Müslümanın Müslümanı boğazlaması...
Abone olTürkiye’nin ilk diyanet kompleksinin temel atla töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bugün bir Müslüman, bir başka Müslü...
Türkiye’nin ilk diyanet kompleksinin temel atla töreninde
konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bugün bir Müslüman,
bir başka Müslüman kardeşini ‘Allah-ü Ekber’ diyerek
boğazlayabiliyor. Bunun tek bir sebebi var, o da cehalettir”
dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, merkez Nilüfer
ilçesi Doğanköy’deki Türkiye’nin ilk diyanet kompleksinin temelini
attı. 150 dönüme kurulacak olan dev kompleksin önemine değinen
Prof. Dr. Mehmet Görme, örnek tesiste 250’şer kişilik yatılı kız ve
erkek Kur’an kursu öğrenci yurdu, 3 bin kişilik cami, kapalı ve
açık spor alanları, 32 derslik imam hatip lisesi, kütüphane ve
sosyal tesisler, kursiyer lojmanları ve kreş bulunacağını ifade
etti.
Bilgi olmadan din olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Görmez, “Bilgi
olmadan iman kalbe yerleşmez. İman, sosyal hayata yerleşmez. İnsan
hayatını güzelliklerle inşa edemez. Bilgi olmadan ibadet de olmaz.
Bugün İslam coğrafyasında yaşadığımız en büyük meseleler dinin
kendisinden değil, din konusundaki cehaletten kaynaklanıyor. Bugün
İslam coğrafyasında yaşanan sorunlar mezheplerden değil, mezhepler
konusundaki cehaletten kaynaklanıyor. Din eğitimini halledemeyen
hiçbir Müslüman ülkenin ayaklarının üzerinde durması mümkün
değildir. Onun için Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığımızın,
İlahiyat Fakültelerimizin, biraz sonra temellerini atacağımız
önemli din müesseselerinin varlığı ülkemiz için son derece
önemlidir” diye konuştu.
ATANMIŞ VE ADANMIŞ DİN GÖREVLİSİ
Artık camiyi sadece namaz kılma yeri olarak tarif etmenin Hazreti
Peygamberin cami ve mescitlere yüklediği misyona aykırı olacağını
kaydeden Görmez sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aynı şekilde din görevlisinin, imam hatibin tanımını sadece namaz
kıldırma görevlisi olarak tarif etmek, müftünün tanımını sadece din
görevlilerini organize eden bir idareci olarak tanımlamak elbette
yapılacak en büyük yanlışlıklardan bir tanesi olur. Atanmış din
görevlisi ile değil, ancak atanmış din gönüllüsü ile bunları inşa
ederiz. Adanmış din gönüllüsü de ancak ilimle, marifetle, hikmetle
donanırsa bu hizmetleri en güzel bir şekilde yapar. Bilgiyi tarif
eden, İslam literatüründe 3 kavram vardır. Bunlar ilim, marifet ve
hikmettir. İlmin sahibine alim diyoruz. Marifetin sahibine arif
diyoruz. Hikmetin sahibine hakim diyoruz. Bugün İslam dünyasında
bilgi çok olabilir. Ama marifetimiz azaldı. Marifetimiz olabilir,
hikmetimizi kaybettik. Onun için biz Türkiye oyarak millet olarak
ilahiyat fakülteleri ve diyanet işleri olarak ilmi, hikmeti ve
marifeti birleştirmek zorundayız. İlmi, hikmeti ve marifeti
birlikte mezcetmiş bunlarla donanmış her camide görev yapan
arkadaşlarımıza sahip olmak zorundayız”.
Dinin, doğru bilgi ile ilimle, marifetle, hikmetle birleştiğinde su
ve hava kadar tabii olacağını kaydeden Görmez, “İnsanoğlunun
dünyasını da ahiretini de mamur eder. Ama bilgisiz dindarlık,
cehalet ile birlikte din insanoğlunun bütün potansiyellerini yok
eder. Bugün bir Müslüman, bir başka Müslüman kardeşini ‘Allah-ü
Ekber’ diyerek boğazlayabiliyor. Boğazlanan insan da ‘La ilahe
illallah’ diyerek can verebiliyor. İnsanlık tarihinde Müslümanlar,
böyle bir fecaate, böyle vahim bir tabloya şahit olmamıştır. Bunun
bir tek sebebi var. Kimse bunun sebebini dinde mezhepte aramasın.
Bu cehalet. Bu istibdatın, işgallerin sömürgelerin gölgesinde
yaralanmış bilinçlerin, ölümcül kimliklerin cehaletle birlikte
kendi meşruiyetlerini dinde ve mezhepte cehaletle aramalarından
başka bir sebebi yoktur bunun. Onun için dünyada bütün mazlumların,
mahrumların umudu haline gelmiş milletimizin zaten büyük oranda
çözdüğü din eğitimi meselesini daha da yüksek seviyelere getirerek,
hikmet ve marifetle birleştirerek, bütün dünyaya barış taşıyan,
bütün dünyaya ilim taşıyan, marifet taşıyan, hikmet taşıyan bir
ülke olmaz zorundayız” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Görmez, protokol
üyeleriyle birlikte Türkiye’nin örnek külliyesinin temelini
attı.
(İHA)