Münevver için Taksimde protesto
Abone olBeşiktaş'ta çöp konteynerinde parçalanmış cesedi bulunan 18 yaşındaki Münevver Karabulut, cinayetten yaklaşık 3 ay sonra Taksim'de anıldı.
Bir internet sitesinde Münevver Karabulut adına kurulan
ve üye sayısı 40 bine ulaşan grubun üyeleri, Taksim Meydanı'nda bir
araya gelerek, ''sessiz'' bir anma gerçekleştirdi.
Çocukların da ellerinde Karabulut'un resimleriyle destek verdiği
gruba, Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut da
katıldı.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Süreyya Karabulut, sessiz
anma eylemini 3 Haziran Çarşamba günü yapmayı planladıklarını,
ancak mesai günü olması nedeniyle bugüne aldıklarını söyledi.
''Artık sabrımız taşıyor. Çok zor durumdayız'' diyen Karabulut, tüm
yetkililerden çok kısa süre içinde cinayetin ve faillerinin
aydınlatılmasını istedi.
Cinayetin zanlısı Cem Garipoğlu ile diğer zanlıların bugüne kadar
saklandığını dile getiren Karabulut, ''Bu konunun aydınlatılması
için emniyet teşkilatımızdan, devlet büyüklerimizden yardım
bekliyoruz. Bir aile olarak çok zor durumdayız ağır şartlar altında
günlerimiz geçiyor'' dedi.
Karabulut, cinayetin satanist bir cinayet olduğunu, Adli Tıp
raporlarının da bu doğrultuda sonuçlar ortaya koyduğunu ileri
sürerek, şunları kaydetti:
''Benim haklı olduğum ortaya çıktı. Bu profesyonelce işlenen bir
cinayet. Aşk cinayeti değil. Bu cinayette 4 faktör var. Birincisi
cinayeti işleyenler, ikincisi cinayet yerini temizleyenler,
üçüncüsü delileri yok edenler, dördüncüsü ise suçluları
saklayanlardır. Cem Garipoğlu kendi ailesindedir. 17-18 yaşında bir
delikanlının tek başına yurt dışına kaçması, yakalanamaması mümkün
değil. O ailenin elinde. Artık ailenin teslim etmesi lazım.''
6 ARKADAŞA YURT DIŞI YASAĞI
Karabulut, bir soru üzerine Cem Garipoğlu'nun Moskova'da görüldüğü
söylentilerinin doğrulanmadığını belirtti.
Garipoğlu'nun 6 arkadaşına yurt dışı yasağının niçin konulduğunu
bilmediğini, ancak bir varsayım olarak nedeninin olması gerektiğini
ifade eden Karabulut, ''Satanist cinayeti olduğu ortaya çıkıyor''
diye konuştu.
Karabulut, olayın bu duruma geleceğini Garipoğlu ailesinin tahmin
edemediğini de savunarak, ''Bu barbar insanlar bunu tahmin
etselerdi, delilleri yok etmek için evi yakmak dahil her şeyi
yaparlardı'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''Yapılan incelemelerde spermlerin 1 kişiye ait
olduğu ortaya çıktı ve Cem'in sperm örneklerine rastlanamadı. Bu
konu hakkında ne söyleyeceksiniz?'' sorusuna Karabulut, ''Ben
şaşkınlık ve hayretler içerisindeyim. Burada kaç kişi vardır?
Tahminime göre 3 kişi vardı. Cem parası olduğu kadar kaçar ama
yanındakiler nereye kaçıyor? Diğer kişilere ne oldu? Ben diğer
kişilerin de peşindeyim. Bu diğer kişileri kim saklıyor?'' yanıtını
verdi.
''CİNAYET KAPALI KUTU''
Karabulut, cinayetle ilgili bir şeyler bilip bilmediğini sorulması
üzerine şunları söyledi:
''Cinayet kapalı kutu. Öğrendiğim kadarıyla, ön sezilerimle ben bu
cinayetin satanist cinayeti öncesinde toplu bir şekilde ayin
yapıldığı, gözleri kapalı ve ya bileklerinden bağlanmış kızım yani.
Bileklerinden bağlandıktan sonra bangır bangır, bağıra bağıra kızım
canını teslim etti. Ama diğer tarafta sağındaki solundaki komşular
güvenlikler hiçkimse ortalıklarda yok. Daha düne kadar insanlar
tedavi için psikologlara gidiyorlar ama bir tanesi gelip de
emniyette ya da savcılıkta ifade vermiyorlar.
Benim kızımın cesedi taksiye yatırıldı, taksinin içerisinde 7 tane
kan bulgusu var. Şoför elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Adalet
bu mudur? Babası içeride yatıyor. Tabiİ benim kızımın kanına kimin
eli değdiyse bunun cezası cezaevidir. Onu kanun verecek, cezasına
benim verecek halim yok ki.''
''BİZ DE İNSANIZ''
Cinayetin faillerinin hala bulunamadığını belirten Karabulut, ''Ama
maalesef insanlar dışarıda dolaşıyorlar, geziyorlar. 90 gün boyunca
70 milyonun vicdanı sızlıyor. Bu cinayet ortaya çıkmaz mı? Tek bir
açıklama yapılamaz mı?'' diye sordu. Adli Tıp'ta DNA testlerinin
yapıldığını hatırlatan Karabulut, şunları söyledi:
''Benim dahi alındı. Benim ne alakam var, benden neden alınıyor?
Yeri belli, insanlar belli. Annesi yurt dışında. Neden yurt dışına
çıkış izni verildi? Kardeşleri ortalıkta yok. Burada sessiz bir
şekilde sizlere hitap ediyorum. Ne yapayım? Kendimi mi yakayım ben?
Tabii ki devletten yardım isteyeceğim. Devletin çözmesi lazım. Bu
ülkenin bakanı, başbakanı, cumhurbaşkanı, emniyet müdürü, valisi...
Burada bir evlat gitti. Öldüğü için demiyorum arkadaşlar. Ölüm
hepimiz için ama ölümün böylesini nefretle kınıyorum. Yeter artık
bıçak kemiğe dayandı. Biz de insanız yani.''
Süreyya Karabulut, soruşturmayı yürüten yetkililerden dosya ile
ilgili bilgi alamadığını, üst düzey yöneticilerle görüşmek için
girişimde bulunmadıklarını söyledi.
Sessiz anma eyleminin ardından dağılan grup üyeleri, Münevver
Karabulut'u anmak için 6 Haziran Cumartesi günü Ankara, Eskişehir,
Bursa ve İzmir'de eş zamanlı eylemler yapacaklarını belirtti.