Mümtazer Türköne'den cemaat itirafı
Abone olZaman yazarı Mümtazer Türköne'nin hedefinde yine iktidar partisi ve cumhurbaşkanı Erdoğan vardı.
Zaman yazarı Mümtazer Türköne, bugünkü yazısında
cemaatin hükümeti denetlediği itirafında
bulundu.
Geçtiğimi günlerdeki yazısında "Cemaatin de gözünü siyasal alana dikme hakkı vardır" diyen Zaman yazarı Mümtazer Türköne, yine ilginç bir yazıya imza attı
17 Aralık sürecinde cemaatin ateşli kalemlerinden biri olan Türköne, "Demokrasiden geriye ne kaldı?" başlıklı yazısında Erdoğan'ın cemaate açtığı savaşın demokrasi sorunu olduğunu iddia etti.
İKTİDARIN DENETİMSİZ BİR ŞEKİLDE KULLANILMASI SORUNU
Siyaset kimin işi? Türköne, 2 Aralık tarihli yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: "Ya “gözünü devlete dikme” suçu? Siyaset yapma hakkının asıl sebebini oluşturduğuna göre, böyle bir suçtan kimse bahsedemez. Gözümü devlete dikiyorum, siyaseti siyasetçiye bırakmıyorum, gücüm yettiği kadar müdahale ediyorum, gerekirse örgütlenip baskıda bulunuyorum. İster bireysel, ister bir dernek veya cemaat olarak. Var mı itiraz eden? Benim siyasete müdahil olma, siyaset yapma hakkım var. Sınırsız siyaset hakkına sahibim. Devletin benim istediğim gibi düşünmesini, davranmasını istiyorum. Neresi tuhaf bu isteğin?" |
"İktidar karşılaştığı yolsuzluk ithamları kıskacından,
üzerindeki her türlü denetimi kaldırarak çıkarken neden sadece
Hizmet Hareketi’ni yegâne düşman olarak hedef tahtasına koyuyor?"
diye soran yazar, cemaati eleştiren üçüncü tarafa da böyle
sitem ediyor:
"Bu kadar eşitsiz ve adaletsiz bir tablo nasıl “Cemaat de devlete göz dikmeseydi” denkliğine mesned oluşturabiliyor? En basit tarafından “yesinler birbirlerini” muhabbeti, otokrasinin önünü açmaya yarıyor. Ezeli ve ebedî bir demokrasi mücadelesi, yani iktidarın kişisel çıkarlar için denetimsiz bir şekilde kullanılması sorunu, bugün Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne karşı yürüttüğü topyekün imha savaşı ile sürüyor."
"İKTİDARI DENETLEDİKLERİ
İÇİN"
28 Şubat sürecinde olduğu gibi fişlemelere dayalı memur kıyımı yaşandığını savunan Türköne, cemaatle ilgili tartışılacak bir tespitte bulunarak yazısını tamamlıyor:
"Tekrar aynı soruya dönelim. Cemaatlerin, bilhassa Hizmet Hareketi’nin devleti ele geçirme niyeti yok mu?
Klasik devlet-toplum çatışması, bugün devleti ele geçiren ve tekeline aşan AK Parti ile cemaatler arasında sürüyor. Bu çatışmayı başlatan tarafın iktidar kanadı olduğunu unutmayalım. Cemaatler devleti ele geçirdikleri için değil, iktidarı denetledikleri ve dengeledikleri için, otokrasi inşası önünde engele dönüştüler.
Sorun bir demokrasi sorunu; öyleyse çözümü karşılaşan iki güç arasındaki denge noktasında değil, demokrasinin evrensel prensipleri ve mekanizmaları içinde aramalıyız."