Muhtar'dan Barlas'a sigaralı taş
Abone olKısa bir zaman önce sigarayı bırakan Reha Muhtar, 'küllü-dumanlı' yazılarına devam ediyor. Sigara sendromunu üzerinden atamayan Muhtar, Barlas'a taş atıyor.
Sigarayı bıraktığını eskilerin deyişiyle alayüvala ile açıklayan
Reha Muhtar, bir türlü küllü dumanlı yazılarına son veremiyor. Son
olarak başlıklı yazısında sigaranın etkisini üzerinden atamayan
Muhtar, Mehmet Barlas'a taş atıyor.
Yazı: Reha Muhtar
Kaynak:
Ben bu Bodrum'a geleceğimi ilan ettim ya...
Bizimkinin de Bodrum'da yeni aldığı bir yazlık evi var...
Bu yaz erkenden oraya gitti... Yazlık sitenin havuzunu, kontrol
etti...
Ne de olsa, sigaranın duman altı ettiği ciğerlerini, havuzda bıcı
bıcı yaparak açmaya çalışacak...
Eskiden öyle miydi bu Mehmet Barlas?..
Boğaz'ı yüzerek geçerdi alimallah. İşte sigara içiyorsan hayatta,
"ne oldum" demeyeceksin?..
"Ne olacağım" diyeceksin.. Barlas'ın, Boğaz'ın çivi gibi suyunda,
akıntıya aldırmadan, Avrupa-Asya kıtalararası yüzdüğü günlere bir
bak...
Bir de Bodrum'daki yazlık sitenin havuzunda bıcı bıcı yaptığı bu
günlere.
Hey gibi sigara dumansız günler hey!
Neyse...
Ben daha gitmeden, öğrendim ki, bu Bodrum Türkbükü denilen ve
İstanbul'un 'creme de la creme'inin takıldığı yerdeki bütün
oteller, cumartesi geceki nişan dolayısıyla kapatılmış.
Kimin düğünü bu düğün dedim... Bizim Sinan Kosif'in oğluyla, Jefi
Kamhi'nin kızı nişanlanıyormuş...
Nişan da, Kamhiler'in
Yalıkavak'taki kavak biçimindeki yalılarında tertip
ediliyormuş...
Nişandan önce herkese davetiyeler göndermişler...
Üzerine de yazmışlar: "Aman sadece beyaz giyinin lütfen..."
Allah Allah!..
Bu kadar beyaz merakı nerden kaynaklanıyor acaba?
Ben bizim Tansu Hanım'ın Başbakanlık günlerinden hatırlarım...
Kadıncağız "Bir beyaz sayfa açalım" demişti de?..
Hakkında demediklerini bırakmamışlardı...
Yok, "Kendi siyasi geçmişi karanlıkmış da onun için beyaz sayfa
açalım" diyormuş...
Beyaz giyerek beyaz sayfa açarak neyi örtmeye çalışıyormuş
da...
Muş muş muş... Milletin ağzı torba değil ki büzesin...
Kız tarafı yakınım değil... Erkek tarafı olsa ben bizim Sinan
Kosif'e söylerdim, "Kardeşim yapmayın böyle şeyler" diye...
Milletin ağzına malzeme vermeyin... Tefe koyar çalarlar
alimallah!..
Henüz Bodrum'a intikal etmemişim. Önce düğüne temsilcilerimi
gönderdim...
Bir baksınlar bakayım...
Kimler var, kimler yok... Maşallah bir haber geldi ki, yok yok. Oh
oh oh... İstanbul'un ve benim bütün güllerim orada...
Ajda'cığım gelmiş, Semiramis'ciğim gelmiş...
Bu sefer bizim Semiramis'in Gulu'su yokmuş yanında...
Bu Semiramis ilginç kızdır... Yıllar önce Hint kökenli İngiliz
milyarder Gulu'yla evleniverdi...
Bir düğün, bir ihtişam ki sormayın gitsin...
Sonrasına efendim, arada bir sürü şey oldu ayrıldılar...
Eh olur a... Evlenmek gibi boşanmak da günümüz dünyasında
doğal.
Ama bunlarınki seviyeli birliktelik gibi, çok seviyeli bir boşanma
oldu...
O kadar seviyeli boşandılar ki hâlâ görüşmeye ve aşk yaşamaya devam
ediyorlar...
Onun için ben sloganı değiştirdim. Hani Pazar Keyfi'ne çıkıp,
"Seviyeli birliktelik yaşıyoruz" diyenler var ya...
Ben de onlara şöyle diyeceğim artık... "Önemli olan seviyeli
birliktelik değil... Seviyeli boşanma... Sen boşandıktan sonra da
seviyeli birlikteliği sürdürebiliyor musun?.. Bana ondan haber
ver... Bkz: Şekil Semiramis ve Gulu'su..."
Ajda'cığıma baktım, maşallah yine taşa taş çıkartır
alimallah...
Kızcağız bu kadar yıldan sonra, Bodrum'da hem kazanıyor, hem
eğleniyor...
Taşa taş çıkartmak ben buna derim işte!..
Beyaz gecenin, müthiş ve acayip yemekleri, beyaz giymiş gülleri
Çarşamba'ya burada...