Muhtar, Turgut'u uyarıyor
Abone olBeyin kanaması geçirerek tüm yakınlarını üzüntüye boğan Serdar Turgut'a Reha Muhtar'dan öneriler var. İlk önerisi; Turgut'un Genel Yayın Yönetmenliğini bırakması...
Akşam Gazetesi'nin yeni Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut, dün
geçirdiği beyin kanaması ile tüm sevenlerini tedirgin etmişti.
Turgut'a bu olaydan sonra ilk nasihatlar Reha Muhtar'dan geldi.
Muhtar'ın Turgut'tan ilk isteği şu:
Reha Muhtar
Haberi duyduğumda inanılmaz mutlu oldum...
Dayanamadım telefon ettim... Kutladım, başarılar diledim... Serdar
Turgut, Akşam'a Genel Yayın Yönetmeni olmuştu...
Niye bu derece mutlu olmuştum söyleyeyim mi?..
Çünkü Serdar renkli bir kişilikti... Yaşamdan zevk alırdı...
Kompleks tutmazdı içinde... Kendisini hicvedebilecek düzeyde
gelişmiş bir kişiliği vardı...
Vasatlar dünyasının ender yaratıcılardan biriydi...
Yazıları rengarenkti... Ömürleri boyu üç beş siyasi klişenin
arkasından yazı yazan, ne tat ne tuz veren onlarca meslektaşına hiç
benzemiyordu...
Hep bir farklılık hep bir yaratıcılık peşindeydi...
Müthiş bir mizah anlayışı vardı... İnsan eşinden bir mizah
karakteri yaratabilir mi?..
Serdar yaratmıştı...
Telefonu kapattıktan sonra düşündüm...
Serdar'ı niye bu kadar seviyorum diye...
Çünkü içindeki temiz çocuğu hiç öldürmemişti Serdar...
Yazılarında o çocuk hep çıkıveriyordu... Çıktıkça da yazı
güzelleşiyor, lezzetleniyordu...
İşte o an fark ettim ki aslında dostuma başarılar dilerken egoistçe
davranmışım...
Sevdiğim bir kişinin basının iktidar koltuklarından birinde
oturmasından kendimce keyif almışım...
Önceki gün stres ve gerginliğe bağlı beyin kanaması geçirdiğinde,
hiç de uzak olmadığım gerçekleri birer birer yakınlarından
öğrendim...
Yaratıcı çocuk, kendine uygun bir gazete yapmak için kolları
sıvamıştı...
Basında kendi gibi yaratıcı olduğuna inandığı adamlara teker teker
teklif götürmüştü...
Onlara teklif götürürken de bazılarının işine son vermek zorunda
kalmıştı...
Ağır tartışmalar ve suçlamalar yaşamıştı...
Türkiye'de bir Genel Yayın Yönetmeni'nde olması gereken ilk özellik
sinirlerini aldırmış olmaktır...
Hiçbir şeyden etkilenmeyeceksin... Üzerine gelecekler yine
etkilenmeyeceksin...
Bir adama iyi çalışmıyor fazla şey üretmiyor, onunla çalışmayayım
dersen adın, emekçi düşmanına çıkacak...
Internet sitelerinde işten attıklarından bol bol küfür
yiyeceksin...
Sevgili Serdar,
Şimdiden seni uyarmak boynumun borcu...
Yoğun bakımdan kalkıp, Akşam'ın Genel Yayın Yönetmenliği'ne
döndüğünde bak neler olacak söyleyeyim...
Şimdi sadece işinden olan ve olacak olanların tepkisini çekmiş
durumdasın...
Yarın gazeteyi kendine göre iyi yapmaya çalışacaksın...
Tiraj alamadıysan ne ala...
Ama tiraj almaya, bir de okunan bir gazete yapmaya kalkarsan vay
haline...
Bu sefer, sadece işinden olanlar değil, rakiplerin girecek
devreye...
Yıllarca Ankara'da ekonomi muhabirliği yaptığın, Amerika'da siyaset
sosyolojisini okuduğun değil, "penis yazarı" olduğundan dem
vurulacak...
Yazdığın o müthiş yemek yazıları sana, "Gazetecilikten anlamaz...
Yer, içer... Zaten alkoliktir..." biçiminde geri dönecek...
Onlar da geçti mi, halen gazeten tiraj almaya devam mı
ediyor?..
Bu sefer mutlaka etik tartışmalar gelecektir gündeme...
İlkeli tetikçilik ve gerekirse gazeteciliği kullanıp banka kurtarma
peşinde koşmak yerine, okuyucuya yönelik gazete mi yapacaksın
yoksa?..
Sen zaten gazete değil, pornografik yayın yapıyor olacaksın...
Biliyorum, senin gazeteciliği kullanarak banka kurtarma ya da
ilkeli tetikçilik yapma özelliklerin mevcut değil...
Daha çok yazı, çizi gibi gereksiz işlerle iştigal ediyor ve tiraj
almaya çalışıyorsun sevgili dostum...
Oysa, seni eleştirenlerin isteyeceği, tetik pardon etik
gazetecilikte okuyucunun pek bir önemi yok Serdar'cığım...
Önemli olan tetik -pardon yine hata yaptım- etik değerlere uygun
bir yayın politikası izlemek...
Kısacası, tiraj alsan, etik ve tetik değerlere uygun
olmayacaksın...
Almasan, almaya çalışmayacaksan, okuyucuya daha okunur bir gazete
yapamayacaksan sen niye Genel Yayın Yönetmeni olacaksın?..
Değer mi beyin kanaması geçirmeye sevgili dostum...
Değer mi bunca vasatı kendine düşman etmeye?...
Yaz yazılarını, çiz çiziktirdiklerini... Bak keyfine sevgili
dostum... Bak keyfine...