Murat Belge neden Taraf oldu?
Abone olMurat Belge'nin Radikal gazetesinden Taraf gazetesine geçişi, basında son dönemin en ses getiren transferi oldu.
Gazeteci Murat Belge, NTV’de canlı yayınlanan “Yazıişleri”
programında Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır’ın sorularını
yanıtladı.
Belge, NTV’nin “Yazıişleri” programına konuk oldu ve hem
Radikal’den ayrılış ve Taraf’a geçiş nedenlerini anlattı; hem de
Prof. Şerif Mardin’in “mahalle baskısı” tesbitleri ile AK Parti’ye
kapatma davası ile başlayan süreci değerlendirdi.
Şerif Mardin’in “Öğretmen, imama yenildi” görüşlerine katıldığını
ifade eden Murat Belge, Şerif Mardin’e yönelik “AK
Parti’den kaç para aldı” tepkisi üzerinden,
“Sosyal bilim yasak bu memlekette” yorumu
yaptı.
Murat Belge, Radikal gazetesinden ayrılma kararını anlatırken,
“Belki eski kafalı olabilirim; ama benim yetiştiğim zamanlarda
gazete ya da dergi olsun, yayın organlarının bir meselesi olurdu. O
meselenin anlaşılmasının, mücadele edilmesinin sözcülüğünü yapardı.
Son zamanlarda yavaş yavaş bunlardan uzaklaşıldı” dedi.
NEDEN TARAF'A GEÇTİ
Taraf gazetesine geçişi için ise “Türkiye’nin şu son döneminde çok
sıkıntısı hissettiğim demokrasi eksikliğinin, milliyetçilik
fazlalığının karşısında tutarlı. İlk satırından son satırına kadar
bu mücadeleye kendini bağlamış bir şekilde bir yayın yapıyor. Bu da
benim eskiden de alışık olduğum yayıncılık felsefesine daha uygun”
dedi.
RASYONEL YORUM YAPMAK ZOR
AK Parti’ye kapatma davası için “Bu kadar akıl dışı görünen bu
olayın nasıl biteceğine dair rasyonel bir yorum yapmak zor” derken,
yüksek yargı organlarının bildirilerini “Türkiye’ye özgü tuhaf bir
durum” olarak niteleyip, Avrupa Birliği’ne yönelik tepkiler için de
şunları söyledi:
“AB’ye üye olmak için başvurduğumuz andan itibaren dışarıdan bu
gibi müdahalelerin olabileceğini kabul etmek durumundayız. Bununla
başlayarak, dışarı ve içeri kavramlarını yerine oturtmamız
gerekiyor. Yani bu işler dünyada böyle olur, Türkiye’de şöyle olur
diye bir ayrım ortadan kalkmak zorunda. Dolayısıyla dünya
ölçülerine uymayan bu bürokratik tasarrufların ya bitmesi ve bizim
de dünyanın bir parçası olmamız gerekiyor; ya da bizim etrafımıza
bir dikenli tel çekerek, bir tür ulusal park haline gelmeyi kabul
etmemiz gerekiyor. O zaman belki turistler gelir Türkiye’ye,
insanlar işte tarih öncesinde böyle inançlarla, böyle hukuk
kurumlarıyla yaşıyorlardı falan diye rehberler anlatırlar,
göstererek. Bu ikisinden birini seçmek durumundayız.”