Muhtıra değil idari eylemmiş
Abone ol27 Nisan'da tarihe geçen tartışma yaratan "e-muhtıra" idari eylemmiş...
Ankara 5. İdare Mahkemesi, 10 Mayıs
2007’de yaptığı toplantıda, Kemal Vuraldoğan’ın Genelkurmay
açıklaması ile ilgili 1 YTL’lik tazminat davasını görüştü. Mahkeme,
Kemal Vuraldoğan’ın gece yarısı yapılan basın açıklamasının idari
işlem niteliğinde olduğu ve kendisini paniğe sevk ettiği için Milli
Savunma Bakanlığı hakkında açtığı 1 YTL’lik tazminat davasıyla
ilgili verdiği kararda şöyle dedi:
“Dava konusu olayda, idari işlem nedeniyle manevi zararın meydana
geldiği iddiasıyla 2577 sayılı yasanın 12. maddesi uyarınca idari
işlemden dolayı doğrudan doğruya tam yargı davası niteliğindeki,
bakılmakta olan dava açılmış ise de davaya konu edilen Genelkurmay
Başkanlığı açıklamasında idari işlemde bulunması zorunlu
niteliklerin bulunmadığı görüldüğünden, söz konusu açıklamanın
idari eylem niteliğinde bir basın açıklaması olarak kabulü
gerekmektedir.
İDARİ MERCİ TECAVÜZÜ VAR
Bu durumda, yukarıda anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından,
manevi zararına sebebiyet verdiğini iddia ettiği Genelkurmay
Başkanlığı açıklaması ile ilgili olarak idareye öncelikle zararın
ödenmesi için başvurulması ve istemin kısmen veya tamamen reddi
üzerine tam yargı davası açılması gerekirken böyle bir başvuru
yapılmaksızın doğrudan doğruya Mahkememiz nezdinde açılan davada
idari merci tecavüzü bulunmaktadır.”
İdare Mahkemesi, şikayet dilekçesinin Milli Savunma Bakanlığı’na
gönderilmesine karar verdi. Tazminat davasına konu olan olay şöyle
gelişmişti:
ELEM ISTIRAP VE ENDİŞEYE KAPILDIM
Ankara Barosu Avukatı Kemal Vuraldoğan, Genelkurmay açıklaması
nedeniyle elem, ıstarap ve endişeye kapıldığını belirterek, Milli
Savunma Bakanlığı hakkında 1 YTL’lik tazminat davası açtı.
Vuraldoğan, Genelkurmay açıklamasının “sıradan vatandaşı üzecek,
endişeye sevk edecek ve sıradan vatandaşın mutsuz olmasına yol
açacak nitelikte” olduğunu ileri sürerek, İdare Mahkemesi’nde
Genelkurmay açıklaması nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı aleyhine 1
YTL’lik tazminat davası açtı. Vuraldoğan, dava dilekçesinde şunları
ifade etti:
“Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Cumhurbaşkanlığı
Seçiminin Anayasada öngörüldüğü şekilde gerçekleşeceğini, güncel
tartışmaların Anayasa Mahkemesi kararlarıyla çözümleneceğini,
seçimlerin normal zamanında yapılacağını beklerken, 28.4.2007 günü
saat 23.20 sularında yapılan açıklama nedeniyle Cumartesi günü
akşam saatlerine kadar demokratik rejim açısında bir belirsizlik
yaşamam beni üzmüş, Hükümetin muhtıraya karşı durup duramayacağı
ise beni endişeye sevk etmiştir."
BARO AZLETTİ
Avukat Kemal Vuraldoğan, tazminat davası açmasının ardından Ankara
Barosu’nun avukatlığı görevinden azledildi. Baro yönetimi
kararında, Baronun bilgisi dışında dava açılmasının güven
bunalımına neden olduğu ifade etti. Baro ayrıca Vuraldoğan hakkında
disiplin soruşturması da başlattı.