Mursi'nin yakınındaki isim o planı anlattı
Abone olMısır'ın devrik lideri Muhammed Mursi'nın Kıpti Müsteşarı Habib, darbe planını ayrıntılarıyla anlattı.
Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nın Kıpti Müsteşarı ve eski Milletvekili Refik Habib, darbenin uzun süre önce planlandığını ve buna zemin hazırlamak için bazı adımların izlendiğini belirtti.
Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nınnın (İhvan) siyasi kanadı Hürriyet ve Adalalet Partisi (HAP) eski Milletvekili Habib'in bazı bölümleri yerel gazetelerde yayınlanan "Askeri darbe... Tekrarladı mı, yoksa sonlandı mı?" isimli incelemede, askeri darbenin kendiliğinden gelmediğini, uzun bir süredir planlandığını ifade edildi.
Darbenin sorumlusunun Mısır'ın eski lideri Hüsnü Mübarek rejimine ait isimler olduğunu kaydeden Habib, "Mübarek rejimi hala devleti kontrolü altında tutuyor. Özellikle emniyet teşkilatı, ordu, yargı ve denetleme kurumları darbenin gerçekleşmesine ortam hazırladı" ifadelerine yer verdi.
Habib, darbeye zemin hazırlaması iamacıyla yapılanları şöyle açıkladı:
"Problemlerin çözülmesi konusunda Mursi'yi ve hükümeti engellendi. Akaryakıt, elektrik ve benzin krizi daha derinleştirildi. Kara propaganda ve nefret yayılmaya çalışıldı. Mursi'nin de mensubu olduğu İhvan kötü gösterildi."
DARBE ABD ONAYI VE KÖRFEZ ÜLKELERİNİN DESTEĞİ İLE GERÇEKLEŞTİ
“Darbenin ABD onayı ve Körfez ülkelerinin desteği ile gerçekleşti” denilen incelemede Habib, bazı ülkelerin başarılı demokratik İslami bir model görmek istemediğini ve demokratik yapısı olmayan Suudi Arabistan'ın olmayan din alanındaki tekelini kırmak istemediğine dikkati çekti.
Kıpti Milletvekili Habib, bazı Arap ülkelerinin coğrafi konumu nedeniyle Mısır ile ekonomik rekabete girmekten çekindiğini, bazı Arap ülkelerinin ise Mısır'da başarılı olması halinde siyasal İslam'in genişlemesinden endişe ettiğini kaydetti.
Habib, ABD'nin Mısır'a karşı tutumuna ilişkin "ABD yalnızca laik yönetimi kabul ediyor. Kendi gıdasını, ilacını, silahını üreten bir rejimi istemiyor. Olanlar ABD'nin İhvan yönetimini desteklemediğini gösterdi ve yönetime gelecek kişinin kendi müttefiki olması için her çeşit baskıyı denedi" tezini savundu.
İncelemesinde Mısır ordusu konusuna da bölüm ayıran Habib, ordunun ülkedeki en katı kurumlardan biri olduğunu ancak kendi içinde karmaşık problemleri barındırdığını belirterek, "Ordu Mısır toplumunun bir parçasıdır ve İslami kimliğe düşmanı değildir. Ordu'un sahip olduğu "Ulusal güvenlik" kavramı laiklik üzerine kuruludur. Orduya göre devletin İslami olması güvenliği ve bölgesel istikrarı tehdit ediyor" ifadesine yer verdi.
Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin 3 Temmuz'da yaptığı "Halkın talebine karşılık verdik" açıklaması için ise "Ordu, halkın bir kesimini diğer kesimine tercih etti. Ordunun taraf tutmasından daha tehlikeli bir şey yoktur çünkü bu tutum siyasi çekişme yaratır" görüşünü dile getirdi.
Habib, Mursi'nin görevden alınmasının ardından bazı dini yayın yapan televizyon kanallarının kapatılmasını ve Şura Meclisi'nin fes edilmesini eleştirdi.
DARBENİN 9 HEDEFİ
Habib, çalışmasında ayrıca askeri darbenin 9 hedefini şu şekilde sıraladı:
"Batılı insan hakları anlaşmaları ile anayasada yer alan İslami kimlikle ilgili maddeleri sınırlama. Orduya siyasetin meşruluğunu koruması ve denetlemesi için siyasi rol verme. Ordunun bağımsızlığını artırarak üzerinde sivil otorite bulunmayan ve denetlenmeyen bir kurum olması. Yargı ve emniyet teşkilatı gibi kurumların denetimden uzak tutulması. Derin devletin, devlet kurumları üzerindeki etkisini artırmak. Yolsuzluk şebekelerinin ve Mübarek rejimine ilişkin yolsuzluk dosyalarının soruşturulmasının engellenmesi. Güvenlik politikalarıyla siyaset üzerinde vesayet oluşturarak, siyaset yapma özgürlüğünü güvenlik güçlerinin denetimi altına almak. Genişlemelerini önlemek amacıyla İslami eğilimli gruplara siyaset yapma özgürlüğü tanımadan değişim politikasını devam ettirmek. Basını doğrudan veya dolaylı olarak kontrol altında tutma."