Mumcudan hipnoz uyarısı

Abone ol

ANAVATAN lideri Mumcu, istikrar masalıyla toplumun hipnoz edildiğini öne sürdü

ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Adına 'istikrar' denilen masal, tıpkı bir ninni gibi, giderek yoksullaşan, umutsuzluk batağına saplanan toplumu avutuyor, adeta bir hipnozun içinde uyutuyor'' dedi.

Mumcu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı tarafından ''Yeniden İktidara Yürüyüş'' adıyla Pendik'te bir restoranda düzenlenen yemekte yaptığı konuşmada, ''dünyanın hızla ilerlediğini, Türkiye'nin Turgut Özal ve ANAVATAN ile yakaladığı dünyaya meydan okuma, kendi değer ve inançlarıyla saygın biçimde var olma iddiasını günden güne yitirdiğini'' ileri sürdü.

Mumcu, ''Türkiye'nin etkinliği iddiasını Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar seslendirebilecek siyasetçi ve aydın kalmadığını'' savunarak, ''herkesin günü kurtarma telaşı içinde yaşamaya mahkum edildiğini, insanların işini kaybetmekten, çocuklarının okulda başına bir hal gelmesinden korktuklarını'' kaydetti. Erkan Mumcu, ''Adına 'istikrar' denilen masal, tıpkı bir ninni gibi, giderek yoksullaşan, umutsuzluk batağına saplanan toplumu avutuyor, avutuyor, avutuyor, adeta bir hipnozun içinde uyutuyor'' diye konuştu.

''Dünyanın yerinde durmadığını, başka ülkelerin yeni bilgi teknolojileri ve üretim kapasitesiyle küreselleşen refahtan kendi ülkelerine zenginlik, bolluk, bereket getirdiklerini'' ifade eden Mumcu, Türkiye'nin ise sadece sahip olduklarını kaybetmemek için yaşadığını savundu. ''Türkiye'de sadece değerlerin sömürüldüğü bir siyaset yapıldığını ve insanların korku tüneline çekildiğini'' ileri süren Mumcu, ''Onlar gelirse laiklik, bunlar gelirse din elden gider, onlar gelirse vatan bölünür'' denildiğini kaydetti.

''Ülke adeta okyanusun orta yerinde, fırtınalı bir denizde dümeni kırık bir gemi gibi nereye gittiği belli olmadan savruluyor'' diyen Mumcu, şöyle konuştu: ''Bölgede her geçen gün ateşin harareti yükseliyor. En son İsrail'in Lübnan'a saldırısı... İnsanlarımız bir taraftan masum siviller üzerinde uygulanan şiddetin, vahşetin ürpertisini yaşarken, bir taraftan da kendi kaderine sahip çıkamayan, güçlü olamayan, dünyada söz söyleyemeyen, sözünü buyruk haline getirebilecek bir güce, donanıma sahip olmayan ülkelerin başına gelenleri görerek ülkenin geleceğinden kaygı duyuyor; (acaba bölünecek miyiz, acaba birbirimize mi düşeceğiz?)'' Mumcu, ''yoksulluk sınırının altındaki insan sayısının 21 milyona ulaştığını'' ileri sürerek, ''Türkiye'nin güçlü olması için öncelikle insan sevgisini, hak ve özgürlüklerini her şeyin üstünde tutması gerektiğini'' vurguladı.

''Türkiye'nin dışarıdan bir kolu veya bacağı olmayan engelli bir toplum gibi görüldüğünü, bunun nedeninin de kadının medeni, siyasal, sosyal ve ekonomik hayatta olmayışından kaynaklandığını'' savunan Mumcu, ''buna son vermek, modern hak ve imkanlarla kadınları buluşturmak için de siyaset yaptıklarını'' söyledi.

Günün Önemli Haberleri