Müslüman kızlar kurban ediliyor
Abone olAlmanya'da Müslüman kızlar töre ve namus cinaytelerine kurban gidiyor. Almanya'da bu konu gündemden düşmüyor.
Almanya'da namus cinayetleri... Almanya'da son haftalarda art
arda Müslüman kızlarının töre ve namus bağlantılı cinayetlere
kurban gitmesi, Alman toplumunda tartışmalara yol açtı. Türk sivil
toplum örgütleri de olayı kınadılar. DW'den Verica Spasowska, son
haftalarda art arda 6 genç kadının öldürülmesinin yetkililerin bu
konuda harekete geçmesi için yeterli olması gerektiğini belirtiyor:
"26 yaşındaki Hatun Sürücü, Berlin'de aşırı sağcılar tarafından
öldürülseydi Alman kamuoyunda büyük bir tepkiye neden olacaktı.
Ancak Sürücü namus meselesinden ötürü, 3 erkek kardeşi tarafından
öldürüldüğünden ölümü ses getirmedi. 16 yaşında ailesi tarafından
evlendirilen Hatun Sürücü, kaderine boyun eğmemiş, evi terk ederek
hayatının akışına kendisi yön vermeye karar vermişti. Hatun Sürücü
namus ve töre adına can vererek kararının bedelini ağır şekilde
ödemişti. Birkaç aylık süre zarfında, toplam 6 genç kadının
Berlin'de Hatun Sürücü ile aynı akıbeti paylaşması, Alman kamuoyunu
sonunda harekete geçirdi. Berlin'de bir okul müdürünün yazdığı
"açık mektup" da konunun yaygın şekilde tartışılmasına katkıda
bulundu. Müdür, okulundaki Türk öğrencilerin, "Zaten Alman gibi
yaşıyordu" sözleriyle Hatun Sürücü'ye yönelik cinayete onay
verdiklerini kaydediyordu. Yani cinayete kurban gitmeleri, Hatun
Sürücü ve diğer genç kadınların kabahatiydi. Bu Türk öğrencilere,
"Almanya'da Alman gibi, yani eşit ve serbest yaşamak ne zamandır
ölüm cezasını hak ediyor" diye sormak lazım. Birleşmiş Milletler'in
tahminlerine göre her yıl dünyada 5 bin dolayında kadın ailenin
namusuna leke düşürdüğü için hayatını kaybediyor. Bu 5 bin arasında
Almanya'da yaşayan kadınlar da bulunuyor. Bu cinayetlerden kaçının
Almanya'da işlendiğine dair resmi istatistikler bulunmuyor. Ancak
son haftalarda peşpeşe işlenen cinayetler Alman sosyologların ve
duyarlı Türklerin harekete geçmesini sağladı. Bu kesimler, haklı
olarak bu cinayetlerle birlikte "kültürel farklılık" kavramının
gündeme getirilmesine tepki gösteriyorlar. Türk kızları biyoloji ve
yüzme derslerine girmelerine, sınıf gezilerine katılmalarına,
İslami gerekçeler göstererek aileleri tarafından izin
verilmediğinde neden Alman devleti sessiz kalmayı yeğliyor. Devlet,
kadın-erkek eşitliği gibi temel haklarımızın yeni göçmen kuşakları
tarafından tanınmasını sağlamak için neden harekete geçmiyor? Genç
Türkler'in onayı, göçmen Türkler arasında tehlikeli bir gelişmeye
işaret ediyor: Alman toplumuna entegrasyon bir yana, yeni
kuşakların radikal İslam'a dönüşü söz konusu. Yabancı düşmanı
çevrelerin ekmeğine yağ sürer endişesiyle bu olgunun kamuoyunda
tartışılmasından kaçınılıyor. Ancak Türk kökenli göçmenlerin büyük
bölümünün, hem dini hem de kültürel anlamda gericiliğin egemen
kılındığı bir paralel toplum kurdukları gerçeğine gözlerini
kapamak, gerçekleri değiştirmez. Berlin'de son 3 yılda başörtülü
Türk öğrencilerin sayısı hızla arttı. Asıl dikkat çekici olan, bu
öğrencilerin büyük kısmının, diğer öğrencilerin "güler yüzlü
baskısıyla" başörtüsünü tercih etmeleridir. Hatun Sürücü
katledilmiştir. Kültürel farklılıklara işaret edilerek bir cinayet
hafifletilemez. Almanya'daki Türk sivil toplum kuruluşları,
camilerdeki vaizler ve gazeteciler, artık bu cinayetlere karşı
harekete geçmelidir. Hükümet ise bir an önce zorla evlendirmeleri
cezalandıracak bir yasayı meclisten geçirmelidir." Kaynak :
Deutsche Welle/TNN