Müslüman Kardeşler'in hikayesi
Abone olHüsnü Mübarek'in devrilmesinde rol oynayan Müslüman Kardeşler, bugün Mısır'daki darbeciler tarafından kapatıldı.
Peki Müslüman Kardeşler kimlerden oluşur? Faaliyetleri nelerdir?
Dünyanın entelektüel seviyesi en yüksek bu sivil toplum örgütü
darbecilerin dediği gibi terörist mi? Yoksa mülayim mi? …
İşte Müslüman Kardeşler’in öyküsü
Müslüman Kardeşler, Arapça'da İhvanü'l Müslimin olarak biliniyor.
Arap dünyasının en eski, en etkili ve en büyük İslami hareketi olmakla birlikte birçok Arap ülkesindeki en geniş siyasi muhalif örgütü aynı zamanda.
Hasan el-Benna 1928 yılı Mart ayında Süveyş Kanalında çalışan 6 arkadaşı ile birlikte Mısır'ın İsmailiye kentinde İhvanı Müslimini bireysel ve kültürel aydınlanmaya dayalı, ahlaki öğeleri önceleyen dini bir hareket olarak doğdu, zaman içerisinde sosyal bir toplum hareketine, ardından siyasi bir harekete dönüştü.
Hasan el-Benna işçilerin haklarını, zalim sömürgeci yabancı
şirketlere karşı savunduğu için etrafına ün salmıştır. Birçok
hastane, eczane okul gibi hizmet kurumunun kurulmasına vesile
oldu.
El-Benna, Kadın hakları, kadın eşitliği gibi konularda kadına karşı adil olunması yönünde son derece hassas bir tutum içindeydi. Müslüman Kardeşlerin üye sayısı; 1936 yılında 800, 1938 yılında 200,000, 1948 yılında 500,000 kişiye ulaştı.
Hareket Mısır'da 1938'den sonra, özellikle Türkçeye de çevrilmiş olan Fi Zilal'il Kuran'ın müellifi Seyyit Kutup ile birlikte siyasi nitelik kazanmaya başladı. Müslüman Kardeşler'in bugün yer altına çekilmeye çalışılması ilk değil. Çünkü 1940'ların sonunda Mısır'daki monarşi ve iktidardaki Vefd Partisi'ne karşı da tehdit olarak algılanıyordu.
Bu kapsamda 1952'deki Hür Subaylar Darbesi'nden sonra tüm partiler ile beraber 1954 yılında kapatıldı. Bu sefer yeraltına çekilen Müslüman Kardeşler, öğrenciler arasında huzursuzluk çıkardığı gerekçesiyle tekrar kapatıldı.
1954'te Cemal Abdülnasır'a yönelik suikast girişiminden sonra, altı lideri vatana ihanet suçundan idam edildi ve hareket şiddet yoluyla bastırıldı. El-Ezher Üniversitesi, özel camiler, hayır kuruluşları ve vakıfların devlet tarafından kontrol altına alınmasıyla Müslüman Kardeşler'e baskı iyice arttı.
1980'lerden itibaren tekrar canlanma dönemine giren Müslüman Kardeşler Örgütü bu kez de Muhammed Hüsnü Mübarek yönetiminin baskılarına maruz kaldı.
Her ne kadar Mübarek baskı kurmaya çalışsa da örgüt üyelerinin hem sağduyulu hem de eğitimli oluşu sayesinde, siyasi olarak yasaklanmış olmasına rağmen bağımsız adaylarla katıldığı 2005 parlamento seçimlerinde 88 sandalye kazandı.
Kardeşler, zamanla Ortadoğu'nun diğer ülkelerinde de değişik adlarla etkinliğini gösterdi.
Müslüman Kardeşler'in Suriye'nin Hama kentinde Şubat 1982'de giriştiği yardım faaliyetleri Hafız Esed yönetimini rahatsız etti. Bunun üzerine Kardeşler'in yanında yer alan 25 bin kişi baba Esed tarafından katledildi. Binlerce kişi de müebbet hapis ile cezası aldı.
Müslüman Kardeşler; 1946 yılında Ürdün'de, 1937 yılında Suriye'de, 1936 yılında Lübnan'da kurularak bir uluslararası örgüt sıfatını aldı. Aynı zamanda Örgüt, bütün Müslüman Dünyasından gelen öğrencilerle tanışma günleri, eğitim fırsatları gibi hizmetler sunarak önde gelen eğitim merkezlerinden biri olmayı başardı.
Filistin haricinde fiili eylemlere girişmeyen Müslüman Kardeşler, faaliyetlerini genellikle tebliğ ve davet çalışmaları olarak yürüttü. Özellikle Mısır ve Ürdün'de birçok okul, hastane ve vakıf kurarak zaten güçlü olan halk desteğini sürekli kılmayı hedefledi.
Toplumsal faaliyetlerin dışında birçok Arap ve İslam davasına müdahil olan Müslüman Kardeşler, İsrail-Filistin sorunu, Cezayir İç Savaşı, Afganistan'ın SSCB tarafından işgali, Çeçenistan ve Keşmir sorunlarında her türlü insani yardımın ulaşımında bizzat aktif rol aldı.
Söz konusu olayların içinde Müslüman Kardeşler'in en açık desteği de Filistin'e oldu.
Müslüman Kardeşler, Gazze'nin demokratik yolla seçtiği HAMAS başta olmak üzere sağduyu sahibi Sünni gelenekten gelen tüm örgütlere büyük oranda finansal destek verdi.
Müslüman Kardeşler Cemiyeti'nin en güçlü olduğu ülkelerden biri de Cezayir oldu. Özellikle Cezayir İç Savaşı'nda etkili olan gruplara desteğini esirgemedi.
Müslüman Kardeşler Libya'da da beş örgüt ile doğrudan bağlantılı olsa da Kaddafi yönetimi, iktidara geldiği günden beri söz konusu gruplara hayat hakkı tanımadı. Hepsini yasaklayarak denetimi altında tuttu.
Tunus'da da hem öğrenci, hem işçi hareketi olarak etkili bir örgüt olan El Nahda da Müslüman Kardeşler geleneğinden gelen ülke içinde etkili örgütlerden biri olarak faaliyetini sürdürüyor.
Müslüman Kardeşlerin her ülkede Merkez Ofis tarafından kurulmuş, buradan atanmış sorumlusu ve şubesi bulunuyor. Her şubenin sorumluluğu kendi kuruluşuna ait… Hiçbir şube başka bir şube ile yarışmaz yada onunla çekişme haline girmez.
Kasım 1948 yılında, bir çok bombalama olaylarından ve suikast girişimden sonra, Mısır Hükumeti "Gerekçesi Gizli" adı altında Müslüman Kardeşlerin 32 yöneticisi göz altına aldı ve Müslüman Kardeşler'i yasakladı.
Sonraki aylarda Mısır'ın Başbakanı bir Müslüman Kardeşler üyesi tarafından suikasta uğradığı iddia edildi. Bunun akabinde de Hasan El-Benna misilleme amaçlı suikasta uğradı.
1952 yılında, Müslüman Kardeşler, restoran, gece kulübü, tiyatro ve otelin bulunduğu uğrak bir mekanda da çıkan yangın sonucu biri İngiliz olmak üzere bir kaç yabancının öldüğü ve 750 binanın hasar gördüğü Kahire Yangınında yer almak ile suçlandı.
1952 yılında, Mısır monarşisi ulusalcı askerler (Özgür Subaylar) ile alaşağı edildi. Ancak İhvanı Müslimin yeni yapılan laik anayasaya karşı çıktı ve 1954 yılında, bazı siyasetçiler Eski Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır'a suikast yapmak suçu ile suçlamak istedilerse de bunda başarıya ulaşamadılar.
Yine de bu süre zarfında İhvanı Müslimin tekrar yasaklandı, binlerce üyesi tutuklandı ve toplama kamplarında ve hapishanelerde yıllarca işkenceye maruz kaldı.
2011 Mısır devrimi ve Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ardından, örgüt yasal hale geldi. Müslüman Kardeşler, 2011 yılındaki Mısırlı liberallerin karşı çıktığı ancak Mısır ordusu tarafından da desteklenen anayasal referandumu destekledi.
30 Nisan 2011 tarihinde, Müslüman Kardeşler, 2011 Eylül seçimlerinde parlamentodaki sandalyelerin yarısını almaya programlı bir şekilde yeni bir parti kurdu ve adını da Özgürlük ve Adalet Partisi koydu. Parti, 2011 Eylül seçimleri için Kıpti aday ya da bayan aday göstermedi. Devrimin ardından bazı yeni gruplar da bu arada ortaya çıkmaya başlamıştı.
Parti; 127 sandalye, ve 108 bağımsız aday ile toplamda mecliste 235 sandalye kazandı. Parlamentoda 498 seçilmiş üye, 10 görevli toplam 508 sandalye vardı.
Müslüman Kardeşlerin delegeleri 2012 yılında Cumhurbaşkanı olarak Muhammed Mursi'yi seçti. Mübarek döneminden sonra ilk Mısır seçimlerinde, Müslüman Kardeşlerin üyeleri, Muhammed Mursi'yi yüzde %51.73 oy ile seçmişlerdi. Rakibi eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Şefik ise % 48.27 oy almıştı.
2012 Kasım ayının sonlarına doğru Müslüman Kardeşlerin şubeleri Muhammed Mursi'nin otoritesini kullanarak kanun dışı davrandığı suçlaması ile ateşe verildi.
3 Temmuz 2013 tarihinde Muhammed Mursi'nin Genelkurmay Başkanı olarak atadığı Sisi Mısır'da darbe yaptı ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi tutukladı.
Bunun üzerine milyonlarca Mısırlı, Muhammed Mursi'nin Mısır cumhurbaşkanı olarak kalması için protestolar düzenledi. Protestocular arasında darbecilerin güvenlik güçleri ve keskin nişancıların açtığı ateş üzerine 1000 den fazla kişi hayatını kaybetti.
Bugün İslam coğrafyasında hatırı sayılır bir örgütlenmeye sahip olan Müslüman Kardeşler'in Mısır'daki darbeciler tarafından kapatılmasıyla karşı karşıya kalması sadece 90 yıldır tarihin tekerrür etmesinden ibaret.