Vizyona girdiği ilk günden itibaren gişe rekorları kıran “Müslüm” filmi, bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Sözcü yazarı Soner Yalçın, filmde Müslüm Gürses’in öz babası Mehmet Akbaş'ın, eşini ve kızını öldürdüğü sahneyi köşesine taşıyarak “Kızını öldürdüğünü hiç duymadık. (Keşke Adana’da bir gazeteci şu cinayet dosyasını bulup açıklığa kavuştursa!). Tarihe hakikat mirası bırakmak lazım; senaryo ayrıdır, gerçek apayrı!” dedi. Herkes Gürses'in babasının kızı Ezo'yu öldürüp öldürmediğini merak ederken yanıt, filmin yapımcısı Mustafa Uslu'dan geldi. Kanal D'deki '2.Sayfa' programına bağlanan Mustafa Uslu, Soner Yalçın'ın yazısının kötü niyetle yazıldığını iddia etti. Filmi yaparken Muhterem Nur'la ve MüSlüm Gürses'in mahallesinde yaşayanlarla uzun süreli mülakatlar yaptıklarını belirten Uslu, "Bize anlatılan Ezo'nun, annenin cinayetinin işlendiği gün rahmetli olduğu... Bununla ilgili bizde belgeler var. Ezo'nun fotoğrafı da var. O zaman Ezo nerde? Şu an hayatta mı?" dedi. Uslu ardından şunları dile getirdi; - Bir de annenin cinayetini de babanın işlediği gibi vermedik. Çünkü çok gaddarca bir cinayetti. Kadın bıçak darbelerinden kurtuluyor. Yandaki evin damına kaçıyor. Orada baba tarafından 22 bıçak darbesi daha alarak hayata veda ediyordu. Bunu böyle göstermenin sinematografik anlatım dili olarak da sert ve kaba olacağını düşündük. - Hele hele kadına şiddetin de çok konu olduğu günlerde 'böyle yapmayalım. Bunu estetik bir anlatım diliyle anlatalım' dedik. Hatta öyle çektikten sonra bile çok sert oldu. Sonra aramızda bir karar verdik ve metaforik bir anlatım koyduk. "KEDİNİN GÜVERCİNLERİ ÖLDÜRDÜĞÜ SAHNE BENİM HİKAYEM": - Kedinin güvercinleri öldürmesi aslında benim hikayem. Babam bana yapmıştı onu. Benim güvercinlerimin kapısını kırıp kedinin güvercinleri yemesine neden olmuştu. Çünkü ben güvercinlerin yanında mutlu oluyordum. Güvercinlerim öldükten sonra beni Tokat Zile'ye bağlayan hiçbir şey kalmamıştı. Ve ben Zile'yi terk edip askeri okula gitmiştim. O da benim kendi küçük bir hikayemdi. Onu da oraya koyarak hikayeyi biraz yumuşatmak istedik. Çünkü çok sert bir cinayet. - Eğer Ezo o cinayette ölmediyse şimdi nerede? Bugün hayatta olması lazım. Bizim görgü tanıklarından ve mahalle sakinlerinden aldığımız bilgi bu ve biz de filmi buna göre yaptık. Ayrıca çok önemli bir detay da değil. Soner Yalçın keşke Müslüm Gürses'in hayata, siyasete karşı ve hiç kimsenin önünde eğilmemesi ile ilgili bir şeyler yazsaydı. Ama bence kötü niyetli yazılmış bir yazı. Yine de bir şey demiyorum. BİR SAHNEYİ 26 KEZ Mİ ÇEKTİRDİ? - Herhalde Türkiye'de filmleri en uzun sürede çeken kişi benim. 26 hafta, 24 hafta filan sürüyor film çekimleri. Mesela Harbiye sahnesini üç defa çektik. En son sahne galadan bir hafta önce çekildi. Çünkü içime sinmiyor. Daha iyi olmasını istiyorum. Türk halkı çok daha iyi filmlere layık. İyi bir şey yaptığımız zaman Türk halık bunun kıymetini biliyor. Ayla'da gördük bunu. ŞARKILARI NEDEN TİMUÇİN ESEN SESLENDİRDİ? - O zaman özgün bir sanat eseri yaratamazdık. Özgün bir sanat eseri yaratabilmek için tamamının özgün olarak yaratılması lazım. Eğer görüntüler yeni ses eski olsaydı bu kadar takdir toplayamaz, toplumun her kesimine ulaşamazdık. Biz zoru başardık.