Mumcu iktidara yüklendi
Abone olAnavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, milletin efendisi Türk çiftçisine, Türk köylüsüne reva görülen yer beslemelik pozisyonu'' dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Mumcu, grup
kürsüsünü, ''Türkiye'nin gerçeklerini gören bir siyasi anlayışın
var olduğunu'' göstermek için kullanacaklarına dair halka söz
verdiklerini belirtti. Grup kürsüsünün milletin kürsüsü olduğunu,
buradan vatandaşların da konuşması gerektiğine dikkati çeken Mumcu,
Meclis Başkanlığı Divanı kararıyla vatandaşların kürsüden
konuşmasının Meclis TV'den canlı yayınlanmasının engellendiğini
ileri sürdü. ''Çiftçinin büyük bir kriz ve bunalım içinde
olduğunu'' öne süren Mumcu, biriken sessiz öfkeden kimsenin siyasi
yarar ummasının mümkün olmadığını ifade etti. Gerçeklere göz
kapatmakla bir yere varılamayacağına dikkati çeken Mumcu, son
yıllarda toplam suç oranlarında yüzde 38, cana yönelik suçlarda
yüzde 25, mala yönelik suçlarda ise yüzde 48'lik artış olduğunu
kaydederek, medeni ülkelerde suç artışının olmaması gerektiğini
vurguladı. TBMM Genel Sekreter Yardımcısı'nın polis korumasında
olan evinin soyulmasının nedeninin kent yoksulluğu olduğunu
belirten Mumcu, ''Suçun artmasında polisi suçlayamazsınız. Önce
sorunun ne olduğunu görmek lazım. Yiyecek ekmeğe muhtaç insanlar,
çaresizlik içinde. Memleketin orta direği çatır çatır çatlıyor.
Türkiye'de yoksulluk had safhada... 19 milyon insan yoksulluk, 1
milyondan fazla insan da açlık sınırı altında'' diye konuştu.
SİYASETTE ÜSLUP SORUNU Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir çiftçi
ile diyaloğunu anımsatan Mumcu, bunun siyasette üslup sorunu olarak
değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. ''Her üslup, sahibini
bağlar'' diyen Mumcu, ''Bu tür bir üslubu topyekün siyaset üslubu
olarak tartışmaya kimsenin hakkı yok. Bu meseleyi
magazinleştirmekten başka bir şey değil. Başbakan ''Muhterem
annenizin elinden öperim'' deseydi sorun çözülmüş olacak mıydı?
Meseleye bu yönden bakan yok. Milyonlarca insan çaresiz, inim inim
inliyor. Türk medyası Anayasa'nın kendisine verdiği, vatandaşın
özgür, bağımsız yansız haber alma hakkıyla meseleye bakmıyor'' diye
konuştu. Başbakan Erdoğan'ın Kasım 2004'te Erzurum'da yaptığı bir
konuşmada geçinmekten şikayet eden çiftçilere ''Bu millet sizi
beslemeye mecbur mu?'' dediğini ifade eden Mumcu, ''Cumhuriyet'in
kurucusu, Kurtuluş Savaşı'nın gerçek kahramanı, milletin efendisi
Türk çiftçisine, Türk köylüsüne reva görülen yer beslemelik
pozisyonu... Kimsenin gıkı çıkmadı... Bu ne demek, Bu nasıl
hakarettir, aşağılamadır, çarpık bir düşüncedir diye hiç kimse
sormadı. İlla bir magazin tarafı mı bulunması gerekir?'' dedi.
''JÖNTÜRK HASTALIĞI HİÇ GEÇMEDİ'' Başbakan Erdoğan'ı eleştirmekle
kimsenin eline bir şey geçmeyeceğini belirten Mumcu, şöyle devam
etti: ''Sorunu net bir şekilde ortaya koyalım. Bu hükümetin
vazifeli kıldığı, kendisini vazifeli kıldığı bozuk düzen bekçiliği,
batılı para baronlarının çıkarlarını korumak üzerine koyulduğu
bekçilik, bu milleti yoksullaştırıyor, bu ülkeyi sömürgeleştiriyor.
Bu ülkeyi batağa sürüklüyor. Vanaların sızıntı yaptığı yerleri
değiştirmeye çalışan birkaç işbirlikçi, buradan nemalanıyor diye
sesimizi mi çıkarmayalım. Sormak lazım, kim kimi besliyor. Böyle
bir şey var bu ülkede. Sözüm ona aydınların Batı literatüründen
edindikleri 3-5 kelimeyle ahkam kesmeye bayılıyorlar. Jöntürk
hastalığı hiç geçmedi bu memleketten... Kendilerinin değerlerine
yabancı, ülkenin gerçeklerinden ürken, sürekli birilerine bir
yerleri yalatmaya çalışan bir şebek psikolojisi... Sanki Türk
çiftçisi bu milletin sırtında parazit, asalak. Allah'tan kork...''
''BU MİLLETİ KİM BESLEDİ?'' Kurtuluş Savaşı dönemlerinde yarısı
kadın 12 milyon nüfusun bir çoğunun hasta, sakat ve yaşlı olduğunu
belirten Mumcu, ''Bu şartlar altında bu milleti kim besledi, bu
hale kim getirdi. Satmakla övündüğünüz değerlerin harcında, kimin
alın teri var söyleyin. Bu ülkenin gerçek sahipleri kim? Kim kimi
besliyor'' dedi.