Mumcuya göre hükümet azğın

ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Hükümetin bu politikasıyla çocuklarımıza, Mehmetçiğe yediremediğimiz fındığı alacağımız paradan vazgeçerek Avrupalıya yetiriyoruz'' dedi. Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem, Mumcu'yu parti genel merkezinde ziyaret etti. Erdem, birliğin içinde bulunduğu durumu ve yönetimi devraldıktan sonra geçirdikleri zamanda yaşanan gelişmeleri anlattı.

Ordu ziyareti sırasında fındık ile ilgili konuşmasında üreticileri rahatlatacak bir karar beklerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin fındığın kilosunda bir günde 2 milyon lira düşüşe yol açmasına neden olduğunu savunan Erdem, bu durumun birliği ve üreticiyi zarara soktuğunu söyledi. Mumcu da fındık üreticisinin devlete borçlu değil, alacaklı olduğunu kaydetti. 250-300 bin ton fındığın ihraç edilerek dahi 2 milyar dolar civarında gelir elde etmenin mümkün olduğunu ifade eden Mumcu, bugünkü politikayla 700 bin ton fındık ihraç edilse bile ihracattan gelen paranın bir milyar doları bulmayacağını söyledi.

Gelirin artması için stoklama uygulaması gerektiğini, bu uygulamayı üstlenen Fiskobirlik'in hazineden ve destekleme fonundan alacağının ödenmediğini kaydeden Mumcu, ''bu kadar değerli bir ürün yok pahasına satılırken, insanın emeği üzerinden yurtdışı piyasalar ve içerdeki 3-5 spekülatör ve tacir kar edecek'' dedi. Mumcu, şunları kaydetti: ''Hükümetin üzerinde oluşan lobi ki Başbakan kendilerini savunmaktan, 'delikten aşağı süpürülme' teklifine rağmen savunmaktan bir an bile geri durmuyor.

Fiskobirlik Başkanı burada başkana fındık politikasıyla ilgili olarak 'git sen Cüneyd'le konuş bu işi halledelim' gibi anlamsız yönlendirmelerde bulunuyor. Ama sonuçta fındık üreticisi sahipsiz kalıyor. ülke ekonomisi 1-1.5 milyar dolar zarara uğruyor ve insanımız ne olduğunu anlayamıyor. 200 bin ton fındığın stoklanması, çocuklarımıza ve Mehmetçiğe bedelsiz dağıtılmasından bu memleketin hiçbir zararı olmaz. İhracat gelirimiz de iki katına çıkar. Hükümetin bu politikasıyla çocuklarımıza, Mehmetçiğe yediremediğimiz fındığı alacağımız paradan vazgeçerek Avrupalıya yetiriyoruz.'' Konuya hukuki ve siyasi olarak sonuna kadar takip edeceklerini ve ''çalınan trilyonların hesabını hükümetten soracaklarını'' söyleyen Mumcu, ''Bu milletin emanetiyle azgınlaşan elindeki iktidarın kendi halkına karşı kullandığı bir silah olduğunu zanneden bu hükümetin tavrını milletin iradesi eninde sonunda terbiye edecektir'' dedi.

''KİMDİR TANIMIYORUM''

Bir gazetecinin, ''Başbakan, Yasin El Kadı'yı tanıdığını ifade etti. Bunun nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Mumcu, şunları kaydetti: ''Kimdir tanımıyorum. İyi mi kötü mü adamdır bilmem. Ancak şunu söyleyebilirim Başbakan'ın Ortadoğulu tanıdıkları ile kurduğu ilişkilerin hiçbirinde Türkiye'nin menfaati olmadı. Bunun en iyi örnekleri tezgahlanmaya çalışılan İETT arazisi, tezgahlanmış olan Yarımca Limanıdır. ülkenin Yarımca Limanından kaybı, milyarlarca dolardır.

Hukuksuz, usulsüz, ahlaka aykırı biçimde sırf bu ahbap çavuş ilişkileri ekseni içinde Türkiye'nin milyarlarca doları menfaati peşkeş çekilmiştir. Bu ilişkilerin Türkiye'nin menfaatine ilişkiler olmadığı tecrübeyle sabittir. Belgelendirilecek şekilde sabittir. Özelleştirilmesi yapıldıktan sonra OYAK'ın Erdemir'in alma kararı çıktıktan sonra devir işlemlerinden önce bir gece yarısı Yarımca Limanı talimatla, mesai saatlerinin dışında DubaiPort'a satılmış olması kesinlikle hukuka ahlaka ve menfaatlere aykırıdır.

Böyle bir düzeneği dostlarıyla kuranlar önünde sonunda hesap vereceklerdir. Sayın Başbakan'ı bu süreçte Türkiye'nin hak ve hukukunun çalınmasına seyirci kalmakla itham ediyorum. Rica ederim cesareti varsa bundan dolayı da beni mahkemeye versin. Mahkeme önünde kanıtlamazsan bütün milletten özür dileyeceğim. Medya önünde kanıtlama imkanım kalmadı. Türk medyası da üzülerek görüyorum ki bu gibi konularda takip ısrarı yok.''