Mükemmel sperm nasıl olmalı?
Abone olKısırlığın en önemli faktörlerinden biri sperm kalitesi ve sayısı... Bu sebeple doktora başvuran hastalara önce sperm analizi yapılıyor. Peki ya spermleri korumak için ne yapmalı?
Sperm kalitesi ve sayısı üreme kapasitesini doğrudan
etkileyen faktörler... Bilimsel araştırmalara göre, spermin
mükemmel olması için bazı kriterler söz konusu. Baş kısmının kuyruk
ve boyun kısmına oranı, baş kısmının uzunluk ve eni arasındaki
oran, baş kısmında dölleme özelliğinin yer aldığı akrozom denilen
alanın büyüklüğü gibi birçok kriter, spermin mükemmel olmasını
sağlıyor. Kısırlık ve tüp bebek tedavisi nedeniyle doktorlara
başvuran hastalara sperm analizi yapılıyor.
International Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. İsmail Çepni başta bu ''sperm analizleri' ve ''mükemmel sperm'' olmak üzere sperm konusunda merak edilen tüm noktaları bakın nasıl aydınlatıyor:
MENİ TAHLİLİNDEN ÖNCE 2-5 GÜN CİNSEL PERHİZ
Uygun bir meni tahlili yapılabilmesi için erkeğin 2-5 gün cinsel
perhiz yapması, verilen meninin de en kısa sürede incelenmesi
gerekiyor. Prof. İsmail Çepni, son yıllarda sperm yapısının tüm
detaylarıyla ortaya çıkartıldığını ve normal sperm kavramının kesin
kriterlerle belirlendiğini belirterek şu bilgileri veriyor:
- Kruger kriterleri denilen bu sınıflamaya göre, spermlerin
%4’ünden daha az normal yapıya sahip olanların doğal yollar ile
çocuk yapma olasılığı yüzde 8 oranında.
- Bir erkekte normal sperm oranı %4’ün üzerindeyse doğal yollarla
çocuk sahibi olma oranı %64'e çıkıyor.
- Bir erkekte %14’ün üzerinde normal yapıya sahip sperm varsa sperm
sayımı iyi kabul ediliyor. Bu oran %4–14 arasına arasında kalıyorsa
sınırda kabul ediliyor.
- Ancak normal sperm sayımı sonuçları, erkeğin kesin olarak çocuk
sahibi olacağını göstermiyor. Bunun tersi de doğru. Erkekte anormal
spermiogram sonucu çıktıysa bu da kişinin çocuğu olamayacağı
anlamına gelmiyor, sonuç anormal da olsa çocuk sahibi
olabiliyor.
- İnsan spermi fizyolojik ve çevresel faktörlere bağlı olarak
değişebiliyor. Sperm oranlarında değişkinlikler olabiliyor. Bu
nedenle incelemenin iki defa yapılması gerekiyor.
- Viral enfeksiyonlar, fiziksel veya psikolojik stresleri bulunan
hastaların 3 ay ara ile sperm analizi yaptırması önem taşıyor.
ERKEKLER NEDEN KISIR OLUYOR?
Sigara ve alkol spermi azaltıyor
Sigara içmek sperm sayısını belirgin olarak düşürüyor. Kişi üç ay
sigarayı bırakınca sperm sayısında inanılmaz artışlar olabiliyor.
Sadece sigara bırakarak çocuk sahibi olan çiftler var. Uyuşturucu
kullanımı, yoğun alkol alımı da spermi ciddi derecede bozuyor.
Sperm hücresi 2,5–3 ayda olgunlaşabildiği için (72 gün), sigara
bırakıldıktan sonra sperm üzerindeki etkileri de 3 ayda ortadan
kalkıyor.
Kronik ilaç kullanınca zarar görüyor
- En başta radyoterapi veya kemoterapi gibi kanser tedavileri sperm
üretimini çoğunlukla kalıcı olarak etkiliyor.
- Depresyon ilaçları
- Sakinleştiriciler
- Narkotik ilaçlar
- Bazı mide ilaçları
- Nikotin
- Kas geliştirmede kullanılan steroid türü ilaçlar üremeyi
bozuyor.
- Miktarın azaltılması, alternatif ilaçlarla değiştirilmesi üreme
fonksiyonunu düzeltiyor.
- Tarımda kullanılan bazı böcek öldürücü ilaçları, çalışma
ortamındaki uçucu gazlar (boya, mobilya, akü sanayi), radyasyona
maruz kalma sperm üretimini bozuyor.
Doğal denilen ürünler sperme zarar verebiliyor
Üreme sorunu yaşayan çiftler sık sık “doğal ürünlerle çocuk sahibi
olabilir miyiz?” diye soruyor. Piyasada ve internet üzerinden
satılan içeriği belli olmayan maddelerin kullanılması oldukça
yanlış. Hastaların önce hekime danışmasında yarar var. Aksi
takdirde bu ürünler zarar verebiliyor.
Testisteki sorunlar olumsuz etkiliyor
- Erkekte inmemiş testis sorununun bulunması
- Testisin kendi etrafında dönerek dolaşımının bozulması olarak
tanımlanan ‘torsiyon’ problemi
- Testise alınan darbe ile yaralanma
- Testiste gelişen kanserler
- Bazı enfeksiyon hastalıkları (üreme organlarını etkileyerek
testislerde sperm yapımını bozabilir)
- Ergenlik çağından sonra geçirilen kabakulak hastalığının %25
oranında kısırlığa sebep olması en iyi bilinen örnektir.
Hormonal eksiklikler de kısırlık yapıyor
Sperm yapımını sağlayan FSH ve LH hormonlarındaki düzensizlikler,
en sık görülen şeklidir. Bu hormonların eksikliği de kısırlığa
neden olabiliyor.
Bağışıklık sistemi bozulunca sperm de nasibini
alıyor
Bazı erkekler, kendi spermlerine karşı antikorlar oluşturarak,
sperm hareketlerinin bozulmasına veya aglütinasyonlara (spermlerin
başlarından veya kuyruklarından yapışarak hareket yeteneğini
kaybetmesi) neden olabiliyor.
Testis damarındaki varisleşme erkeğin
düşmanı
Testisler skrotum ( haya) adı verilen torba yapıları içinde
bulunuyor. Buradaki damarların varisleşmesi (varikosel) de sperm
kalitesini bozabiliyor. Varikosel, erkek
hastalarda !–41 oranında görülüyor. Varikosel ancak çok ileri
derecede belirti verdiğinde örneğin ağrı da yaptığı durumlarda
spermi etkiliyor. Sadece ultrasonda belirlenen varikosellerde
ameliyat başarı getirmiyor.
Genetik olarak bazı erkeklerin Y kromozomunda bulunan gen
değişiklikleri sperm hücrelerinin azlığı veya yokluğuna neden
olabiliyor.
Sperm kanalları tıkandıysa
Sperm kanallarındaki tıkanıklıklar, spermin geçişine kısmen veya
tamamen (oligospermi, azospermi) engel olabilir. Bu durum doğuştan
olabileceği gibi daha sonra oluşan enfeksiyonlara ve ameliyat yan
etkilerine bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Cinsel ilişkiye ait problemler
Empotans (sertleşme problemleri) veya erken boşalma, bu grupta yer
alan sebeplerdir.
PEKİ YA ERKEK KISIRLIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
SPERMLERİ KORUMAK İÇİN NE YAPMALI? DİĞER
SAYFADA...
“Doğuştan hormon eksikliği” (Hipogonadotropik Hipogonadizm)
ilaçlarla tedavisi mümkün olan nadir erkek infertilitesi nedenleri
arasında yer alıyor. Ancak bu tedavi kısa süreli olarak yapılmıyor.
İlaçların düzenli kullanan hastalarda 6 aydan önce az oranda
hastada sperm çıkışı görülmekle birlikte 12. ayda %70-80 oranında
sperm çıkışı görülüyor.
Mikro-TESE ile biyopsi yapılıyor, daha çok sperm
bulunuyor
- “Mikroskobik TESE” veya “mikroskobik testis biyopsisi” olarak
adlandırılan yöntem, daha önce kullanılan klasik testis biyopsisi
yöntemine göre daha yüksek oranda sperm hücresi bulma şansı
veriyor.
- Azoospermik kişilerde Klinefelter's Sendromu olarak adlandırılan
ve toplumda ortalama doğan 500 erkeğin birinde tespit edilen
genetik hastalıkta; testis boyutlarının normalin altında oluşu (2-3
ml hacimde), testosteron (erkeklik hormonu) düzeyi düşüklüğü ve
menide spermin bulunmaması (azoospermia) sonucu kısırlık
mevcuttur.
- Bu erkeklerde, inmemiş testis, çok az sayıda spermi çıkan
erkeklerde, kabakulak hastalığı sonrasında azoospermi gelişmiş olan
erkeklerde mikro TESE operasyonu ile sperm araştırılması dondurma
olanağı bulunan tüp bebek merkezlerinde yapılmalıdır.
Sperm dondurma işlemi başarılı oluyor
Özellikle erken yaşlarda kanser ya da farklı hastalıklar nedeniyle
radyoterapi ya da kemoterapi alanlar için ileride
çocuk sahibi olma şanslarını korumak için mutlaka
önerilmelidir. Mikro-TESE de elde edilen spermlerin
kullanılmayanları da dondurulmalıdır. Sperm dondurma işlemi, çok
başarılı olarak uygulanmaktadır.
Nasıl tedavi edeceğiz?
Günümüzde kabul gören görüş erkeği tedavi etmek değil mevcut
spermini kullanmak şeklindedir.
- Eğer kendiliğinden gebeliğe olanak tanıyan bir sperm analizi
varsa, kadının yaşı genç ve evlilik süresi kısa
ise bir süre daha beklenebilir.
- Toplam hareketli sperm sayısı 10 milyonun üzerinde ise aşılama
yapılabilir.
- Uygulama başına gebelik oranı %5-10 civarında olup aşılamaya
başlayan her 10 çiftten 2-3 tanesi 3 deneme sonunda gebe
kalabilir.
- Aşılama toplamda 3 defadan fazla yapılmamalıdır. Gebe kalamayan
kadınlarda daha fazla tekrar edilmesinin yararı yoktur.
- Erkek kısırlığında en etkin tedavi tüp bebek ve
mikroenjeksiyondur.
- Kadının da genç olduğu ve yumurtalık kapasitesinin iyi olduğu
durumlarda başarı çok yüksektir. Başarı böyle
çiftlerde P’lere kadar çıkmaktadır.
ERKEKLERE SPERMLERİ KORUMA ÖNERİLERİ
- Yaşam tarzında değişiklikler ile stresin azaltılması
- Aşırı kilo var ise verilmesi
- Düzenli spor yapılması
- Sigara ve alkolden uzak durulması
- Çevresel zararlı atıklardan kaçınılması
- Dar giysiler giyilmemesi
- Sauna/sıcak banyonun tercih edilmemesi
- Dizüstü bilgisayarların uzun süreli kullanılmaması
- Tüm gün oturarak çalışmaması
(International Hospital)