Mustafa Denizli müjdeyi verdi
Abone olMilli Takım ve Beşiktaş teknik direktörlüğü için adı geçen futbolun ünlü isimlerinden Mustafa Denizli, yeniden sahalara döneceği mesajını verdi
Milli Takım ve Beşiktaş teknik direktörlüğü için adı
geçen futbolun ünlü isimlerinden Mustafa Denizli'nin futbol
dünyasına mesajı net oldu:
"Yeniden döneceğim, belki son kez olabilir bu. Bunu da kaç yıl için yaparım bilmiyorum. Bu dönem, aküyü doldurma dönemi benim için; döneceğim merak etmesinler"
Mustafa Denizli, Akşam gazetesine verdiği ropörtajı sizler için derledik:
FUTBOLDA ŞİKE
İddianame açıklandı, biliyorum ama henüz içeriğini bilmiyorum.
Var veya yok demem mümkün değil, doğru da değil. Ama yıllardır
futbolun içinde bu tip hadiselere bulaşmak isteyen insanlar
olduğunu biliyorum. Yıllardır bunlarla ilgili cezai yaptırımlar
olmadığı için, çok rahat at koşturmak isteyen insanlar oldu.
Bir futbol maçına baktığınızda, o maçta neler olduğunu, olabileceğini görür, hissedersiniz. Türkiye'de şike yapılan maçlar olsaydı kaçırmayacak çok göz var bu ülkede. Yıllardır bu sporun her kademesinde bulundum, bulunuyorum. Yaşayarak bildiğim; bu tür insanların amacına ulaşma şansı son derece düşüktür. İnsanları bir anda alıp 'bunları yaparlar' demek çok doğru değil. Sporculuğumda buna benzer hadiselerle karşılaştım. Bu insanların futboldan uzak durması ancak ve ancak çok ciddi yaptırımlarla mümkündür. Mahkeme hangi yolu takip edecek göreceğiz.
14 Şubat'ın artık iki önemli gündemi var. Bir Sevgililer Günü, bir de mahkeme. O gün, kim neyle karşılaşacak göreceğiz. Türkiye'de herkes olan biteni medyadan takip ediyor ama bu tehlikeli. İnsanlar kendi düşüncelerini olmuş gibi aktarıyor ve ikilem yaratıyor. Hatta bu ikilem şu anda Meclis gündemine gelen Şike Yasası için de yaratıldı.
TÜRKİYE BUNU AŞACAK!
Böyle bir hadisenin herhangi bir durumu olumlu etkilemesi mümkün değil. Şimdi bu ortamı Türkiye nasıl aşacak; asıl bunu çok iyi planlamak lazım. Güven kaybı olmamalı. Burada bir güven kaybı oldu ama olayı bir de tersten düşünmek gerek. Doğru veya yanlış birtakım şeyler olduysa da bundan sonra artık bunların ülke gündeminden çıkacağını düşünebiliriz.
Bu ülkenin en önemli özelliklerinden biri dedikodu. En azından bundan sonra dedikodu üretme imkanı kalmayacak. Birçok 'geri zekalı' kendi kendine birtakım senaryolar yazıp yıllarca 'şu maçın sonucu şöyle olacak', 'bu maçın sonucu böyle olacak' dedi. Hasbelkader söyledikleri doğru çıkanların farklı şekillerde nemalandığı ortamlar en azından temizlenecek.
BU İDDİALAR TAKIMLARA KÜME DÜŞÜRMEZ!
Dışarıdan gözlemlerime ve iddianamenin medyaya sızan kısmına bakarak söyleyebilirim ki o iddialar küme düşme için gerekli içeriğe sahip değil. Şike Yasası yapılırken de özen gösterilmesi gereken noktalardan biri kişilerle kurumların ortak hareketleri var mı, yok mu, net bir şekilde ortaya konulmalı. Şu anda iddianamenin tamamı kişiler üzerinden yürüyor. Böyle bir iddianamede kurumlar nasıl ceza alır, bilemiyorum.
TÜRK FUTBOLUNU AVRUPA İZLER Mİ?
Bizdeki derbilerin özelliği onlardan çok farklı. Özellikle maç
öncesi yaşananlar açısından.
Çünkü Türkiye'de derbiler toplumun en ufak birimleri tarafından
dahi çok canlı olarak yaşanır. Avrupa'daki benzerleri maç günü
yaşanır, bir-ikisi hariç. Beşiktaş-Fenerbahçe-Galatasaray derbileri
ülkenin her evinde, ülkenin her ferdi tarafından konuşulabilir, bu
da bizim ülkenin şansı. Real Madridli'nin yaşadığı evde
Barselonalı, Glasgow Rangerslı'nın evinde Celticli bulamazsınız
çünkü onları farklı kılan unsurlar var. Siyasi görüşleri ya da
dinleri gibi... Türkiye'de bir evde anne-baba-çocuklar üç farklı
takımı tutabilir ve böyle bir evin içinde de derbiler çok canlı
yaşanır. Bu bakımdan Avrupa'nın en önemli derbisidir. Ha futbol
heyecanı ve kalitesi açısından üçüncü, beşinci derecelere
düşebilir...
"AKÜYÜ DOLDURUYORUM"
Gayet tabii, bir hedefim var. Böyle bir çalışmayı düşündüğüm zaman, o takımda yapılmamış ne var ona bakarım. 'O camianın yapılmamışı nedir' üzerinden hareket etmek ve hedefi oraya koymak benim başarı şansımı artıran faktör. Son kez döneceğime göre, böyle bir hedefi belirler öyle dönerim ve gerçekleştirip öyle bırakırım. Bu dönem, aküyü doldurma dönemi benim için; döneceğim merak etmesinler.
BEŞİKTAŞ KADROSUNU ÇALIŞTIRMAK İSTER MİSİNİZ?
Bu kadro, önemli bir kadro; ama bu sorunun karşılığını vermeyeceğim. Beşiktaş'ın hangi kadrosu olursa olsun çalıştırmak önemli. Büyük camialarda görev yaptım; oralarda da aynı aşkla çalıştım. Beşiktaşlı olmam bir şeyi değiştirmiyor. Beşiktaş şu anda güçlü ve iyi bir kadroya sahip. Bizim şampiyonluklar yaşadığımız kadro, o günün şartları için bu ligi en iyi değerlendiren kadroydu. Beşiktaş o günden sona birçok önemli transfer yaptı. İlk yılında düşündüğü başarıyı elde edemedi. Bu sene alabilir mi; alabilir. Ama biliyorum ki yaşadığım rahatsızlıkta Beşiktaş'ın da payı var. Galatasaray ve Fenerbahçe'de çalışırken de kamuoyunun bilmediği ufak tefek operasyonlar geçirdim. Beşiktaş'ta biraz daha ağır oldu.
FUTBOLCUNUN İYİ EĞİTİMLİSİ NE YAZIK Kİ YOK!
Türkiye'de eğitim sisteminin getirdiği bir olumsuzluk var. Ya eğitim ya spor; karar vermek zorundasınız. İyi bir sporcu olmayı seçerseniz, halkın karşısına eğitimsiz bir sporcu olarak çıkıyorsunuz. Eğitiminiz yeteneklerinizi desteklemiyor. Bu benim en fazla üzüntü duyduğum konu. Gençlerin de örnek aldığı, idol olacak insanlar ama zaman geliyor iki kelimeyi bir araya getiremiyor. Trilyonların olabilir ama basının karşısına çıktığında vereceğin mesaj yok. Bunu zaten okulda alamıyorlar, o zaman bir yol kalıyor o da kendini geliştirmek. Bunu deneyen insan da fazla yok. Milli Takım'ın başındayken ilköğretim ve liselerde sporcu kontenjanı ayrılması için bir program önermiştim; olmadı. Ortaokulda hayatımın en önemli dayağını futbol yüzünden yedim öğretmenimden.
KİME NASIL SESLENİRDİ!
Erdoğan Demirören: İsmi yeter. Erdoğan Ağabey, futbol dünyasında en eski tanıdığım, çok saygı duyduğum insandır. Sporculuk yaşamımın başında tanıdım onu. Oğlunun başkanlığında da görev yaptım.
Serdal Adalı: Serdal Bey'le sağlığım dolayısıyla çok uzun süreli çalışamadık. Ama çok içten, çok sevdiğim, geç bulup çabuk kaybettim diyebileceğim biri. Görüştüm de kendisiyle, inşallah en kısa zamanda aramızda olur.
Aziz Yıldırım: Keza aynı duyguları onun için de yaşıyorum. Onu da ziyaret ettim Metris'te. Doğruyu söylemek gerekirse Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra aramız çok sıcak olmadı. Ama o hiçbir şeyi değiştirmez. Bu konuyla ilgili büyük üzüntü duyuyorum.
Abdullah Avcı: Avcı, avlamaya devam edecek. İyi avlıyor. Korulukta avlanıyordu önceden, şimdi ormana çıktı ama avcı her yerde avcıdır.
Fatih Terim: Hayatımın önemli bir parçası.
Fatih'le dostluğumuz çok eskiye dayanır. Onunla iftihar
ediyoruz.
Hakan Şükür: Sayın Bakanım... Hakan şimdi çok farklı bir kişi benim için. Alpay'la ikisine özel sıfatlarım vardı; kızlarım için de o sıfatı kullanırdım. Sevgi tezahürü olarak. Kızlarıma küçük öküzlerim derdim, bunlara büyük öküzlerim.
Çarşı: Çarşı olmadan pazar olmaz. Ne memlekette pazar olur ne günlerden pazar. Sahaya çıkarken kısa bir süre arkamı dönüyordum onlara, sonra maç boyunca karşımda oluyorlardı. Kulübeye yürürken elektriklerini sırtımda hissediyordum. Bu Çarşı'da her şey var.