Murat Yetkin yazdı: Chuck Hagel neden istifa etti?
Abone olRadikal gazetesi yazarı Murat Yetkin, ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in istifasının perde arkasını yazdı. İşte Chuck Hagel neden istifa etti sorusununu yanıtı.
İNTERNETHABER.COM - Radikal
gazetesi yazarı Murat Yetkin, "ABD Başkanı' Barack Obama'nın
Savunma Bakanı Chuck Hagel'i istifaya zorlaması ardında, Hagel'in
Erdoğan ve Davutoğlu'nun da isteği olan Esad'ın devrilmesini IŞİD
stratejisine dâhil etme ısrarı yatıyor" diye yazdı.
Murat Yetkin'in 'Obama'yla Esad anlaşmazlığına düşen Hagel gitti' başlıklı yazısı şöyle:
OBAMA İSTİFAYA ZORLADI
Dün, İran’la nükleer müzakerelerin Haziran 2015 sonuna kadar
uzatıldığının açıklanmasından kısa
süre sonra ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in istifa haberi geldi.
Başkan Barack Obama tarafından
istifaya zorlanmıştı.
Doğrusu 4 Kasım ara seçimlerini kaybettiği takdirde Obama’nın
yönetiminde bazı değişikliklere
gideceği Amerikan medyası tarafından yazılıyordu. Değiştirilmesi
muhtemel isimler arasında Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ve
Dışişleri Bakanı John Kerry sıkça anılıyordu, ama
Hagel’in adı pek geçmiyordu.
Hagel’in istifası ardından Amerikan basınında, Obama
yönetimindeki tek Cumhuriyetçi olmasından tutun da, Afganistan ile
Irak ve Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı siyasetinin sonuç
getirmemesine dek muhtemel gerekçeler sıralanmaya başladı.
Ama bunlar arasında en muhtemeli, hem Türkiye, hem de İran’la
ilgili olan Esad gerekçesiydi.
O DA IŞİD'LE BİRLİKTE ESAD
DİYORDU
Demokrat Obama yönetimine karşın Amerikan Kongresi’nin tamamen
Cumhuriyetçi kontrolüne girdiği 4 Kasım ara seçimlerinden birkaç
gün önce, 30 Ekim tarihinde New Yok Times gazetesinde ilginç bir
haber çıktı.
Hagel, Ulusal Güvenlik Danışmanı Rice’a iki sayfalık bir muhtıra
göndermişti. Bu muhtırada IŞİD’e karşı stratejinin başarıya
ulaşması için mutlaka Suriye siyasetiyle birlikte ele alınacak bir
revizyonun gerektiği söyleniyordu.
Bu aslında Türk hükümetinin bir süredir öne sürdüğü “IŞİD’e karşı
savaşta Esad’ı da hedef alma” stratejisinin daha yumuşak
ifadesiydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet
Davutoğlu Esad devrilmeden IŞİD’le mücadelenin başarıya
ulaşamayacağını söylüyor, 36’ıncı paralelin kuzeyinde uçuşa yasaklı
bölge istiyordu.
Ama Obama o fikirde değildi. Beyaz Saray’dan sızdırılan bilgilere
göre, evet, Obama da Esad’lı bir Suriye’den yana değildi ama, şu
anda Esad’ı devirmeyi IŞİD’le mücadele hedefi yapmayacaktı.
Bunun iki temel nedeni vardı: Birincisi, Kongre’nin verdiği yetki
Esad’a değil, IŞİD’e yönelikti. İkinci ve açıktan değil, kulislerde
fısıltıyla söylenen gerekçe İran idi.
OBAMA'NIN İRAN
HASSASİYETİ
IŞİD’in ortaya çıkışı, Musul’u ele geçirip Irak’ı dağılmanın
eşiğine getirmesi İran’ı bir anda ABD ile ortak düşmana karşı
sahada, aynı saflarda olmasa da bir araya getirdi.
Zaten Irak’taki Şii yönetim bir süredir hem ABD, hem de İran
tarafından destekleniyordu. Şimdi İran yanlısı Şii milisler, Kürt
güçlerle birlikte Irak’ta IŞİD ilerleyişine karşı duran kara gücü
olmuştu.
Bu arada Tahran’da Hasan Ruhani’nin başa geçmesini iyi
değerlendiren Obama sayesinde İran ile nükleer görüşmeler yeniden
başlamış, İsrail’in “Vuralım, kıralım” ısrarı böyle
bastırılabilmişti.
Suriye sahnesinde, Lübnan’dan gelen İran yanlısı Şii gruplar, o
arada Hizbullah ise IŞİD’e ve el-Nusra gibi diğer Sünni radikal
gruplara karşı savaşıyordu, ama Esad yanında savaşıyordu. İran,
Esad’a çok meraklı değildi, ama Suriye’de kendisine düşman, Lübnan
ile bağlantısını kesecek bir rejimi kaldıramazdı.
OBAMA BAŞINA GELEBİLECEKLERDEN
ÇEKİNİYOR
Obama, Hagel’in dediğini yapıp, Türkiye’nin de İncirlik’i açmak,
hava operasyonlarına katılmak, hatta gerekirse Suriye’ye Mehmetçiki
sokmak için şart koştuğu Esad’ı IŞİD’e denk bir hedefi ilan etmesi
halinde başına gelebileceklerden çekiniyordu.
Mesela Irak’ta ve Suriye’deki hava tersine dönebilir, hatta
Hizbullah bağlantılı gruplar yeniden Amerikan hedeflerine
saldırmaya başlayabilirdi. Bütün bunların ötesinde İsrail ve
Kongre’deki İsrail lobisi, İran’ın nükleer silah ihtimalini ortadan
kaldırma fırsatını Esad yüzünden ortadan kaldırdığı için Obama’yı
suçlayabilirdi. Görüşmelerin 24 Kasım’da bitmesi öngörülüyordu.
HAGEL BİR DAHA
ZORLAYINCA...
Ama Hagel kolay pes etmiyordu. CNN’de 13 Kasım’da yayınlanan bir
haber onun için sonun başlangıcı oldu. Haberde Obama’nın IŞİD ve
Esad’ı birlikte ele alan yeni bir strateji için Ulusal Güvenlik
ekibine talimat verdiği söyleniyordu.
Beyaz Saray hemen yalanladıysa da o sırada G20 Zirvesi için
Avustralya’nın Brisbane şehrinde bulunan Başbakan Davutoğlu bu
haberi memnuniyetle karşıladı; Obama ile görüştüğünde gündeme
getireceğini söyledi. Sözünde de durdu. Ama 16 Kasım’da
Davutoğlu’nun Obama’nın da Esad’ın gitmesine öncelik verme
eğiliminde olduğunu söylemesinin hemen ardından Obama düzenlediği
basın toplantısında Esad’ı devirmenin IŞİD ile mücadele planına
dahil olmadığını açık bir dille ifade etti.
Bu konu ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın 21-23 Kasım İstanbul
ziyareti sırasında Davutoğlu ve Erdoğan ile görüşmelerinde de ele
alındı. Taraflar, IŞİD ile mücadelenin Esad boyutunda
anlaşamadıkları üzerine anlaştılar ve Biden ABD yönetiminde hala
Esad’ı hedefe koyanların varlığından emin olan Türkiye’den
İncirlik’i alamadan döndü.
İRAN MASADA OLDUĞU
SÜRECE...
O gün, yani 23’ünde İran nükleer müzakerelerin devamı için 1 yıl ek
süre istedi.
Bu aynı zamanda, İran masada olduğu sürece Obama’nın Esad’ı hedefe
koymayacak olması ve Türkiye’nin de İncirlik’i açmayıp harekâta
etkin katılmayacağı anlamına da geliyor olabilirdi.
Ertesi sabah iki haber geldi başta da söylediğimiz gibi. İran
istediği gibi 12 ay değil, ama 7 ay uzatmayı aldığı ve Hagel’in
istifaya zorlandığı haberi.
Dünya aslında sanıldığından küçük ve sanıldığından daha hızlı
dönüyor, değil mi?