Mumcu Meclis'i toplantıya çağırdı
Abone olErkan Mumcu, Türkiye'nin milli birlik ve beraberlik açısından kritik bir dönemden geçtiğini belirterek TBMM'nin acilen toplanmasını istedi.
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, bugün Türkiye'nin gerçekten
milli birlik ve beraberliğe muhtaç olduğunu belirterek, ''Milli
birlik ve beraberliği üretmenin yolu demokratik siyaseti karalamak,
muhalefete iftira atmak değildir'' dedi. Mumcu, Ümit Özerol'un İl
Başkanlığı'nda yeniden yapılandırılan İstanbul İl Teşkilatı Yönetim
Kurulu üyeleriyle bir araya geldi. ANAVATAN İl Başkanlığı'ndaki
tanışma toplantısında konuşan Mumcu, üyelere, ''görevlerinin
hayırlı uğurlu olması'' dileğinde bulundu. Üyelerin zor bir
zamanda, zor bir göreve talip olduğunu kaydeden Mumcu, ''Zor
zamanların adamı olmak tam bir lider davranışıdır'' dedi.
Türkiye'de aylardır bölücü hareketin faz değiştirdiğini ve karşı
karşıya bulunulan problemin terör probleminden ibaret
görülemeyeceğini ifade eden Mumcu, bu olayların yarattığı
kaygıların giderek daha da derinleştiğini söyledi. Aylardır milli
strateji üretilmek üzere işbirliği çağrılarında bulunduklarını,
ancak bu çağrılarına en küçük bir karşılık bulamadıklarını belirten
Mumcu, ''Hükümet kendi beceriksizliğini itiraf etmek yerine
muhalefetle işbirliği yaparak, soruna çözüm bulmak yerine kendi
beceriksizliğini muhalefete atan bir üslubu benimsiyor'' diye
konuştu. Türkiye'de, siyasi tarihte örneği görülmemiş siyasi ahlak
ihlalleri yaşandığını savunan Mumcu, buna örnek olarak Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Terörden, kandan medet ummak'' şeklindeki
sözlerini gösterdi. Erkan Mumcu, şöyle devam etti: ''Bir kez oldu,
bunun bir sürçülisan olabileceğini düşünüp üstüne gitmedik. Olsa
olsa bir terör örgütüne yakıştırılabilecek sözleri demokratik
siyaset içinde sarf etmek cüretini ne yazık ki Başbakan
göstermiştir. Bunun, kendi kültür birikimini, kendi kavrayışını ve
tabii kendi siyasi terbiyesini gösteren bir düzey olduğunu
söylemekle yetinebilirdik. Ancak dün her ne kadar işaret ettiği
odak bir başka siyasi parti olsa bile demokratik siyaset ahlakıyla
bağdaşmayan bir tutum daha ortaya konuldu. Aynı sözler tekrar
edilmiştir; (Terörden prim yapmaya çalışmak). Bunu yapanın ta
kendisi Başbakan'dır. Bu meseleyi suiistimal eden, bu meseleye
çözüm bulmak sorumluluğu orta yerde dururken bunu Hükümete karşı
bir komplo gibi sunmaya çalışan ve bunun sorumlusu sanki demokratik
siyaset, demokratik muhalefetmiş gibi sunmaya çalışan Başbakan
konuyu sömürmektedir.'' Ancak bunun siyaseten sömürülebilir bir
konu olmadığını vurgulayan Mumcu, ''Vatandaşın ayarıyla oynamamak
lazım. Sağduyuyu muhafaza edip korumak lazım. Bugün Türkiye
gerçekten milli birlik ve beraberliğe muhtaçtır. Milli birlik ve
beraberliği üretmenin yolu demokratik siyaseti karalamak,
muhalefete iftira atmak değildir'' şeklinde konuştu. Erkan Mumcu,
eğer ortada böyle bir ispat varsa bunun ispatını da ortaya koymak
gerektiğini söyledi. Konuşmasında TBMM'nin genel görüşme amacıyla
toplanması çağrısını yineleyen Mumcu, şunları kaydetti: ''3 aydır
iktidara, ana muhalefet partisine yaptığımız çağrıyı bir kez daha
tekrar ediyorum; RTÜK seçimleri marifetiyle 3-5 koltuğu paylaşmak
için nasıl Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdınızsa, lütfen ama
lütfen Türkiye'nin önemli bir dönemeçten geçtiği ve çok endişe
verici tehlikelerle yüz yüze olduğu şu günlerde TBMM'yi toplayın.
Çözüm arayışlarında muhalefetle işbirliği yapmakta çok istekli
olmayabilirsiniz. Ama bu sizin keyfinize bırakılabilecek bir mesele
değildir. Madem ortaya bir tanım attınız, bunu cami avlusuna çocuk
bırakır gibi bırakamazsınız. Bırakın muhalefeti, hiç olmazsa kendi
milletvekillerinizle konuşun. '' Bugün kıvılcım değerinde olan
şeylerin yarın bir yangına dönüşmemesi için Hükümeti aklı selime
çağırdığını da belirten Mumcu, ''Ateşin bacayı sardığı gün birçok
şey için çok geç olabilir'' şeklinde konuştu. Konuşmasında, AB ve
ekonomi konusuna da değinen Mumcu, ''Hükümet'in AB'ye tam üyeliği
müzakere etmesi gerekirken Kıbrıs'ı müzakere ettiğini'' söyledi.
Mumcu, ayrıca, Türkiye'de ekonominin de kortizon etkisi altında
bulunduğunu savundu.