Mumcu: Anadolu çocuğuyum

Mustafa Kemal Atatürk'ün milli mücadeleyi Erzurum'dan başlattığını, kendisinin de Atatürk ile başlayan bu geleneğe bağlı olduğunu belirtmek adına Erzurum'da olduğunu söyleyen Mumcu, Anavatan Partisi olarak ülkeye 3-5-10 yıllık değil, 100 yıllık ufuklar açmak için yola çıktıklarını söyledi. Dadaş Sineması salonunda akşam üzeri yapılan toplantıda hükümete yönelik eleştirilerde bulunan ve Başbakan Erdoğan'a yüklenen Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, "Ben Kasımpaşa'nın kolpacısı değilim. Anadolu çocuğuyum. Öyle üstü kapalı tehditlere aldırmam" dedi. Mustafa Kemal Atatürk, Adnan Menderes ve Turgut Özal'ı hizmetlerinden dolayı şükranla andıklarını dile getiren Mumcu, milleti hakikaten iktidar kılmak için yola çıktıklarını söyledi. Bugün medyada yer alan banka mevduatlarıyla ilgili haberlerde mevduatı 1 trilyonun üzerinde olanların toplam mevduat sahiplerinin yüzde 36'sı oranında olduğunu dile getiren Erkan Mumcu, bunun da genel nüfusun yüzde 3-5'ine tekabül ettiğini belirtti. Ülkede vahşi bir düzenin hakim olduğunu ileri süren Mumcu, "İşler yolunda diyenler gelip bir de bunları Erzurum'da anlatsınlar" diye konuştu. Mumcu, Başbakan Erdoğan'ın Ramazan ayı boyunca beraberinde kameralarla iftar çadırlarını gezdiğini, ancak Sochi'de Putin ile görüşmesine tek bir yetkiliyi bile götürmediğini öne sürerek, "Ne konuştuğunu bari bize söylemiyorsan Cumhurbaşkanı'na, Dışişleri Bakanı'na söyle de devletin kayıtlarına girsin. Ne konuştun ki, neden gizliyorsun? Türk tarihinde bugüne kadar tek bir gizli görüşme var o da Baltacı ile Katerina. Onu da kimse bilmiyor" şeklinde konuştu. "Bana diyorlar ki rahat koltuğunda neden oturmadın?" diyen Mumcu, "Haksızlığa karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır' diyor Hazret-i Peygamber. Benim ahlak anlayışım yapılanlara izin vermediği için buradayım. Ben Anadolu çocuğuyum, Kasımpaşa'nın kolpacısı değilim. Öyle üstü kapalı tehditlere de aldırmam" dedi. Mumcu, daha sonra şunları söyledi: "Millete adaleti ve kalkınmayı getireceklerini vadedenler üniversitelerdeki katsayı zulmünü çözmek için halka söz vermelerine rağmen bunu inkar edip, 'Biz böyle biz söz vermedik' diyorlar. Şimdilerde CHP ile mutabakat sağlanması lazım diye engel gösteriyorlar. Madem buna sığınacaktınız niye meydana çıktınız. O zaman gidip CHP ile ittifak edin. O kürsüden bugüne kadar onlarca başbakan konuştu. Ama hepsi kürsünün milletin kürsüsü olduğunun farkındaydı. Oradan bir işportacı ağzıyla değil, pazarlamacı ağzıyla değil, devlet adamı gibi konuşmanız lazım. Orada adam gibi durmak lazım. Bugünlerde alt kimlik ve üst kimlik şeklinde yeni bir tartışma çıkarıldı. Ancak kendileri bile siyasal ve hukuksal kimlik ile kültürel kimliği birbirlerinden ayıramıyorlar. Yani biri elma, biri armut. Vatandaşlığa bağlı herkes Türk'tür. Tekil budur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bu ifadeler Kürtler'i inkar anlamına gelmez. Ama neden burayı karıştırıyorsunuz, neyi arıyorsunuz. Bu ülkede kimsenin kültürel kimlik sorunu olamaz. Hele bunları konuşurken bölücülükten söz etmek son derece yanlıştır. Bölücülük farklı bir olaydır ve onunla mücadele etmek gerekir. Bu ifadeleri aynı anda konuşmak Türkiye'ye hayır getirmez. Halk iş, aş bekliyor, o fetva veriyor. Türkiye başbakan değil müftü seçti sanki. Biz Başbakan seçtik. O her gün farklı fetvalar verip duruyor."