Muhtar, güzelim sözü mahvetti
Abone olDün Savaş Ay'a Hıncal Uluç'tan bir anekdotla cevap veren Muhtar'a tepki. Uluç, bu güzel sözü mahveden Muhtar'a kızdı.
Savaş Ay'ın isimli yazısına, Hıncal Uluç'tan aldığı bir
Amerikan sözüyle cevap veren Reha Muhtar, sorusunu sormuştu. Fakat
Muhtar, Uluç'un canım sözünü ayaklar altına aldı. Bu duruma en çok
kızan yine Uluç oldu. Uluç, isimli yazısında sözün doğrusunu
söyledi...
Yazı : Hıncal Uluç
Kaynak :
HÜRRİYET gazetesi.. Birinci sayfa.. En tepeden kocaman bir resimli
haber..
"Çeşme Alaçatı'da düzenlenen Avrupa Windsörf Slalom Şampiyonasında
ikincilik kürsüsüne çıkan Çağla Kubat.."
"Dört gün süren şampiyonada çıktığı bütün yarışları ikinci sırada
tamamlayan Kubat, Avustralyalı Allison Shreeve'nin ardından ikinci
oldu.."
Bu iki satır arasındaki çelişkinin farkında varamadı iseniz,
Hürriyet'te muhabir, servis şefi, ya da editör olma şansınız çok
yüksek demektir. Bunların hiç biri fark edemedi çünkü..
Yahu Avrupa Şampiyonasında Çağla bir Avustralyalının ardından nasıl
ikinci olur?. Avrupa nire?.. Avustralya nire?..
Şampiyonanın ilk günü gidip rezilliği görünce bir daha adım
atmamaya karar vermiştim ya.. Kendi söylediğini sadece kendi
anlayan spiker, durmadan "Avustralya" diye anons etti.
Ya ortada Avrupa Şampiyonası yoktu, ya da spiker Avusturya yerine,
Avustralya deyip duruyordu. Hürriyet'in yuttuğu dolma bu..
Ben mi?.. Herşey öyle kötü, öyle başı bozuktu ki, merak bile
etmedim. Yarış alanını bir daha uğramamak üzere terkettim.
Yaşamdan Dakikalar'ın bu sezondaki son programında, Nebil,
Haşmet'le bana, "Yedikleriniz içtikleriniz sizin olsun..
Gördüklerinizi anlatın" deyince, güldüm..
"Bir şey görmedik ki.. Görmek için gittiğim şey, fiyasko idi.
Anlatacak tek satırım yok.. Geriye sadece yediklerim ve içtiklerim
kaldı" dedim. Bakın "Bu içtiklerim" lafı, lafın gelişi değil..
Urla'da bir Adres var ya.. "İlle de gidilmeli" ya benim
defterde..
Oraya gitmek üzere, Haşmet'in favorisi Alaçatı Köşe Kafe'de
buluştuk ilk.. Harika bir yer.. Hele kurabiyeleri..
Havaya mı girdim ne?.. Güven "Frozen margarita" deyince, "Bana da"
demişim.. Geldi.. Hafif alkollü buz.. Harikaydı..
Oradan Urla'ya.. Adres'te, kuzu çevirme işi enfes mezeler ve o uzun
sigara börekleri ile başlıyor.. Ağbimin olduğu masada Yeni Rakı
içilir.. Şarapçı Özcan bile döndü.. Sıra bana geldi.. "Her zamanki
gibi, diyet kola" diyeceğim garsona.. Ağzımdan "Bana da rakı"
çıkmaz mı?..
Masada tüm başlar bana çevrildi.. Ölüm yok ya sonunda.. Bir duble
içeriz işte..
En başta Kedi Murat, durmadan "Haydi" diye kalkıyor kadehler.. Ben
de kaldırıyorum tabii..
İkinci dublede ben de başladım "Haydi" lere.. Dört duble içtik iyi
mi?..
Ama bende tık yok.. Sanki gazoz içmişim..
Ağbimin bardak her dolarken bana endişe ile baktığını
görüyorum..
Ertesi gün otelin terasında oturuyoruz..
"Sen hain bir yalancısın" dedi, bana.. "Bunca yıl gizli gizli içip,
millete 'Kullanmam' yalanı attın.. Hayatında içki içmemiş biri,
dört dubleyi ard arda devirince, zurna gibi olur, ya delirir, ya
sızar.. Sen geldiğin gibi çıktın Adres'ten.."
Vallahi ne olduğunu bilmem.. Bildiğim, bana rakı diye beyaz bir su
içirdiler o zaman..
Geçen gece Sortie'de yemek yiyoruz, Reha Muhtar, Erol Kaynar, ben..
Olayı anlattım. Erol ısrar etti.. "O zaman bir duble de burda iç"
diye.. "Yok" dedim, "Ben içki kullanmam.."
Kullanmam, çünkü lanet şişede durduğu gibi durmuyor.. Bakın, Reha
ona naklettiğim anekdotu nasıl piç etmiş..
Savaş bunu fena sopalamıştı ya "Yalnız yatıyorsan, sigarayı niye
bıraktın" diyerek..
"İşte Savaş'a cevap" dedim. Dün yazmış, "Hıncal ağbi dedi" diye..
"Yatakta sigara içmeyiniz, siz de kül olup yere
dökülebilirsiniz!.."
Yahu bu kadar sıradan bir lafı ben niye edeyim..
Bir benim söylediğime bakın.. Bir de Reha'nın dumanlı kafasında
kalana..
"Yatakta sigara içmeyiniz. Yere dökülen, sizin külünüz
olabilir.."
İçtiklerimiz bu.. Yediklerimiz?.. Yarın!..