Mustafa Erdoğan'dan hükümete HSYK eleştirisi
Abone olİstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, hükümetin HSYK seçimlerindeki tavrını eleştirdi.
İNTERNETHABER.COM
Bugün TV'de yayımlanan Erkam Tufanla Analiz programına konuk olan İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, hükümetin HSYK seçimlerindeki tavrını eleştirdi.
"HSYK seçimlerine girilirken, hükümetin Yargıda Birlik Platformu’nu desteklemesi sizce meşru mu?" sorusuna Mustafa Erdoğan, şöyle yanıt verdi: "Tabii ki meşru değil. Bir defa, yürütmenin bu konuda bırakınız organize etmesi, kanaat belirtmesi, bunu saymayacağım demesi, şöyle sonuç olursa buna katlanacaklar, tehditkâr ifadelerde bulunması, herhangi bir medeni ülkede anlaşılır bir şey değil."
Eğer darbe söz konusu ise darbe davalarının açılması
lazımdı değil mi?
Doğrudan doğruya TCK’nın darbe ile ilgili hükümlerine atfen, belli
kişilerin doğrudan doğruya suçlandığı darbe davası diye bildiğimiz,
adı sanı konmuş davaların olması lazım.
Tabii bu muhalif olan veya hükümetin pozisyonunu eleştirileri ile
zayıflattığı düşünülen kişi ve gruplara karşı birçok yerde
hükümetlerin gösterdikleri tepkilerin Türkiye’ye özgü bir
örneği…
Bir de şu var tabii…
Türkiye’de hükümet kendisinin adeta darbe dışı bir yolla zaten
gitmesinin mümkün olmadığı gizli bir varsayımına dayanıyor. Yani
normalde hükümetler eleştirilir, hükümetler hakkında yolsuzluk
iddiaları olur, bunların normal süreçleri vardır. İşler yürür,
muhalefet olur, sivil toplum konuşur… Ve buna darbe denmez…
Dolayısıyla, şöyle düşünürseniz buna dersiniz. Normal şartlarda
ben eleştirilmemem gerekir, çünkü ben milli iradeyi temsil
ediyorum. Milli irade konusundaki yetkinin de hiç biteceği yok.
Dolayısı ile milli iradeyi temsil ettiğim sürece bana yönelik her
türlü eleştiri darbe demektir. O zaman şöyle bir sonuç ortaya
çıkıyor. Normal şartlarda değişim söz konusu değil. Normal
şartlarda değiştirmek mümkün olsaydı, muhalefete ve eleştirilere
darbe demesine gerek kalmazdı.
Türkiye’de şu an 28 Şubat şartları mı var?
Aslında ironik bir biçimde öyle değilmiş gibi görünüyor ama var.
İktidardakilerin yaptığı her şeyin doğru olduğunu onayladığınız
sürece, hiçbir sorun yok. Ama her hangi bir batı demokrasisinde
olduğu gibi yapılan yanlışlar karşısında sesinizi çıkarırsanız,
eleştirirseniz, o zaman siz sadece muhalif olmuyorsunuz, düşman
oluyorsunuz, darbeci oluyorsunuz ki bu demokrasilerde olmayan bir
şeydir.
HSYK seçim sonuçları ve iktidarın amacı bütün kuvvetleri tek
elde toplamak… Mademki ben mili iradeyi temsil ediyorum, mademki
ben seçimden çıktım, dolayısı ile devlet artık benim. Farklı
seslere izin vermeyecek, gayet uyumlu, müttehit, rap tap bir toplum
istiyor. Dolayısıyla, böyle olmaması, böyle bir durumun ortaya
çıkmaması, yani muhaliflerin olması karşısında onu kontrol
edebilmesi için yargıyı da kontrol edebilmesi gerekiyor. Bir
taraftan sadece parlamentoyu, yürümeyi değil, yargıyı da kontrol
altında tutması gerekiyor.
HSYK seçimlerine girilirken, hükümetin Yargıda Birlik
Platformu’nu desteklemesi sizce meşru mu?
Özellikle son 1 yılda olup bitenlerin hangisi meşru ki… Neresinden
tutarsanız elinizde kalıyor… Tabii ki meşru değil. Bir defa,
yürütmenin bu konuda bırakınız organize etmesi, kanaat belirtmesi,
bunu saymayacağım demesi, şöyle sonuç olursa buna katlanacaklar,
tehditkâr ifadelerde bulunması, herhangi bir medeni ülkede
anlaşılır bir şey değil.