Muhtar'ın seçtiği dürüst gazeteciler
Abone olReha Muhtar, bazı gazetecilerin toplumu aptal yerine koyduğunu söyledi. Reha Muhtar, bu kişiler dışında bir de basında ayakta kalabilen dürüst gazetecileri saydı.
Sabah gazetesi yazarı Reha Muhtar, basında yer alan kimi
gazetecilerin okuyucuyu aptal yerine koyduğunu belirtti. Muhtar, bu
kişilerin basında kalıcı olamadığını, dürüst olanlarında bugün
ayakta olduklarını açıkladı. adlı köşe yazısında Reha Muhtar'a göre
dürüst gazetecilerin isimleri şöyle:
Siz hiç Le Monde'la, Le Figaro'nun kavga ettiğini gördünüz
mü?..
Artık bazı şeyleri söylemenin ve yazmanın zamanı geldi.. Artık,
yalaka olma hobisinden mustarip kıt beyinli kurnazların okuyucuyu
aptal yerine koymalarına dur deme zamanı geldi..
Türkiye'deki bütün araştırmalara bakın..
En güvenilmez meslekler grubu listesinin başlarında kimler
var?..
Gazeteciler var...
Niye gazeteciler var?.. Çünkü alem kör ve sağır değil.. Yıllarca bu
meslekte gruplar arası ticari savaşlar yaşandı..
Bu ticari savaşlar, gazeteler ve televizyonlar üzerinden
yapıldı..
Okuyucuyu aptal zannedenler, attıkları manşetlerin, yazdıkları
yazıların, televizyonlarda yaptıkları programların "altında hangi
hesapların yattığını" millet anlamaz zannettiler..
Gazeteciliği karşılıklı oynanan bir Amiral Battı oyunu haline
getirdiler..
Oysa insanlar aptal değildi..
Herkes okuduğunun ne anlama geldiğini, altında yatan çıkar
hesaplarını, kimin ne için ne yaptığını çok iyi görüyor,
anlıyordu..
Anlı şanlı gazetelerin, televizyonların neyin aracı haline
getirildiğini herkes fark ediyordu..
Haberlerinde tarafsız olması gereken gazetelerin ne hale düştüğünü
okuyucu çoktan anlamıştı..
Artık hangi yazının altında, hangi amaç var onun bulmacasını oyun
haline getirmişti..
Çoğu zaman da kendi aralarında yine tepişiyorlar deyip
ilgilenmiyordu bile..
Gazetecilerin, önemli bir kısmı bu Amiral Battı oyununa
direndi..
Bu oyunu oynamayı reddetti.. Gazetecilik onurunu ayaklar altına
almadı..
Her gazetede, her televizyonda bunların örnekleri var..
Bu tetikçilik oyununa girmeyen, sizin de yakından tanıdığınız
isimler içinde aklıma ilk gelen yazar ve televizyoncuları
sıralayayım..
Sabah'tan; Erdal Şafak, Mehmet Barlas, Hıncal Uluç, Umur Talu..
Hürriyet'ten; Oktay Ekşi, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Ayşe
Arman..
Milliyet'ten; Hasan Pulur, Güneri Cıvaoğlu, Hasan Cemal, Melih
Aşık..
Diğerlerinin de adını versem, liste uzun çok uzun olur.. Adını
yazamadıklarım kusuruma bakmasınlar.. Onların hepsini okuyucuları
biliyor..
Ve yüzlerce basın emekçisi, tetikçilerin oynadığı bu Amiral Battı
oyununun uzağında tuttu kendini.. Bulaşmadı bu oyunlara..
Oysa bazıları, bu kavgalara, patronlarının o anda insan olarak
hoşuna gidecek yazılarla, medya grupları adına bodoslama
daldılar..
Ben, Uğur Dündar ve Ali Kırca..
ATV'de, SHOW'da, KANAL D'de ve bizzat STAR'da programlar, haber
bültenleri yaptık..
Bir günden bir güne, bir izleyici de çıkıp, "Ne o Reha Bey, Uğur
Bey, Ali Bey, STAR'a gittiniz siz de tetikçi oldunuz.." demedi,
diyemedi..
Ben de, Uğur da, Ali de bu medya savaşlarının içinde gördüğümüz
hiçbir haberi sunmadık..
Milyon dolarlar esas o zaman teklif edildi.. Esas o zaman
reddedildi..
Gazetecilikle bağdaştırılmadı.. Ali ve Uğur iki yıla yıkan bu
uğurda ekranlardan uzak kaldılar..
O sıralarda bazıları, Amiral Battı oyunu oynayıp, tepe masalarda
yalaka olma hobilerini tatmin etmekteydiler..
Tüm bu gazeteciler ve televizyoncular biliyordu ki, gazetelerdeki
ve televizyonlardaki gerçek patronlar okuyucular ve
izleyicilerdir..
Onlara ihanet edilmez..
Gazetecilik onuru çiğnenmez.. Her gazetecinin şerefi olan Basın
Kartı'nı almak için, yaptığı başvuruda imzaladığı belgelerde,
ticari çıkarlar uğruna haber yapılmaması ilkesi vardır..
Basın kartı olanlar bilir..
Basın kartı olmayanlar o ilkeyi de bilmez..
YAZI:SABAH