Mümtaz'er Türköne'den Erdoğan'a Yazıcıoğlu tepkisi
Abone olCumhurbaşkanlığı seçimlerinde BBP'nin Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleme kararını Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne köşesinde değerlendirdi.
İNTERNETHABER.COM
Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleme kararına hem Alperen
Ocakları'ndan hem de Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sert tepki
geldi.
Ülkücü gelenekten yetişen ve BBP'nin kurucusu Muhsin
Yazıcıoğlu'nun yakın arkadaşı olan Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er
Türköne, Erdoğan'ın BBP'ye tepkisini köşesine taşıdı.
ALPERENLER'DEN BBP'YE İHSANOĞLU
ŞOKU
BAŞBAKAN HADDİNİ
BİLMELİ
“Şöyle derdi' diye söze başlayıp ahkâm kesmek, Muhsin Başkan’ın
aziz hatırasını istismar etmektir. Başbakan başta olmak üzere
herkes haddini-hududunu bilmeli" uyarısıyla yazısına Başlayan
Türköne, şöyle devam etti:
MUHSİN YAZICIOĞLU BİR
SEMBOLDÜR
Hiçbir zaman siyasî istismar konusu yapılamayacak semboller,
dokunulmayacak kutsallar vardır. Muhsin Başkan, koca bir camianın
yüreğinde soğuttuğu, toprağa gömdüğü temiz-tertemiz hatıralarıdır.
Eza-cefa içinde gençliğini tüketen bir neslin sembolüdür.
Vardıkları en yüksek nokta “vur kâfir, vur da şehit olayım”
diyebilmek olanlar; yiğitlikle, sabırla, feragatle, sözünün eri
olmakla, bu vatanı hesapsız-kitapsız sevmekle ölçülen bu sembolün
yanına yaklaşamaz. Gençliğinin on yılını cezaevlerinde sabır
imtihanlarında geçirenlere sorabilirsiniz bu sembolün anlamını.
KİMSE YAZIOĞLU'NU REFERANS
GÖSTERMİYOR
Başbakan, BBP yöneticilerini ihanetle suçladığına göre
“yaşasaydı bana oy verirdi” demeye getiriyor. BBP ise bir siyasî
parti olarak cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında bir tutum belirliyor.
Genel Başkan Mustafa Destici, seçimlerde Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy
vereceklerini, gerekçelerini tek tek sıralayarak açıklıyor. Karar
hükmî şahsiyeti olan bağımsız, üstelik temsil kabiliyeti olan bir
siyasî partinin kararı. Hiç kimse, yaşasaydı ne düşüneceğini
bildikleri halde Muhsin Başkan’ı referans göstermiyor; madde madde
gerekçe sıralıyorlar ve kararın sebebini açıklıyorlar.
ASAP BOZUCU, MİDE BULANDIRICI BİR
SAYGISIZLIK
Referans gösteren tek kişi var: Başbakan Erdoğan. BBP’nin kararını
“Muhsin Yazıcıoğlu’nun mirasına ihanet”, “Onun hatırasını ayaklar
altına alma”, “kemiklerini sızlatma”, “karnı genişlik”,
“ilkesizlik” ve “zavallılık” olarak karalıyor. Mübalağasız bu
ibarelerin hepsini peş peşe sıralıyor. Bırakın “Muhsin Yazıcıoğlu
ne derdi?” sorusunu, Başbakan, Muhsin Başkan adına BBP
yöneticilerine (halefine) ve dava arkadaşlarına ağır hakaretler
ediyor. Asap bozucu, mide bulandırıcı bir saygısızlık ve hadsizlik
yok mu bu sözlerde? Daha ötesi de var. Erdoğan, Sivaslıların Muhsin
Başkan’ın hatırasına sahip çıkmasını “duygu sömürüsü” olarak
aşağılıyor, sevenlerini de küçümsüyor. Bu hadsizliğe bir ayar
çekmek farz-ı kifâye oldu.
HEP YAZICIOĞLU'NUN
YANINDAYDIM
“Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı, cumhurbaşkanlığı seçiminde kimi desteklerdi?” sorusunu tereddüt etmeden cevaplayacak birkaç kişiden biri benim. Dava arkadaşlığımızın tam 40 yıla varan uzun bir geçmişi var. 70’lerde kavga günlerinde o Ülkü Ocakları genel başkanı iken, Teşkilat’ın yayın organı olan Genç Arkadaş dergisini bana emanet etmişti. MHP’den ayrılıp “Yeni Oluşum Hareketi”ni başlattığı ve BBP’yi kurduğu zaman yanındayım. Partinin ideolojik omurgasına ve siyasî rotasına katkılarda bulundum. Aklıma-fikrime değer verir, ince politik meseleleri uzun uzun konuşurduk. Erdoğan’ın kişiliği ve icraatları hakkında neler düşündüğünü, ne tür mukayeseler yaptığını ayrıntıları ile biliyorum. Yine de, “Başkan yaşasaydı şöyle karar verirdi...” demeyi, densizlik ve hatırasına saygısızlık addediyorum.
MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE'NİN BUGÜNKÜ YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN