'Münevver' iddiasına polis ne dedi?
Abone olKarabulut cinayeti soruşturmasında görevi kötüye kullanmakla suçlanan polisler, "para dolu çantayı eşine teslim ettik" dedi.
Münevver Karabulut cinayetini soruştururken "görevi kötüye
kullandıkları" iddia edilen polislerden Gökmen Karadağ ve Sami
Avcı'nın, tutanağa geçirmedikleri paralar için, "Mehmet
Nida Garipoğlu'nun valizindeydi. Olayla bir ilgisinin olmadığını
düşündük" dediği öğrenildi.
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, "Cinayet mahallindeki
her şey delildir. Bu polislerin telefon kayıtlarını isteyeceğiz.
Bakalım onlara bu emri kim verdi? O dönemdeki emniyet müdürü
Celalettin Cerrah mı verdi? Anlaşılacak" dedi. Küçükçekmece 5'inci
Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 3 yıla kadar hapis istemiyle
yargılanacak olan Gökmen Karadağ, Sami Avcı, Tayfun Kayın, Murat
Dönmez, İhsan Körpınar ve Ahmet Burak Demirbaş'ın savcılıkta
verdikleri ifadelere ulaşıldı.
Polisler, Küçükmece Cumhuriyet Savcısı Orhan Kapıcı'ya verdikleri
ifadelerde, vahşet evinde yüklü miktarda para gördüklerini açıkça
beyan etti. Polis memuru Gökmen Karadağ'ın ifadesinde "Arama
sırasında binanın orta katında merdiven korkuluklarına yaslanmış
şekildi seyahat çantasına benzeyen çanta içerisinde bir tomar
dağınık vaziyette Euro, pasaport, anahtarlık, ilaç gibi eşyalar
gördük. Suç konusuyla ilgili olmadığı için eşine teslim ettik. 700
bin dolar olduğu iddiası gerçek dışıdır. Seyahat çantasında benim
gördüğüm kadarıyla 4 deste civarında 30 - 40 bin euro'yu bulan
50'lik, 100'lük ve 500'lük para vardı" dediği öğrenildi. Karadağ'ın
kamera konusunda da şunları söylediği belirtildi: "Villanın
arkasında bir kameranın olduğunu ancak bir yıldır çalışmadığını
site güvenlikçisi Mehmet Naz söyledi. Bende kameranın çalışmamakta
olduğunu gördüm. Bunun üzerine önceliğimizi olay mahallinin
muhafazasına ve delillerinin tespitine verdik. 5 Mart'ta Sami Avcı
ile birlikte karakol komutanını da alarak, çevredeki kameraları da
inceledik. Fakat herhangi bir kanıt bulamadık. Ayrıca bizim bu
hususta çok teknik bilgimiz de yoktur. Yüzeysel bir inceleme
yaptık. Failin kimliğini tespit ettiğimiz için mevcut delillerin
olayı aydınlattığını düşündük. Kamera kayıtlarını ayrıntılı
inceleme hususunu düşünmedik." Polis Sami Avcı da çok miktarda
parayı baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun valizinde gördüğünü, paranın
50 ve 100'lük banktnotlar şeklinde olduğunu söyledi.
'Paralar neden kayda alınmadı?'
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, "Acılı baba Süreyya
Karabulut'un '700 bin dolar kayıtlara geçmedi' sözü polislerin de
ifadesiyle doğrulanmış oldu. Bu olayda emniyetin içindeki görevi
kötüye kullanma da ortaya çıkmış oldu" dedi. Epözdemir, "16
Temmuz'da görülecek cinayet davasında polislerin o geceki telefon
kayıtlarının incelenmesini isteyeceğim. Bu polisler 3 Mart 2009
gecesi kimlerle görüşmüşler? Görüştükleri kişiler arasında üst
düzey emniyet yetkilileri var mı? Mesela o tarihteki Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah ile görüşmüşler mi? Neye dayanarak, o kadar
parayı kayda almamışlar? Paralara ne oldu? Babanın valizindeki para
yurtdışına mı çıkarıldı yoksa polislere verilen rüşvet mi?"
dedi.
Reddi hâkim talebine ret
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Cem Garipoğlu'nun
yargılandığı Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak,
iddialarını, polisin kaydettiği CD ve fotoğraflar ışığında sunmak
istediğini söyledi. Epözdemir, "Projeksiyonla, polisin kaydettiği
CD ve fotoğraflar ışığında iddia ve beyanda bulunma arzusundayız.
Sunum 10 dakika sürecektir ve o sürede aile üyeleri salonda
bulunmayacaktır" dedi. Öte yandan, davanın baş sanığı Cem
Garipoğlu'nun babası Mehmet Nida Garipoğlu'nu tutuksuz yargılanmak
üzere serbest bırakılmasına tepki gösteren Karabulut ailesi, reddi
hâkim talebinde bulundu. Ancak bir üst mahkeme olan Bakırköy 5.
Ağır ceza mahkemesi talebi reddetti. (Sabah)