Mümtaz'er Türköne'den olay 'paralel yapı' yazısı
Abone olZaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, 'paralel yapı' ve yolsuzluk iddialarıyla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İNTERNETHABER.COM
Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, bugünkü yazısında 'paralel
yapı'nın yolsuzluklar nedeniyle icat edildiğini öne
sürdü.
Ekonominin tıkandığını, siyasetin iflas ettiğini belirten
Mümtaz'er Türköne, "Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan büyük
şirketlerin konut reklamları, artık arsalar üzerine kurulu bu
düzenin işlemediğini, yani rant üretemediğini gösteriyor. Tıkanan
sadece ekonomi değil, siyaset de iflas etti. Etkilerini göstermesi
biraz zaman alacak" diye yazdı.
Yolsuzluk olmasa, bu kadar yoğun siyasî gündemlerimiz olur mu?
Siyaset bu kadar vazgeçilmez bir meslek, hayatımızı bu kadar
derinden kuşatan bir mesele haline gelir mi? “Büyümek istiyorsak
yolsuzluk yapmayacağız” diyen Cemil Çiçek, hem kendi iktidarını
eleştiriyor hem de yolsuzluklarla soframıza giren ekmeğin boyutu
arasında doğrudan bir ilişki kuruyor.
SANDIK SANDIK ROMA ALTINI
GİBİ
Yolsuzluk yapılıyor, bu yüzden ekonomi gelişmiyor ve yolsuzluklar
her birimizin hissesine bir miktar yoksulluk olarak düşüyor. Sadece
adalet duygumuzun yıpranması, siyasete ve sisteme olan güvenimizin
sarsılmasından ibaret değil kaybettiklerimiz. Daha fazlası var.
Büyük şehirlerden birinde, mesela İstanbul’da her gün önünden
geçtiğiniz bomboş arsalardan birini gözünüzün önüne getirin. Hani
şu çocukken top oynadığımız arsalar. İktidar siyaseti dediğimiz bu
küçücük arsalarda dönüyor. Bu arsa etrafında kopan fırtınalar ve
sonrasında girenler ve çıkanlar sadece yolsuzlukları değil, bütün
siyasal sistemi bir devri daim makinesine çeviriyor. Bu arsa
muhtemelen ya bir vakfa, ya belediyeye ya da doğrudan Hazine’ye
ait. Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nin veya Etiler Polis okulunun
arsaları gibi. Çağımızın defineleri bu arsalarda saklanıyor. Önce
bu arsalar el değiştirecek, sonra imar tadilatları yapılacak,
statüsü yenilenecek; sonra üzerine bir gökdelen veya AVM
kondurulacak. Ha temel kazısından sandık sandık Roma altını
çıkartmışsınız, ha bu işleri yapmışsınız.
İNŞAAT LOBİSİNE TESLİM
OLDUK
İktidar siyasetini başından sonuna kadar, bu küçük arsalara
sığdırabilirsiniz. Yerel siyaset, sabah uykusundan rüyasında bu
arsadaki hazineyi görerek uyananlar için olduğu kadar, başka kim
için önemli olabilir? Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. Belediye
başkan adayları bile müteahhit kulisleriyle belirlenecek. Yerel
siyasetten Ankara’ya uzanan yollar hep bu arsanın üzerinden
geçecek. Eski Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “İnşaat
lobisine teslim olduk” itirafını, Hükümetimizin Ekonomi Bakanı’nın
“Bir gecede verilen kararlarla rantlar el değiştirdi” sözünü yan
yana koyduğunuz zaman, bu küçücük arsaların üzerini köstebek
yuvasına dönüştüren yolsuzlukları gözünüzle görmüş gibi
olursunuz.
PARA BU KADAR KOLAY
KAZANILINCA...
Siyasetin katakullisiyle el değiştiren büyük paralar, siyaset
üzerinden bir anda zengin olan sonradan görmelere kaderimizi teslim
ediyor. Zahmetsiz para, havadan gelen servet kolay harcanır. Böyle
bir imkân varsa düzgün giden ne kalır? Manzara, gözü dönmüş
yamyamların birbirine girdiği bir ilkel yağmalama hali. Siyaset en
vahşi biçimiyle bir gasp eylemi olarak sürüyor. Nasıl olsa bir
gecede el değiştiren paralarla finanse ettiğiniz koca bir medya
ordusu var. Bu arsalardan çıkan hazinelerden sadece küçücük bir
parça nasıl olsa düzinelerce köşe yazarının, televizyon
yorumcusunun maaşını ödemek için yeterli. “Zarar eden
gazete-televizyon nasıl ayakta kalır?” sorusunun cevabını buldunuz
mu? Para bu kadar kolay kazanılınca, medya gücü görgüsüzlüğü örtbas
etmekte zorlanıyor; sonunda onlar da bu görgüsüzlüğe ortak oluyor.
Yoktan yere nezaketin, ahlakın çiğnenmesi, “vur” lafının “öldür”
olarak anlaşılması bu yüzden.
SİYASET DE İFLAS
ETTİ
Siyaset bu arsalara kurulan düzenle finanse ediliyor. Bu
arsalardan akan paralardan imam hatiplerin hissesine düşenler, bu
düzeni işletmek için. Niçin toplumun kendi sivil inisiyatifiyle
üstlendiği din eğitimi ve hizmeti değil de, devletin din eğitimi
tercih ediliyor. Bu arsalardaki gücü size veren devlet iktidarı
olduğuna göre, elbette teşvik edilecek devletinki olacak.
Bu arsalardan elde edilen kolay paralar ekonominin geri kalanını felç etti. Bankacılık sistemi bütün kaynaklarını bu arsalara kondurulan inşaatlara aktardı; sanayi sektörü üvey evlat muamelesi gördü. Sonunda deniz tükendi, ekonomi bu ağır yükün altında ezildi. Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan büyük şirketlerin konut reklamları, artık arsalar üzerine kurulu bu düzenin işlemediğini, yani rant üretemediğini gösteriyor. Tıkanan sadece ekonomi değil, siyaset de iflas etti. Etkilerini göstermesi biraz zaman alacak.
Yolsuzluklar siyaseti geriyor ve sürekli düşman üretiyor. Yolsuzluklar olmasaydı, “paralel yapı” icat edilir miydi, düşmanlar çoğalır mıydı?