Müsiad uyarmaya devam edecek
Abone olEkonominin nabzını tutacak bir sivil toplum kuruluşu olarak yapıcı uyarılarda bulunmayı sürdürecek
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Bolat, Kıbrıs'ta referandum sonucunun Türkiye'nin AB üyelik müzakelerinin önündeki mazeretleri ortadan kaldırdığını belirterek, ''AB, Türkiye'ye tam üyelik müzakere tarihi verme hususunda tarihi bir yüzleşme ve nihai karar süreci ile karşı karşıyadır'' dedi. MÜSİAD'ın yeni Başkanı Bolat, düzenlediği ilk basın toplantısında, Yönetim Kurulu Üyeleri'ni tanıştırdı, plan ve projelerini açıkladı. Ömer Bolat, MÜSİAD'ın bundan sonra da ülkenin yönetim kalitesine katkı sağlayacak, ekonominin nabzını tutacak bir sivil toplum kuruluşu olarak yapıcı uyarılarda bulunmayı sürdüreceğini belirtti. Bolat, ''Şimdi kavga değil, dayanışma, kayıp yılları kazanma zamanıdır. Yenim dönemde de Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişmişlik liginde üst sıralara çıkmasını sağlayacak faaliyetler ve projeler hazırlamaya devam edceğiz'' diye konuştu. Yüksek reel faizle beslenen rant ekonomisine karşı verdikleri mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Bolat, hükümetin ekonominin sırtındaki en büyük kamburlar olan yüksek faizli borç ve sosyal güvenlik sorunu ile kamu personel reformu konusunda çözüme yönelik çabalar içinde olması gerektiğini kaydetti. Bolat, şöyle dedi: ''Türkiye'de artık havadan ve paradan para kazanma devri sona ermelidir. Rant ekonomisini devam ettirme çabalarına karşın, Türkiye'de yeni bir dönüşüm, ekonomik ve sosyal atılım projelerinin başlatılması olmazsa olmaz gerekliliktir. MÜSİAD yeni dönemde bu gerekliliği öncelikli hedef olarak algılamaktadır.'' HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER MÜSİAD Başkanı Bolat, kalkınmanın dinamosunu çalıştırabilmenin yolunun yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı sürekli artırmaktan, yüzde 8 gibi yüksek büyümeyi başarabilmekten ve özel sektörün öncülüğünde toplumsal kalkınma seferberliğini başlatmaktan geçtiğini vurguladı. Bolat, hükümetten beklentilerini şöyle sıraladı: ''Mali piyasalardaki statükocu çevrelerin yüksek reel faiz kazancı ile sürdürülebilir borçlanma politikasını devam ettirme dayatmalarına karşı, sürdürülebilir büyüme ve rekabetçi bir üretim ekonomisinin şartları oluşturulmalı. İş dünyası üzerindeki ağır vergi, sosyal güvenlik yükleri ile başta enerji olmak üzere girdi maliyetleri düşürülmeli. Ülkemiz, demokratik haklar ve özgürlükler liginde ön sıralara yükseltilmeli. Devlet ekonomideki ağırlığını azaltırken düzenleyici ve denetleyici olmalı. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele başarıyla tamamlanmalı. Özgür düşünce, özgür siyaset ve özgür ticaret ortamı oluşturulmalıdır.'' BÜYÜK DİPLOMATİK BAŞARI Ömer Bolat, Kıbrıs'ta yapılan tarihi referandumdan çıkan sonucun Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin adil ve uygulanabilir bir çözümden yana olduklarını tüm dünyaya gösterdiğini ve diplomatik alanda önemli bir başarı olduğunu söyledi. Türkiye ve KKTC hükümetlerinin kararlı tutumu ve güçlü iradesinin bu sonucun alınmasında önemli bir rol oynadığını vurgulayan Bolat, şunları kaydetti: ''Bu sonuç, Rum tarafının iki kesim açısından adil ve hakkaniyete uygun bir çözümden yana olmayıp, Ada'nın tümü üzerinde hak iddia ettiklerini açıkça göstermiştir. Annan Planı bizim de çok istediğimiz bir çözüm değildi. Ama, AB'nin haksız ve tek yanlı bir kararla Rum kesimini 1 Mayıs'ta tam üyeliğe kabul etmesi gerçeği karşısında ehveni şer yani kötünün iyisi konumdaydı. Annan Planı, referandumdaki en hayırlı sonuçla neticelenmiştir.'' Bolat, bundan sonra 30 yıldır Kıbrıs Türk kesimine uygulanan ambargoların kaldırılması gerektiğine işaret ederek, ''Kıbrıs Türkleri bu diplomatik başarıdan sonra artık hızla kenetlenmelidir. Ekonomik alanda kalkınma, siyasi alanda tanınma ve ambargoları kırma atağına başlamalıdır. KKTC'nin tamamı serbest ticaret bölgesi ilan edilmeli. Başta eğitim, sağlık ve turizm alanlarında yeni yatırımlarla Doğu Akdeniz'in cazibe merkezi olması hedeflenmelidir'' diye konuştu. AB'NİN KIBRIS MAZERETİ KALMADI Kıbrıs'taki referandum sonuçlarının, Kopenhag kritelerlerini uyum paketleriyle hızla yerine getiren ve uygulamaya çalışan Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakelerine başlayabilmesi için Aralık ayında tarih almasının önünde bir mazeret veya engel kalmadığını gösterdiğini belirtti. Bolat, şöyle devam etti: ''Kıbrıs konusu Kopenhag kriterleri arasında yer almamasına rağmen, kimi çevrelerce adeta zımmen bir mazeret gibi öne sürülüyordu. Ama, bu mazeret de geçerliliğini yitirmiştir. AB, Türkiye'ye tam üyelik müzakere tarihi verme hususunda tarihi bir yüzleşme ve nihai karar süreci ile karşı karşıyadır. Ancak şunu da unutmamalıyız ki, tam üyelik için müzakere tarihi alsak bile, tam üyelik süreci, sonu henüz görünmeyen (uzun ince bir yol) olmaya devam edecek görünmektedir.'' Soruları da yanıtlayan Bolat, Türkiye'nin AB tam üyeliğine büyük ölçüde hazır olduğunu belirterek, ''Ancak, AB yetkililerinin ifadelerinden bu sürecin 2013-2015'e kadar uzayacağı anlaşılıyor'' dedi. Bu süreçte Türkiye'ye önemli bir görev düştüğünü dile getiren Bolat, ''Tam üyelik hedefi yolunda ilerlerken Türkiye aslında, AB'yi geleceğinin tek adresi ya da olmazsa olmaz şartı olarak da görmemeli. Türkiye insanı kendisine güven duymalı. Kaderini dışarıda olacak gelişmelere bağlamamalı'' diye konuştu. KIBRIS'TA YATIRIM ÇALIŞMALARI Türkiye'de 3 Kasım'dan sonra siyasi alanda oluşan istikrar ortamının ekonomik alanda da iyimserlik rüzgarlarının hakim olduğu bir yapıda devam ettiğini belirten Bolat, faizlerin ve enflasyonun düşmesi, büyüme gibi olumlu gelişmelerin henüz tam olarak ekonominin tamamına yansımadığını kaydetti. MÜSİAD Başkanı Bolat, rant ekonomisine ilişkin soru üzerine, Türkiye'de şu anda reel faizlerin yüzde 12 olduğuna dikkat çekti. Sanayici olarak fon kullanmak istediklerinde yıllık yüzde 36'lara varan maliyetlerle fon kullanmak zorunda kaldıklarını işaret eden Ömer Bolat, şunları kaydetti: ''Enflasyonun Mart itibariyle yüzde 8.5'lara düştüğü, yıl sonu hedefinin yüzde 12 olduğu bir ekonomide enflasyonun 3 katı finansman maliyetleriyle çalışmak rant ekonomisinin kendisidir. Devleti adeta semiren yüksek faizli borçlanma modeline dayalı rant ekonomisinin kesinlikle sona erip Türkiye'nin yatırımı, üretimi, istihdamı artıracağı atılım sürecine girmesini istiyoruz.'' Ömer Bolat, Kıbrıs'ta son siyasi alandaki gelişmenin ekonomik alanda olumlu yansımaları olacağını söyledi. AB'nin, Kuzey Kıbrıs'a 259 milyon Euro'luk destek vereceğine dikkati çeken Bolat, MÜSİAD üyelerinin Kıbrıs'ta hizmet ve hafif tüketim sektöründe yatırım çalışmalarında bulunacağını bildirdi. Bolat, KKTC'nin serbet ticaret bölgesi ilan edilerek, Körfez sermayesi çekmeye yönelik atılım yapması gerektiğini de kaydetti.