Muhtemel first leydinin masalı!
Abone olErdoğan'ın cumhurbaşkanlığı önündeki en büyük engel olarak eşi Emine Hanımın başörtüsü gösteriliyor. İşte onun öyküsü!
Artık sayılı günlerin kaldığı 2007 yılına
cumhurbaşkanlığı tartışmaları damgasını vuracak. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkıp çıkamayacağını, özellikle eşi
Emine Erdoğan’ın türbanı belirleyecek.
Peki 2007’nin en çok konuşulacak ismi Emine Erdoğan’ın türbanının
ardında gizlenen öykü ne? Emine Erdoğan kapanmaya nasıl karar
verdi. İşte Çankaya'nın muhtemel first leydisinin masalı!
İstanbul'daki Siirt'li aile
1955’in 21 Şubat günü Cemal Gülbaran, Fatih Baba Hasan Alemi
Mahallesi nüfusuna kayıtlı ailesinin yedinci ferdi, beyaz tenli,
kuzguni siyah saçlı Emine’yi kucağına aldı. Eşi Hayriye, dört
erkekten sonra bir de kız evlat doğurmuştu. Cemal Bey’e, bu kız
evladın, bir gün gelip de Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki
kilit isim olacağı söylense, hiç de mantıklı gelmezdi.
Aile aslen Siirtli olmasına karşın, Emine’nin dedesi, 1904 doğumlu
Hamdi Ali Gülbaran, Siirt’ten İstanbul’a göçmüş, Fatih’e
yerleşmişti. Yani yaklaşık üç kuşaktır İstanbul’daydılar.
Ağabeyden başını ört baskısı
Emine Gülbaran eğitimine Zeynep Kamil İlkokulu’nda başladı.
Ardından Mithatpaşa Akşam Sanat Okulu’na devam etti. Fakat buradaki
eğitimini tamamlayıp tamamlamadığı belli değil.
En büyük ağabey Hüseyin, 1970’te kız kardeşi Emine’den, 15 yaşına
geldiğinde örtünmesini istedi. Emine Erdoğan, olayı yıllar sonra
‘Nasıl Örtündüler?’ kitabının yazarı Gülay Atasoy’a şöyle anlattı:
"...O kadar ki ağabeyim bana örtünmem gerektiğini söylediği
zaman intihar etmeyi bile düşünmüştüm. Nasıl olur da örtünürdüm!
Çevremde bir tane örneği yoktu. Köy gibi bir yerde olsam neyse...
Orada dikkati çekmezdim. Ama burada olamazdı. Bu karışık duygular
içindeyken, bir vesileyle Şule Yüksel Şenler’le tanıştım. Bu
tanışma beni çok etkiledi. Böylelikle bir Müslüman hanımın hem
modern hem kültürlü hem de örtülü olabileceğini gördüm. Hemen o
anda örtünmeye karar verdim." Emine Gülbaran, böylece 16 yaş
civarında başını örttü.
Emel Sayın hayranıydı!
Emine Hanım işte böyle bir baskı ile örtünse de Balık
burcunun verdiği romantik duyguları içinde hep taşıdı. Genç kızlığı
boyunca cep fotoromanları okudu, gardırobunun içine küçük küçük
kartpostallar astı.
Türk Sanat Müziği’ni çok severdi. Emel Sayın’ı da çok beğenirdi.
Bunun dışında Ajda Pekkan da hitleri arasındaydı. Giyinmeyi ise çok
seviyordu. Akşam sanat okulunun en büyük faydasını bu alanda gördü.
Mahalle arkadaşı Aynur Öztürk Cinali’nin hatırladığı kadarıyla,
dikiş dergisi Burda’nın patronlarından kalıp çıkarıp, bunları
dikerdi. İlk diktiği giysi ise çift taraflı bir pelerin
oldu.
Romantik bir kızdı
Emine Gülbaran’ın genç kızlık romantizminin en büyük ispatı
yatağıydı. Evdeki cumbaya kurulu yatak, akşamları sokak lambasının
sarı ışığıyla, ayın beyazı karışarak pencereden içeri süzülürken,
genç Emine de o yatakta ya cep fotoromanları ya da sevdiği
şairlerin dizelerini okuyordu. Necip Fazıl Kısakürek favori
şairlerindendi.
Said Nursi’nin ‘Nur Risaleleri’ olmak üzere pek çok dini eser de
genç Emine’nin hatmettiği kitaplar arasındaydı. Genç Emine,
Karacaahmet Camii’ne de gidiyordu. Caminin emekli imamı Nevzat
Ayaz’a göre, sessiz ve saygılı bir genç kızdı. Nevzat Hoca yıllar
sonra Emine-Tayyip Erdoğan çiftinin, çok sonraları da çiftin oğlu
Bilal ile Reyyan’ın imam nikâhlarını da kıymıştı.
Aşk evliliği istiyordu
Genç Emine’ye pek çok talip çıkmaya başladı. Ama o, bütün
taliplerini reddetti. Çünkü kendi kafasında seçimleri vardı. En
başta da âşık olduğu bir erkekle evlenmek istiyordu. Ancak dini
görüşleri ve mutaassıp çevresi yüzünden hiç flört etmedi. Âşık
olduğu bir erkekle evlenme fikri ise anne ve babası sayesindeydi.
Çünkü Hayriye Hanım ve Cemal Bey, birbirlerine âşık bir
çiftti.
Rüyasına giren yakışıklı
Emine Hanım bu arada Şule Yüksel Şenler ile tanışıklığını da hayli
ilerletmişti. Hatta Şenler tarafından kurulan İdealist Hanımlar
Derneği’nin ikinci başkanlığına kadar yükselecek kadar aktifti.
Öte yandan bütün bu faaliyetler genç Emine’nin arkadaşlarıyla
birlikte hayırlı bir gelecek için istihareye yatmasını da
engellemiyordu. Zaten gelecekteki eşi Recep Tayyip Erdoğan’ı da
böyle bir istihare sırasında rüyasında görmüş ve Şule Yüksel
Şenler’e şöyle anlatmıştı;
"Gece rüyamda yaşlı, cübbeli, sakallı, başında sarık olan bir zat
gördüm. Elini uzattı, birini işaret ediyordu. ‘Sen bununla
evleneceksin’ diyordu. Hiç tanımadığım birisi, beyaza yakın krem
takım elbiseli, boylu poslu, çok yakışıklı birisi."
Rüyadaki beyaz takım elbiseli Recep Tayyip Erdoğan, o sıralarda
siyasetin içinde hızla yol almaktaydı. Hitabet yeteneği sayesinde
hemen her İslami toplantıda sunumlar yapıyor, konferanslara
katılıyor, gecelerde şiirler okuyordu. MSP İstanbul Gençlik Kolları
Başkanlığı’na kadar yükselen genç Tayyip, Necip Fazıl Kısakürek
hayranlığı ve dönemin hızlı hareketi Akıncılar’a yakınlığı ile
tanınan bir isimdi.
Rüya nasıl gerçek oldu?
Yukarıdaki rüya da Akıncılar Derneği’ndeki böyle bir konferans
sırasında gerçek oldu ve 22 yaşındaki Emine, kürsüde konuşan
Tayyip’in rüyasındaki adam olduğunu fark ederek büyük bir
şaşkınlığa düştü. Aynı durum genç Tayyip için de geçerliydi ve o da
en ön sırada oturan genç kadının kimliğini merak etmekteydi.
İkisini de tanıyan Şule Yüksel Şenler bu hayırlı iş için aracı
oldu.
Ama ortada Tayyip Erdoğan’ın annesi Tenzile Hanım gibi ciddi bir
engel vardı. Çünkü Tenzile Hanım, oğluna Karadenizli ve çarşaflı
bir eş bulmuştu bile. Devreye giren Şule Yüksel Şenler, genç
Tayyip’i karşısına alıp şunları söyledi: "Bak Tayyip, çok faal bir
insansın, istikbalin parlak görünüyor. Yarın başlardan biri
olacaksın. Senin yanında çarşaflı bir hanım olmaz..."
Annesi Emine hanımı istemedi
Genç Tayyip, Şenler’i dinledi ve iğne ipliğe dönecek kadar
zayıflayana kadar mücadele ederek sonunda annesini ikna edip Emine
ile vuslata erdi. Ancak burada bir anekdota değinmek gerekli.
Tayyip Erdoğan, Şenler’in, "Çarşafla bir yere varamazsın" sözüne
kulak vermiş, Emine Hanım da çarşaf değil, türban ile Tayyip Bey’in
yanında yer almıştı. Ama Fehmi Çalmuk’un ‘Merak Edilen Kızlar’
kitabında aktardığına göre, bu tercih Tayyip Erdoğan’ın 1991’de
milletvekili olma şansını kaybettirmiş. Çalmuk’un kitabında
anlatıldığına göre Erdoğan ve Mustafa Baş arasında tercih oylarına
yönelik bir mücadele yaşandı. Kazanan taraf İsmailağa Cemaati’nin
desteğini çarşaflı eşi sayesinde alan Mustafa Baş oldu. Kitapta yer
alan iddiaya göre, Zeytinburnu’ndaki bir Nakşibendi Dergâhı’na
bağlı olan Emine Erdoğan’ın pardösüsü, Tayyip Erdoğan’ın
yenilgisine yol açtı.
Nişan, Oba Gazinosu’nda
Nişan, Emirgan yolu üzerindeki Oba Gazinosu’nda, düğün ise Fatih
Akdeniz Caddesi üzerinde pastaneden bozma bir düğün salonunda
yapıldı.
Tayyip Erdoğan’ın annesi Tenzile, gelini Emine’ye uzun süre
ısınamadı. Ancak Emine Erdoğan’ın saygılı yapısı ve Tayyip
Erdoğan’ın annesine her daim bağlı kalması, kadınlar arasında bir
çekişmeye yol açmadı. Ne var ki Tayyip Erdoğan, annesinin
yemeklerine iltifatı hep daha büyük tuttu.
Evlilik, sonraki yıllarda Emine Erdoğan açısından ‘yıldırım aşkı’;
Recep Tayyip Erdoğan açısındansa, "Biz de kendisini muhabbet
dünyamızın içinde hissettik" cümleleriyle tanımlandı.
Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığıyla birlikte Ankara’ya
taşındıklarında, Emine Hanım bir süre geride kalmayı tercih etti.
Bu, aslında zorunlu bir geride kalıştı. Çünkü türbanı nedeniyle
devlet protokolüne giremeyen Emine Erdoğan, bunun yerine parti içi
etkinliklere katıldı.
Başbakan eşi olarak da daima mütevazı davrandı; gerçi giyim kuşamı
giderek lüks ve pahalı ürünlere kaydı; ama anlatılanlara göre eve
gelen misafirlere hep kendisi servis yapmayı tercih etti. Evde bir
yardımcı kadın bulunmasına karşın, ailenin bir arada olduğu
akşamlarda yemekleri kendisi yapmaya özen gösterdi. Bu, bir Erbakan
geleneği idi; ancak Emine Erdoğan, Nermin Erbakan gibi, işi evde
ekmek üretmeye vardırmadı. Yine de zamanla daha muhafazakar bir
kimliğe büründü.
İşte Emine
hanımın profili;
• Sürekli perhiz yapar; her şeyi yemez
• İki, üç günlük iftarsız
oruçlar tutar
• İlaç kullanmaz.
• Doğal beslenme
meraklısıdır; katkılı bir şey yemez.
• Namazını hiç
kaçırmaz.
• Taba rengini çok
sever.
• Son olarak Tolstoy’un
‘Savaş ve Barış’ını okuyor.
• Bülent Arınç’ın eşi ile
arası limoni.
• Ali Babacan’ın eşi ile
arasından su sızmıyor.
• Gümüş takıya çok
düşkün.
• Hayatı politika ve eşi
üzerine kurulu.
• Bugüne kadar Recep
Tayyip Erdoğan’a bir kez bile küsmedi.
• Emine Erdoğan her şeyi
ile eşine hizmete tanzimli bir hayat sürüyor.
• Recep Tayyip Erdoğan
yalnız olduklarında bile hep Emine Hanım diye hitap ediyor.
• Eskiden kocasına
kumanya hazırlardı, bu özellikle yurtdışı gezilerinde geçerli.
• Tillo geleneğine (Siirt
Tillo beldesinin manevi merkezi olduğu bir Kadiri tarikatı kolu)
manevi saygısı büyük, ama bir tarikat bağlantısı yok.
(Kaynak: Tempo)