Müjdat Gezen'e şok suçlama
Abone olTiyatrocu Müjdat Gezen'in o eseri için intihal suçlaması camiayı karıştırdı
Senarist Selek'in, Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda sahnelenen
"Muzurevi" oyununun isminin kendi senaryosundan
alındığı iddiasıyla Müjdat Gezen'e açtığı tazminat davasında rapor
hazırlayan bilirkişi, "Muzurevi" isminin Selek'in
eserinden "alıntılandığını" bildirildi.
Senarist Dilara Dilek Selek'in, Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda sahnelenen "Muzurevi" oyununun isminin kendi senaryosundan alındığı iddiasıyla Müjdat Gezen'e açtığı tazminat davasında rapor hazırlayan bilirkişi heyeti, "Muzurevi" isminin Selek'in eserinden "alıntılandığı" görüşüne vardı.
Selek'in, "Muzurevi" adlı oyunun isminin kendisine ait olduğunun tespit edilmesi ve tazminat ödenmesi talebiyle, Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde Gezen'e açtığı davada, üç kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor mahkemeye ulaştı.
Raporda, Selek'in yazdığı senaryo ile Gezen'in oyununda hikayelerin geçtiği yerin huzurevi ve adlarının "Muzurevi" olduğu belirtildi, ancak karakterler, konu, olay örgüsü ve dilin kullanılışı bakımından benzerlik bulunmadığı belirtildi.
İki hikayede de olayların komedi unsuruyla işlendiği, bununla
birlikte hikayeler, yaşanan olaylar, seçilen ifadeler ve sunum ile
konuların dizilişinin farklı olduğu bildirilen raporda,
"Açıklanan nedenlerle dava konusu eserlerin birbirinden
farklı olduğu, birinin diğerinden alıntılanamadığı kanaati hasıl
olmuştur" denildi.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarını değerlendiren bilirkişi heyeti, Selek'in eserinin, Gezen'inkinden önce oluşturulduğu kanaatine vardı.
Eserin, daha önce Selek tarafından Gezen'in maiyetinde bulunan kişilere verildiğine ilişkin tanık beyanlarına dikkat çekilen raporda, "Davalının, bu suretle vakıf olduğu davacıya ait eseri gördükten sonra, kendi eserini oluştururken iktibas veya intihal olarak nitelendirilemeyecek şekilde bu eserden esinlendiği, davacıya ait eserin muhtevasıyla aynı mahiyette olmasa da huzurevinde cereyan eden olayları konu edindiği, diğer bir deyimle iki eserde geçen olay yeri bakımından bir iktibasın olduğu söylenebilir. Bununla beraber, yüce mahkemenin takdirinde olmakla birlikte, bu tür bir iktibasın tek başına hukuka aykırılık teşkil etmeyeceği düşünülmektedir" denildi.
TESADÜF SAYILAMAZ
Öte yandan, esere konu olayın gerçekleşme yeri dışında, Gezen'in oyununda Selek'e ait "Muzurevi" adının da aynen kullanıldığına işaret edilen raporda, fikir ve sanat eserlerinin umumen kullanılmayan ve ayırt edici bir vasfı bulunan adlarının, alametlerinin ve dış şekillerinin, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 83. Maddesi'nin koruması altında olduğu vurgulandı.
Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Dava konusu esere verilen 'Muzurevi' isminin, huzurevlerine yönelik olarak umumen kullanılan bir isim olmaması ve okuyucu veya izleyici nezdinde ilgi uyandıracak ölçüde bir özgünlük taşıması sebebiyle ayırt edicilik vasfı taşıdığına şüphe yoktur. Dolayısıyla bahse konu ismin kanun kapsamında korunmaya değer bir eser ismi olduğu düşünülmektedir.
Her ne kadar davalının (Gezen) tanıkları tarafından, davacının 'Muzurevi' senaryosunu gördükleri, ancak bundan Müjdat Gezen'e bahsetmedikleri ifade edilmiş olsa da meslekleri icabı senaryo türünde iştigal eden bu kişilerin böyle bir senaryodan bahsetmedikleri halde, Gezen'in yakın tarihlerde, aynı ismi taşıyan ve huzurevinde geçen olayları konu alan bir senaryo yazmış olması, hayatın olağan akışıyla bağdaşmayacak ve tesadüf sayılamayacak bir olgudur."
Bilirkişi raporunda, ismin oyunun gelirine katkısı yüzde 30 olarak hesaplanarak, bu orandaki gelirin Selek'e ödenmesi kanaatine varıldığı belirtildi.