Muhtar, Sabah'a sataşanları haşladı
Abone olSabah'ın gazete fiyatını 25 kuruşa kadar düşürmesinin devlete zararı olacak mı? Sabah yazarı Reha Muhtar, bunun çarpıtma, artniyetlilik barındırdığını yazdı ve ekledi....
Reha Muhtar Sabah Gazetesi'ndeki "Medya savaşlarıyla
beslenenler" isimli sütununda Sabah gazetesinin fiyatını düşürme
projesine çomak sokulmaya çalışıldığını ve bunu devletle
bağdaşdırmanın anlamsız olduğunu söyledi. Muhtar, fiyat indirimiyle
devletin ilgisiz olduğunu "Ben size ne demiştim?.." adlı yazısında
şöyle yazıyor.....
Bazıları vardır.. Gazetecilikle değil, medya savaşlarıyla
beslenirler..
O savaşlarla patronlarının gözüne girmeye çalışır, o savaşlarda
üslendikleri rollerle, gazete ve televizyonlarda kendilerine
yeni yerler kapıp, gelenin geçenin ensesinde boza pişirirler..
Günlerdir SABAH gazetesinde birkaç kişide, dışarıya
aksettirilmemeye çalışılan kıpır kıpır bir heyecan var..
SABAH'ın daha geniş kitlelerle buluşması için, hafta içi fiyatını
25 kuruşa düşürme projesi bu..
Hafta içi, hafta sonu hesapları yapılıyor, doludan boşa, boştan
doluya konuyor..
Niye?.. Okurlara hafta içi daha ucuza gazete verilsin, daha fazla
okuyucuyla buluşulabilsin diye..
Peki bu hizmetten kim yararlanacak?.. Okuyucu..
Belki yarın diğer gazeteler de hesaplarını kitaplarını ona göre
yapacaklar, onlar da daha ucuza gazete vermenin yollarını
bulacaklar..
Peki bundan kim kazançlı çıkacak?..
Yine okuyucu.. Şimdi burada bir dakika durun..
Medyada hep ettiği kavgalarla, patronunun gözüne girmeye çalışan
"birileri" tam bu noktada, "bakın yeni bir kavgayı" nasıl ateşlemek
istiyor?..
"Devletin kesesinden cömertlik yaparak gazetenizin fiyatını
düşürmek istiyorsunuz.." Diyeceksiniz ki bu konunun devletin
kesesiyle ne ilgisi var..
Onu da anlatayım.. Siz her şeyi bilin ki.. Yalana dolana
inanmayın..
Bu grup, SABAH ve ATV'yi kiralarken devletin TMSF'siyle şu
anlaşmayı yapıyor..
"Ciner Grubu 15 yıl boyunca hangisi yüksekse net karın yüzde 55 ya
da cironun yüzde 6'sını Dinç Bilgin'in borçlarına karşılık devlete
ödeyecek.. Ama kar etmese de, zarar bile etse her yıl 10 milyon
dolar ödemeyi garanti edecek.."
Şimdi SABAH gazetesi hafta içi fiyatı düşünce daha fazla gazete
satacak, daha fazla ciro yapmış olmayacak mı?.
Bıraktık onu da bir kenara.. Daha fazla ciro yapmadı, daha fazla
kar etmedi.. Diyelim zarar etti..
Zarar bile etse, devlete 10 milyon doları her halükarda ödemeyecek
mi?..
Birisi, göz göre göre daha az kar etmeyi, ya da zarar ederken
cebinden 10 milyon doları ödemeyi kabul edecek.. Okuyucuya fiyat
düşürüp SABAH gibi bir gazeteyi 25 kuruşa verecek..
Sen buna çıkıp "devlet kesesinden cömertlik" diyeceksin..
Bunun devletle ne ilgisi var?. Gazeteyi yönetenler, bir işletmeci
zekasıyla SABAH'ı daha fazla okurla buluşturmanın mücadelesini
veriyor..
Sen de gazeteni daha fazla okutmak istiyorsan, sen de yeni
formüller üretirsin.. Yok öyle yapmıyorsan bu formülün arkasına
düşersin..
Olmadı, daha iyisini yapmaya çalışırsın..
Belden aşağı vurmayan, olumlu her rekabetin sonunda okuyucu
kazanır..
Ama "birilerinin" amacı bu değil..
Amaç okuyucunun kazanacağı bu uygulamayı devleti de araya sokup
hemen durdurtmak..
Bu arada da bir Medya Kavgası çıkarıp gazetelerde, televizyonlarda
bulundukları yeri sağlamlaştırmak, hatta genişletmek..
Patronuna da dönüp "Bak ne büyük işler başardım" deyip, yeni
paralara konmak..
Ben size hep söyledim.. Bunlara çok dikkat edin..
Bakın, nasıl ve ne zaman kavga çıkarmaya çalışıyorlar?..
Ve bu kavgaları hangi etik değerlerle süslüyorlar?..
Benim sorularıma cevap versinler!..
Bana önce şu soruların cevabını versinler: "Sabah gazetesini
yöneten grup, kar da etse zarar da etse, yılda 10 milyon doları
gidip devlete ödeyecek mi?.
Evet..
Bu anlaşmayı, bu grupla, o sırada en iyi şartlar bunlar diyerek
devlet mi yaptı?.
Evet..
SABAH gazetesi çok satar, daha da fazla ciro yaparsa, 10 milyon
doların üstünde para alacak olan devlet daha karlı mı
çıkacak?..
Evet..
SABAH gazetesi 25 kuruş olduğunda bu işten en fazla okur mu
kazanacak?.
Evet..
Beni ve halkı ilgilendiren soruların cevapları bunlar..
Yarın başkası da kimseye yük olmadan, okura daha iyi hizmet verecek
kararlar alırsa onları da alkışlarım..
İşin rekabeti de, işin güzelliği de burada..
Yapanlara da, uygulayanlara da benden koskoca bir tebrik..
Peki birileri niye ıkınıyor?.
Kendi kafasında, okuyucuya daha fazla hizmet edecek bir proje yok
da ondan..
Aklı sıra, şaibe yaratacak..
Tuh tuh tuh... Aman tahtaya vur!..
Haa.. Şaibe dedim de aklıma geldi..
Aylardır, devrin iktidarını yıkayıp yağlamaktan ellerinde nasır
çıkanlar, SABAH gazetesinde Başbakan Erdoğan'ın, hanımına verilen
hediyenin haberinin olmadığı yalanını söylemişler..
Ben o haberi SABAH gazetesinden okudum..
Ne ilginç tesadüftür ki, aynı haberi, Hürriyet gazetesinde de
gördüm..
Demek bu haber konusunda iki gazetenin yazı işleri de benzer
refleksleri göstermişler..
Fazla söylenecek bir şey yok..
Ben merak ediyorum, yıkama yağlama refleksinden mustarip birileri,
yarın makas değiştirmek gerektiğinde, hangi refleksi
gösterecekler..
Ne kadar alışkın olursan ol, makas değiştirmek kolay değil..
Allah vermesin, trenler bazen bu yüzden devriliyor..
Tuh tuh tuh.. Aman tahtaya vur!.
Yazı:Reha MUHTAR