Mumcunun yerine 3 aday

ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER-ÖZEL

ANKARA- Anavatan Partisi’nin kongresi bu haftasonu. Erkan Mumcu çekildi. Liderlik için Salih Uzun favori, Ahmet Özal zorluyor.

Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi, 3 Kasım’da baraj altı kaldıktan sonra bir türlü bulamadığı liderini bir kez daha aramak için hafta sonu kongre yapıyor. Kongre öncesi Erkan Mumcu’nun aday olmayacağını ve siyasetten ayrılacağını açıklamasıyla; parti yeni lider arayışına girmişti.

25-26 Ekim tarihlerinde yapılacak kongrede Teşkilat Başkanlığını yürüten Salih Uzun favori aday olarak ortaya çıktı. Ahmet Özal, babasının mirasına konmak için delegeler nezdinde yoğun bir çalışma sürdürse de Uzun’un şansının daha fazla olduğu belirtiliyor. Murat Akdeniz de bu iki isim arasında sıyrılmanın hesabını yaparak kongreye katılacak.

YILMAZ SONRASI LİDER SORUNU
3 Kasım sonrası Mesut Yılmaz’ın çekilmesi sonrasında bir türlü liderini bulamayan Anavatan Partisi, ‘geçici genel başkanlar’ ile uzun süre yönetildikten sonra, AKP’den istifa edip yeniden partisine dönen ve genel başkanlık makamına oturan Erkan Mumcu ile bir dirilişe geçmiş, partinin oyları yüzde 8’le kadar yükselmişti. Ancak, DYP ile birleşme süreci ile büyük yara alan ve süreci yönetemediği için partisini 22 Temmuz seçimlerine sokamayan Mumcu, koltuğu bırakma kararı aldı.

UZUN’A İKİ DESTEK
Güçlü ve partiyi ayağa kaldıracak bir lider arayışına giren partide, eski tüfeklerden ya da flaş isimlerden aday çıkmadı. Teşkilat Başkanlığını yürüten Salih Uzun hem Erkan Mumcu’nun hem de Mesut Yılmaz’ın desteğini almayı başardı. Uzun’un bu iki destek ve teşkilat tarafından sevilen bir isim olmasıyla ön plana çıktığı yarışta, Ahmet Özal da soyadı ve baba mirası kozlarıyla Uzun’u zorlayacak.

YENİ PARTİYE KATILABİLİR
Kulislerde, Uzun’un seçilmesi sonrasında Mesut Yılmaz’ın hazırlığını yaptığı ve son aşamaya getirdiği Japon Modeli yeni oluşuma partinin iltihak etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Anavatan Partisi’nin teşkilatları ile birlikte yeni oluşumun nüvesini oluşturacağı belirtiliyor.

SON KONGRE OLMASIN

Mumcu ile birlikte Yılmaz’a bayrak açıp, AKP’ye giden ve Mumcu ile birlikte yeniden Anavatan’a dönen, ancak Mumcu ile ters düşüp yollarını ayıran Miraç Akdoğan, kongereye ilişkin düşüncelerini İNTERNETHABER’e yazdı. 

Anavatan Partisi, normal sürecin dışında, olağanüstü bir kongreye gidiyor. Nedeni, Erkan Mumcu'nun, "Ben çekiliyorum!" demesi.

Halbuki, daha birkaç yıl önce her şey ne büyük umutlarla tekrar başlamıştı. Sayın Mumcu'nun AKP'den ayrılışı ve Anavatan'a döndüğü o muhteşem gün, sanki Anavatan'ın yeniden iktidar olacağının ayak sesleri gibi değil miydi?

Gözlü görülür bir şekilde sıfırdan yüzde 7-8'lere kadar büyüyen partinin bu gelişmesi, tevazuyu getireceği yerde, bazılarının ayaklarını yerden kesti. "Biz" yerini "ben"e bıraktı. "Başarı bana ait", "Ben olmazsam hiçbir şey olmaz", "Ben varsam var, yoksam yok", "Ben, ben, ben…" duygusu her şeyin önüne geçti. Bu süreçte, Genel Başkanı "lider" yapmak isteyen, onun için her şeyi göze alan dava arkadaşları birer birer devre dışı bırakıldı. Bunların yerlerini hızla, her partide bolca rastlanan şakşakcılar aldı.

Lider olma mücadelesi veren Genel Başkan'ın ayağı mutlaka yere basmalıydı. Siyasette kendisine gerçekten katkısı olan, ona tebalık değil dava arkadaşlığı yapan insanlarla yoluna devam etmeliydi. Siyasette, liderine iyi niyetle siperlik yapanların harcanması çok görülmüştü. Ama daha lider olmadan, kendini lider yapmaya çalışanları bir çırpıda harcamak, herhalde eşine az rastlanan bir durumdu.

Türkiye'nin genel siyasetinde en önemli alternatif haline gelen bir lider adayının kendi kendini bitirmesi, Erkan beyi ne kadar üzüyor bilmiyoruz; ama bu durumun, onu Türkiye için bir çıkış noktası, bir ümit olarak görenleri çok üzdüğü kesin.

Kendisine böylesine büyük umutlar bağlanmış bir isim, bugün partinin Genel Başkanlığından çekiliyor. Takdir elbette kendisinin; fakat bu işin zamanlamasının çok yanlış olduğu da bir gerçek.  Doğru çekilme zamanı 23 Temmuz sabahıydı.  Sayın Mumcu'nun Anavatan Partisi Genel Başkanlığından çekilmesinin tek bir sebebi vardır; o da başarısızlıktır.

Partiyi yeniden toparlayabilecek, partiye gönül bağı olanlara yeniden ümit verecek bir ismin etrafında birleşilmesi gerekiyordu.. Ancak, böyle bir ismi bulup aday yapma konusunda muvaffak olamadık. Şahsıma da teklif getirenler oldu. Ama içinde bulunduğum şartlar, maalesef bu onurlu göreve talip olmama izin vermiyor.

Yapılması gereken, Anavatan'ın binbir oyun ve gafletler zinciri sonunda düşürüldüğü bugünkü konumunda, rahmetli Özal'ın manevi mirasından ziyade maddi mirasının konuşuluyor olmasının utancına engel olacak adayın partinin başına getirilmesidir.

Asıl dileğim ise, bu kongrenin Anavatan'ın son kongresi olmamasıdır.