yıldırım'ın altın kaplama dört dişinin kendilerine haber verilmeden 'Böyle gömmek caiz değil' diye söküldüğünü önü süren ailesi, başhekimliğe şikayet dilekçesi verdi. İddia üzerine açıklama yapan personelden sorumlu Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Oğurlu , "Burası fetva yeri değil. Tarafları dinleyeceğiz ve gerekirse soruşturma komisyonu kuracağız" dedi.

Kalp rahatsızlığı nedeniyle ADÜ Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören ve 21 Aralık'ta kalp yetmezliğinden vefat eden 80 yaşındaki Hacer Yıldırım'ın, altın kaplama dişlerinin söküldüğü ortaya çıktı. Yıldırım'ın küçük kızı olan ve İzmir'in Çeşme İlçesi'nde kuaför dükkanı bulunan Nuray Türkal (47), annesinin yıllar önce çürüyen dört dişine altın kaplama yaptırdığını belirterek, 21 Aralık'te vefat eden annesinin cenazesinin bir gece hastane morgunda beklediğini ve ertesi gün de gasilhanede yıkandığını ifade ederek, bu sırada kendilerine haber verilmeden altın dişlerin söküldüğünü iddia etti.

'MEFTANIN DİŞLERİNİ SÖKÜYORLAR'

Türkal, "Gasilhanede annemin cenazesi hoca eşliğinde yıkanırken biz dışarıda bekliyorduk. Bir süre sonra ağabeyim Tuncay Yıldırım içeri girmek istedi. Ancak kapı kilitliydi, içeri almadılar ve 'Dışarıda bekleyin' diye seslendiler. Gasilhanenin kapısında bekleyen görevlinin ağabeyim içeri girmek için hamle yaptığında heyecanlanıp, paniğe kapıldığını gözlemledik. Görevli, 'İçerdeki meftanın dişlerini söküyorlar' dedi. Bir süre sonra hoca dışarı çıktığında, 'Neden annemin dişleri söküldü? Niye dişlerin söküleceğini bize haber vermediniz? Bizden konuyla ilgili imza aldınız mı ki dişleri söktünüz? Hangi hakla altın kaplama dişleri sökersiniz?' diye sorduğumuzda ise hoca korkarak telaşlandı' dedi.

"CAİZ DEĞİL"

Türkal, hocanın bu şekilde gömülmenin günah olduğunu söylediğini öne sürerek konuşmasına şöyle devam etti:

"Hoca 'Caiz değil, onun için altın dişleri söktük' dedi. Ardından elinde dişlerin olduğu torbayı bir peçeteye sararak 'En yakını kim meftanın?' diye sordu ve dişleri ablam Özgür Özalp'e verdi. O an daha önce altın dişleri olan bir yakınımızı kaybetmediğimiz için prosedürün ne olduğunu bilmiyorduk. Annemizi kaybetmenin de üzüntüsüyle 'tamam' diyerek dişleri aldık. İki köpek dişi, iki de arka tarafta toplam dört adet altın kaplama takma dişi, 20-30 yıl önce takıldığı için olsa gerek çok zor sökmüşler"

MÜFTÜ YARDIMCISI: SÖKÜLMEMESİ GEREKİRDİ

Nuray Türkal, olayın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra, babası Nazmi (83) ve ağabeyi Tuncay Yıldırım'ın (51) Aydın İl Müftülüğü'ne giderek Müftü Yardımcısı Necati Topaloğlu ile görüştüğünü ve hastanede cenazeyi yıkayan hocanın talimatıyla dinen caiz olmadığı gerekçesiyle meftanın dişlerinin sökülmesinin normal bir prosedür olup olmadığını sorduklarını söyledi. Müftü Yardımcısı Topaloğlu'nun da babası ve ağabeyine böyle bir uygulama olmadığını, ilk kez böyle bir olayı duyduğunu ve ADÜ'ye bir şikayet dilekçesi vermelerini tavsiye ettiğini söylediğini belirten Türkal, ayrıca 'Dişler takma olsaydı ağızdan çıkartılırdı. Ama dişler ağızda sabit konumda olduğu için sökülmemesi gerekirdi' dediğini de öne sürdü.

"ÖRTBAS EDİLMESİN"

Bunun üzerine babası ve ağabeyinin Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne giderek şikayet dilekçesi verdiğini anlatan Türkal, "Annem üç aydır hastanedeydi. Damarları, kalp kapağı değişmişti. Son zamanlarında çok acı çekmişti zaten. Vefat ettikten sonra da dişlerinin sökülmesi bizim için tuzu biberi oldu, olaya çok üzüldük, acımız birken iki oldu. Anneme yapılan bu olay büyük bir haksızlık. Bizim başımıza gelen bu olayın başkalarının da başına gelmemesi için mücadele edeceğiz. Hastanenin bu tatsız olayı örtbas etmesini istemiyoruz. Sesimiz duyulsun ki bir başkası da aynı üzücü olayı yaşamasın. Böylece hastane yönetimi de önlemini alır, bundan sonra ona göre davranır" dedi.

"HASTANE FETVA YERİ DEĞİL"

ADÜ Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi personelden sorumlu Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Oğurlu, iddialar kendilerine ulaştığı anda, yazılı olarak şikayet dilekçesi istediklerini söyledi. Ailenin yazdığı dilekçenin evrak kayıt işlemlerinden sonra kendisine ulaştığını belirten Oğurlu, "Burası fetva yeri değil. Kimsenin de fetva almak için hastaneye ihtiyacı yok. Hastalarımız arasında Hıristiyan da, Musevi de, Müslüman da olabilir. Ailenin rızası olmadan dişlerin sökülmesi ile ilgili hem aileyi hem de konunun taraflarını dinleyeceğiz. Gerek duyulursa konuyla ilgili bir soruşturma komisyonu oluşturup, gerekeni yapacağız" diye konutu.

Günün Önemli Haberleri