Münevver cinayetinde şok gelişme!
Abone olMünevver cinayetinde 6 polisin "Parayı bulup tutanak tutmamak, ve kamera kayıtlarını silmek" iddiasıyla hapsi istendi!..
Münevver Karabulut'un öldürüldüğü villada arama yaparken
700 bin dolar buldukları ancak bunu tutanağa geçirmedikleri öne
sürülen 6 polis hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan 3 yıl
hapis istemiyle dava açıldı.
İddianamede; polislerin, evdeki güvenlik kamerası kayıtlarını
"yeterli düzeyde" incelemediği de vurgulandı. Bu kayıtları silen 3
site görevlisinin de "delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme"
suçundan 5 yıla kadar hapsi istendi. Garipoğlu ailesinin evindeki
parayı, ilk kez Münevver'in babası Süreyya Karabulut gündeme
getirmiş ve "Olay gecesi pazarlık yaşandı. Deliller karartıldı"
suçlamasında bulunmuştu. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin
Cerrah'ın Osmaniye'ye vali olarak atanmasında da bu olayın etkili
olduğu öne sürülmüştü.
4 DAKİKA FARKLA...
Münevver Karabulut, 3 Mart 2009'da, sevgilisi Cem Garipoğlu'nun
Bahçeşehir'deki villasında başı testereyle kesilerek öldürüldü.
Cesedi Etiler'de çöp konteynırına atıldı. Cinayetin 1 numaralı
şüphelisi Cem Garipoğlu, o gece polislerin elinden 4 dakikalık bir
farkla, "kılpayı" kurtuldu. Münevver'in babası Süreyya Karabulut
da, "O gece birtakım kirli ilişkiler döndü. Cem'in evinde 700 bin
dolar bulundu. Bu para polisin raporlarına geçmedi. Cem Garipoğlu
serbest bırakıldı" iddiasında bulundu. Dönemin İstanbul Emniyet
Müdürü Celalettin Cerrah ise, baba Süreyya Karabulut'un "iftira
attığını" savundu ve suç duyurusunda bulundu. Fakat Karabulut,
sözlerinin arkasında durdu ve 700 bin doların "sırrı" çözülsün diye
savcılığa başvurdu.
MESLEKTEN MEN
Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı, bu suç duyurusu üzerine
başlattığı soruşturmayı tamamladı ve Garipoğlu ailesinin villasında
arama yapan polisler ile site görevlileri hakkında dava açtı.
Vahşet evinde arama yapan polisler Gökmen Karadağ, Sami Avcı,
Tayfun Kayın, Murat Dönmez, Hasan Körpınar ve Ahmet Burak Demirbaş
hakkında "görevi kötüye kullanmak" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar
hapis cezası istendi. Polislerin yargılama sonunda suçlu bulunması
halinde mesleklerinden men edilmesi de talep edildi. Site
yöneticisi Ufuk Yemişçi, site görevlileri Yusuf Pala ve Refik
İmamoğlu için de "suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme"
suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis istendi. İddianame, 26 Nisan
2010'da Küçükçekmece 5'nci Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İlk
duruşma tarihi de 18 Ekim 2010 olarak belirlendi.
TUTANAĞA GEÇMEDİ
İddianamede "Paranın bulunması ve kamera kayıtlarının
silinmesi" ise şöyle anlatıldı: "Polis memurları Tayfun Kayın,
İhsan Körpınar, Murat Dönmez, Sami Avcı, Gökmen Karadağ ve Ahmet
Burak Demirbaş olay gecesi önce Münevvet Karabulut'un ailesinin
Şişli'deki evine gitti. Görüşme sonucunda maktul ile Cem
Garipoğlu'nun irtibatı tespit edildi. Bunun üzerine Garipoğlu'nun
Bahçeşehir Şelale Villaları sitesindeki 73 nolu evine hareket
edildi. Evin etrafı sarıldı. Polise, Cem Garipoğlu'nun annesi ve
yakınları kapıyı açtı. Kan izleri görülünce cinayet mahallinin
burası olabileceği düşünüldü. Evde arama yapıldı. Arama sırasında
miktarı net olarak tespit olunamayan ancak makul bir rakamın
üzerinde olduğu şüphelilerce de kabul edilen yabancı ülke parası
bulundu. Ancak polisler bunu tutanağa geçirmedi."
4 GÜN SONRA SİLİNDİ
İddianamade,bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi villa 73'e ait
güvenlik kameralarının olay tarihinde yani 3 Mart'ta kayıt yaptığı
ancak kayıtların 7 Mart'ta silindiği ve görüntülerin CD ya da
DVD'ye aktarılmaya çalışıldığı, bir kısmının geri dönüşüm kutusuna
atıldığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
YALAN TUTANAK
"Şüpheli polis memurlarının villaya ait güvenlik
kamera kayıtlarını yeterli düzeyde incelemediği; polisler Sami Avcı
ve Gökmen Karadağ'ın 4 Mart'ta kameraların bozuk olduğu; 5 Mart'ta
da güzergah üzerindeki kameralarda görüntü bulunmadığı yönünde
tutanak düzenlediği anlaşılmıştır. Villaların yöneticiliğini yapan
Ufuk Yemişçi ile site görevlileri Yusuf Pala ve Refik İmamoğlu'nun
kameradaki kayıtları silerek delilleri yok ettiği belirlenmiştir."
BABA: İHMAL VAR
Bu dava üzerine konuşan baba Süreyya Karabulut, "İstanbul eski
Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah beni 'Sana dava açarım. İftira
atıyorsun' diye uyarmıştı. Bakın gerçekler ortaya çıkıyor. O zaman
da söylemiştim, hiçbir şey iftira değil. Kızımın öldürüldüğü evde
700 bin dolarlık para pazarlığı döndü. İhmal var" dedi. (Sabah /
Özel)