Mumcu Ağara dokundurdu
Abone olANAVATAN lideri Erkan Mumcu, Lübnan konusunda isim vermeden Ağar'ı iğneledi.
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, bazı siyasi partilerin
Lübnan'a asker gönderme konusunda ne (A), ne de (B) dediklerini
belirterek, ''Bu kadar ürkek, tırsak olup da ondan sonra delikanlı
diye ortalıkta dolaşmasınlar'' dedi.
Partisinin TBMM GRUP toplantısında konuşan Mumcu, Türkiye'nin
Afganistan'da hem komuta gücünde olduğunu, hem de sayısal olarak
ağırlıklı bir muharip güç bulundurduğu dile getirerek, bunun
sonucunda ortaya koyduğu olumlu misyonları gerçekleştirdiğini
söyledi. Son Lübnan kararına kadar tüm BM kararlarının dayandığı
hukuksal temellerin açık ve net olduğunu vurgulayan Mumcu, BM
güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararın ise komuta sürecinin
gelişmesinde iradeyi oradaki güce terk ettiğini kaydetti. Karar
konusunda sadece kendilerinin değil, İspanya, İtalya Fransa,
Almanya'nın da tereddütlerinin bulunduğunu vurgulayan Mumcu,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Tezkere taslağı yapmadan ve Meclise sevk edilmeden bir
Bakanlar Kurulu toplantısının arkasından hemen çıkıp Meclisi
falanca gün toplantıya çağıracağını söylüyorsunuz. Biz bilmeyeli
Türkiye'de rejim mi değişti? Biz bilmeyeli rejim Türkiye'de
Başbakanlık rejimi mi oldu? Nerede kaldı TBMM'nin haysiyeti,
saygınlığı, itibarı... TBMM Başkanı ne yapar? Meclisin ne gün
toplanacağına karar vermek hükümetin işi mi? Böyle bir şey görüldü
mü geçmişte? Demokratik bilinciniz bu kadar kıt ve zayıfsa bu
normaldir. Oturup ne zaman toplanacağına da karar verirsiniz.''
ABD Dışişleri Bakanının, Ortadoğunun şekillendirilmesine yönelik
sözlerini de eleştiren Mumcu, bu bölgenin içinde Türkiye'nin de
bulunduğunu söyledi. Mumcu, bu sürecin sonunda İslam dünyasında
İran'ın öne çıkarılacağını ve model güç olarak bu ülkenin
görüleceğini savundu.
''CAN ÇIKAR HUY ÇIKMAZ''
Kendilerinin burada milletin mücadelesini yürüttüklerini, bu
mücadeleye başladıkları noktada devraldıkları koşulların olağanüstü
ve zor olduğunu dile getiren Mumcu, ''Ama azıcık damarlara kan
girince, azıcık canlanınca bunu hangi proje içinde nasıl pazarlarız
sevdasına düşenler peydah oldu. Hiç boşuna heveslenmesinler.
Kellemi veririm onurumu vermem'' dedi. Bu partinin bugünlere nasıl
geldiğini ve kendi kaderine nasıl terk edilip kimsesiz kaldığı
günleri polemik konusu yapmayacağını belirten Mumcu, şöyle devam
etti:
''Dün dünde kaldı. Hizmeti geçen herkesten Allah razı olsun.
Millete hizmet niyeti ile yola çıkan herkese dua ederim, elinden
tutarım, yardımcı olurum. Delikanlı mücadeleye var olan herkese de
söyleyeceğim şey; hoş geldiniz... Ama perde arkası kukla oynatmak,
yalandan dolaplar, dümenle pazarlama hesapları... Anlaşılan o ki
can çıkıyor, huy çıkmıyor. Biz yolumuzda yürümeye devam edeceğiz.
Milletin aydınlık geleceğine inananlarla aynı istikamette
yürüyoruz. Biz sokaklardayız, sahnedeyiz, perdenin önündeyiz,
arkasında değiliz.
Biz gölge oyunu oynamıyoruz. Biz imanla çıktık yola ve o iman hala
ateş gibi yanmaktadır. Bu milleti korkuya, ümitsizliğe içe
kapanıklığa mahkum eden bir hükümetin elinden iktidarı almak da
bizim boynumuzun borcudur.'' Erkan Mumcu, milletin, adamı gözünün
içine bakınca anladığını ifade ederek, konuşmasını şöyle
tamamladı:
''Millet adamın gözünün içine bakınca bilir. Millet, (Hani çocuklar
ağlıyor demiyor muydunuz) vesaire gibi duygu sömürüsü ile milleti
kandırmaya çalışan, (Askerlik yan gelip yatma işi değildir) diyerek
milletin yarasının üstüne tuz basacak kadar hoyratlaşacak
insanların cesaretinin de yüreğinin de samimiyetinin de kaç para
ettiğini bilir. Siz millete inanmaya devam edin. Bu arada millet,
gölgelerde saklanmaya çalışanların da farkına varacaktır. Dikkat
ediyorum bazı siyasi partiler Lübnan'a asker gönderme konusunda ne
(A), ne (B) diyebiliyorlar. Bu durum çok zor. Çünkü eğer (hayır)
deseler milleti karşısına alacaklar. (Evet) deseler ağa babalarını
karşısına alacaklar. Onlar milletle ağa babaları arasında bir
tercih yapamadıkları için (havet) durumunda kalıyorlar. Gidip gidip
geliyorlar. Yapmamak lazım. böyle acıklı durumlara düşmemek lazım.
Bu kadar ürkek, tırsak olup da ondan sonra delikanlı diye ortalıkta
dolaşmasınlar.''