Mumcu ile Erdoğan arasındaki farklar
Abone olErkan Mumcu'nun istifası sonrası yazarlar Mumcu'nun siyasi profilini çiziyor. Bunlardan biri olan Ahmet Hakan Erdoğan ile Mumcu arasındaki farkları yazdı.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Başbakan Erdoğan ile Erkan Mumcu
arasındaki farkları köşesinde Mumcu olayını doğru
anlamak! ile yazdı
ERKAN Mumcu olayını doğru anlamak için öncelikle ‘Tayyip Erdoğan
ile Erkan Mumcu arasında dünya görüşü farklılığı var!’ şeklindeki
yorumların tümünü unutmamız gerekiyor.
Çünkü ‘Arada büyük fark var’ şeklindeki yaklaşımlar ve analizler,
olayı doğru anlamamızın önündeki en önemli engeldir.
Öncelikle şu ‘iddialı’ tezi ortaya koyalım:
Tayyip Erdoğan ile Erkan Mumcu arasında ‘dünya görüşü’ ve ‘temel
politikalar’ bakımından hiçbir fark yoktur!
***
İşte en tartışmalı alanlarda iki ismin yaklaşımları:
- Erdoğan ne kadar ‘türban özgürlüğü’nden yanaysa, Mumcu da o kadar
‘türban özgürlüğü’nden yanadır. Aradaki tek fark, Erkan Mumcu’nun
eşinin başının açık olmasıdır.
- Erdoğan, ne kadar AB yanlısıysa, Mumcu da o kadar AB yanlısıdır.
Arada hiçbir fark yoktur.
- Erdoğan, imam hatiplerin önünün açılmasını ne kadar istiyorsa,
Mumcu da o kadar istemektedir. Din eğitimi konusunda yaklaşımları
aynıdır.
- Erdoğan’ın düşünce özgürlüğü konusundaki tavrı ne ise Mumcu’nun
tavrı da aynıdır.
- Erdoğan’ın ‘resmi ideoloji’ konusundaki olumsuz yaklaşımlarıyla
Mumcu’nun görüşleri arasında bir fark yoktur.
- Erdoğan’ın ‘vesayetçi yönetim’e karşı duyguları ne ise Mumcu’nun
duyguları da aynıdır.
- Erdoğan’ın üniversite konusundaki hayalleriyle Mumcu’nun
hayalindeki üniversite arasında bir fark yoktur.
- Erdoğan’ın dini özgürlükler konusundaki genel yaklaşımlarıyla
Mumcu’nun yaklaşımları arasında fark yoktur.
***
Ve biraz daha ‘iddialı’ bir yaklaşım:
Erdoğan, Mumcu ile kıyaslandığında daha merkezdedir!
Çünkü Erdoğan, memleket meselelerinin uhulet ve sühuletle
halledilmesi gerektiğini savunup ‘idare-i maslahatçı’ bir yaklaşım
sergilerken, Erkan Mumcu ‘daha radikal’ adımlar atılmasını
savunmaktadır.
Yani Erdoğan, ‘derin güçleri’ ürkütmemek için sorunları erteleme
yolunu seçen klasik bir ‘merkez politikacısı’ portresi çizerken,
Erkan Mumcu sanıldığının aksine, daha köktenci adımların atılmasını
savunan ‘devrimci politikacı’ yaklaşımı sergilemektedir.
Örnek mi?
İşte son tartışma:
Erkan Mumcu, üniversite affının türban sorununun çözümü noktasında
önemli bir açılım getirmediğini, bir idare-i maslahat olduğunu
savunup, ‘Türban sorununun çözümü için sonu referanduma kadar
gidebilecek bir Anayasa değişikliğini göze almamız gerekir’
demiştir.
Yani?
Yani Erkan Mumcu’ya ‘Dincilere daha fazla katlanamadığı için
AKP’den kopmuş laik politikacı’ muamelesi yapmaktan bir an önce
vazgeçelim.
***
Peki Erdoğan ile Mumcu arasında ‘dünya görüşü’ ve ‘temel
politikalar’ konusunda bir fark yoksa, hatta Mumcu, Erdoğan’a göre
‘daha radikal’ ise bu istifa da neyin nesi?
Bence bu sorunun yanıtını ‘yaşam tarzı’ farklılığında
aramalıyız.
Aynı temel politikaları savunan insanlar arasında bile bazen
‘kültür farkı’ doğar ve bu boğucu fark, tarafları birbirinden
koparır!
Bu bir ‘Safran-Ziya Şark Sofrası gerilimi’dir.
Bakın Güneri Cıvaoğlu, dünkü yazısında Mumcu ile ilgili
gözlemlerini nasıl anlatmış: ‘... Mumcu, AKP’nin ‘Ağır ol da molla
desinler’ havasında/havasızlığında uzun süre yaşayamazdı. Mumcu,
film setlerinde yönetmen yardımcılığından gelen, bağlama çalan,
sanat mayasıyla yoğrulmuş bir adam. Delişmen ruhlu! AKP’nin iç
kabinesinde çizilen ve tebliğ edilen kırmızı çizgiler üzerinde
politika yapamaz. Uçağın en önünde oturur, duble viskisini
getirtir. Yanında İslam’ı en toleranssız yaşayan bir milletvekili
varken, onlara hiç aldırmadan yudumlar.’
Bilmem, anlatabildim mi?