Muhtar, kitap yerine Barlas'ı tanıttı
Abone olReha Muhtar, Mehmet Barlas'ın yeni yazdığı kitabı tanıttı. Muhtar, kitaptan çok Barlas'a takıldı. İşte Muhtar'a göre Barlas.
Reha Muhtar, Mehmet Barlas'ın "Rüzgâr gibi geçti..." isimli
kitabını tanıttı. Fakat Muhtar, daha çok "Barlas'ın
maceraları"na takıldı.
Bir kez daha anladım ki necip Türk basınıyla geçinmek dünyada zor
değil, imkânsız olan bir iki şeyden biri...
Önceki gün ATEŞ HATTI için 5 yazar bir araya geldiğimizde bunu bir
kez daha anladım...
Demirbaşlardan biri bizim 1.92'lik boyuyla herkese fiziksel olarak
tepeden bakan sevgili Mehmet Barlas...
Sohbet başlamadan önce, bana yeni çıkardığı kitabını verdi...
Adı, "Rüzgâr gibi geçti..."
1.92'lik boyuyla herkese tepeden bakıyor ya...
Durumu eşitlemek için, kitabın kapağında, yazdığı sevgi cümlesinde
beni tepeye yerleştirmiş... Şöyle diyor:
"Reha'cığım sen bir starsın... Bizler de mehtap olmaya
çalışıyoruz..."
Benim star, kendisinin mehtap olduğunu söyleyecek tevazuda bulunan
üstat 44 yıldır gazetecilik ve yazarlık yapıyor...
Bendenizin 22 yaşında bir tıfıl olarak diplomatik muhabirlik
yaptığı Milliyet gazetesinde, üstat Başyazarlık yapıyordu...
İnsan büyüdükçe küçülmesini, yükseldikçe alçalmasını öğrenirmiş ya,
bizim üstat da artık ermiş mertebesine ulaşmak üzere...
Ermiş olabilmesi için tek, engel kaldı... Sigara...
Neyse...
Hâlâ bilmeyenleriniz var mı bilmem, ama yine de söyleyeyim bu
Mehmet Barlas müthiş bir entelektüeldir...
Üstelik fil hafızası olduğundan, okuduğu hiçbir şeyi, hiçbir rakamı
unutmaz...
Keyifli bir adam olduğundan, çevresine hoşgörülü, uzlaşmacı, bir
izlenim verir...
Oysa tersine geldiniz mi, Alimallah, Cumhurbaşkanı olsanız, fark
etmez... Yakar çıranızı...
Cumartesi günü verdiği kitabı, pazar sabahı keyifle, tam iki saat
yürüme bandının üzerinde okudum ve bitirdim...
"Rüzgâr Gibi Geçti..." o kadar akıcı ve keyifli yazılmış ki,
yürüyüş bandında 9 kilometre yaparken, hem Barlas'a inat, bol
oksijen alarak sigarayla zehirlenmiş ciğerlerimi temizledim, hem de
onun gazetecilik yıllarındaki yaşadıklarından derlenmiş öykülerle
müthiş keyiflendim...
İşte, Mehmet Barlas'tan gençlik öykülerinden biri:
"Cumhurbaşkanı Korutürk bana hoş geldiniz" dedi ve övgülü sözler
söyledi...
Ben biraz sinirli cevap verdim...
"Sayın cumhurbaşkanım ben size veda etmeye geldim... TRT'den istifa
ettim bugün" dedim...
"Neden diye sorunca da, İsmail Cem'i TRT Genel Müdürlüğü'nden alan
kararnameyi niye imzaladınız" dedim...
Cumhurbaşkanı, "Devlet düzeni böyledir... Keşke siz istifa
etmeseniz" deyince daha da sinirlendim...
Sayın Cumhurbaşkanım... Aslında ben İsmail Cem'in kararnamesini
durdurmanız için bir yol bulabilirdim... Örneğin onun, kısa
pantolonlu, havuzda kağıt kayık yüzdürürken çekilmiş bir
fotoğrafını bulurdum... Siz de o resme bakıp İsmail Cem'in denizci
olduğunu düşünüp onu görevden almazdınız... (Korutürk Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı yapmış ve sonra Cumhurbaşkanı olmuştu)
Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanı Barlas'ı uyarıyor:
"Sayın Barlas siz bir cumhurbaşkanı ile hangi üslupta
konuşulacağını hiç hesap etmez misiniz?.."
"Artık üslup önemli değil ki" diye cevap veriyor Barlas, "Ben zaten
devlet görevlisi değilim... Hepinize iyi günler dedim ve Köşk'ten
ayrıldım... " Hoşgörülü ve uzlaşmacı Barlas'ın maceraları "Rüzgâr
Gibi Geçti" kitabında...
Valla bu başbakanın durumu zor... Hoşgörülü olanın hali böyle...
Nazlı Ilıcak'a ben Demir Leydi diyorum... İngilizler'in Thatcher'ı
Nazlı Hanım'ın yanında soft kalır...
Emre'nin sıfatı huysuz, Nebil'inki solcu... Huysuz, solcu, Demir
Leydi ve hoşgörülü ... Cins cins maşallah seç seç al...
YAZI:Reha MUHTAR
SABAH