Muhtırayı kese kağıdına çevirdik
Abone olErdoğan'a en yakın isimlerden Ömer Çelik'ten ilginç muhtıra sözleri! Çelik'e göre artık o kese kağıdı!
AK Parti milletvekili Ömer Çelik, darbe iddiaları ile ilgili
sert konuştu. Çelik "en büyük ihanet hükümete karşı darbe tertibi
içinde olmaktır diye konuşurken, 27 Nisan sonrasında hükümetin
milli iradeye sahip çıkması sayesinde muhtıra olarak planlanan
metnin kese kağıdı haline geldiğini savundu.
Ömer Çelik partisince Karaman ve Çankırı'da düzenlenen
toplantılarda konuştu.
Çelik "En büyük ihanet-i vataniye meşru hükümete karşı
darbe tertibi içinde olmaktır" derken Sözlerini şöyle
sürdürdü, "Darbe planları hazırlayanlar bunu vatan kurtarmak için
yaptıklarını söylüyorlar. Ama başkalarının vatanlarına hizmet
ediyorlar. Türk vatanına ihanet ediyorlar. Her darbe Türkiye'yi
etkisizleştiriyor ve bundan da Türk milletinin ve devletinin
düşmanları kazanç sağlıyor. Her darbe sonunda Türkiye'nin milli güç
unsurları zayıflamıştır. Türkiye'nin söz sahibi olması gereken
olaylarda insiyatif zahmetsizce başka devletlerin eline
geçmiştir."
27 NİSAN MUHTIRASI KESE KAĞIDI OLDU
27 Nisan bildirisi ile ilgili tartışmaları da değerlendiren Çelik
"Bugünlerde bir tartışma yaşanıyor. 27 Nisan bildirisi
muhtıra mıydı değil miydi diye. Bir şeyin muhtıra olması
onu yayınlayana değil muhatabın tavrına bağlıdır. 27
Nisan'ı muhtıra amacıyla yayınladılar. Ama hükümet boyun eğmeyince
kağıt parçasına döndü. 27 Nisan'da o bildiriyi tebliğ
edenler muhtıra niyetiyle tebliğ etti. Ama tebellüğ eden Hükümet o
bildiriye verdiği cevapla, muhtıra değil kağıt parçası olarak
tebellüğ etmiş oldu. Meselenin özü milli iradeye bedeli ne olursa
olsun sahip çıkan bir Hükümet olmasıdır. Hükümet darbe
olmayacağını bildiği için demokrasi havarisi kesiliyor diyenler, o
günlerin ağır şartlarını, Ankara'nın üzerindeki kurşuni havayı
bilmiyorlar. O ağır şartlara rağmen milli iradeye sahip
çıkılmıştır. O sayede birilerinin muhtıra olarak planladığı metin
kese kağıdı haline gelmiştir" diye konuştu.
ASİMETRİK SALDIRIYA CEVABIMIZ SİMETRİK
Ak Parti hükümetinin; "Kurumlar arası çatışma", "sivil dikta" ve
"fetret devri" gibi kavramlarla asimetrik saldırı altında olduğunu
savunan Çelik, "Bu asimetrik saldırıya cevabimiz
simetriktir. Türk demokrasisi evrensel değerlerden
kopmayacaktır. Demokrasinin ve hukuk devletinin bize özgü
şartları denilen asimetrik yollara Ak Parti prim vermeyecektir.
Türkiye'nin yönetimi ile evrensel değerler arasında asimetri değil,
simetri olacaktır. Asimetrik saldırıları bu stratejiyle boşa
çıkaracağız. Simetrik demokratikleşme ve simetrik hukuk devleti
anlayışı temel eksenimizdir" dedi.
YARGIYI KİM DENETLEYECEK?
Darbecilere direnmenin sadece siyaset meselesi değil; ayni zamanda
ahlak ve namus meselesi olduğunu savunan Çelik, milli iradeye sahip
çıkmanın siyasi namusun icabı olduğunu kaydetti. Çelik,
"Bir Başbakan şapkayı alıp giderse darbeciler kendine
vatansever der ve siyasi namusu gasp ederler. Başbakan
şapkayı alıp gitmezse, darbecilere "one minute"
derse, darbe planlayanlar "çete mensubu", "eşkıya" olur.
Bugün milli iradenin gereğini kayıtsız şartsız yerine
getiren bir Başbakanımız var" diye konuştu.
Çelik konuşmasının şöyle tamamladı: "Kuvvetler ayrılığı demek, her
bir kuvvetin dukalığı ya da her bir kuvvetin derebeyliği demek
değildir. Kuvvetler ayrılığı "derebeylikler koalisyonu" değildir.
Hepsinin kurucu iradesi ve denetçisi "milli irade"dir. Hükümeti
Danıştay denetliyor. TBMM'yi Anayasa Mahkemesi denetliyor. Peki
yargıyı kim denetleyecek? Bu çağdaş ülkelerde, yüksek yargı
organlarının oluşumunda, yargı organlarının temsilcilerinin yani
sıra milli iradenin temsilcisi Meclis'in de söz sahibi olmasıyla
çözülmüştür. Meclis çağdaş ülkelerdeki gibi yargı organlarının
oluşumunda kısmen söz sahibi olmazsa sistem krizi sürer. Sorun
sistem sorunudur."