Muhtar, Ergin'i anlattı
Abone olReha Muhtar, Sedat Ergin'le olan arkadaşlığını ve Ergin'in Milliyet'in başına geçmesini anlattı. Ayrıca Muhtar, "Ergin'i iktidar getirdi" düşüncesine de karşı çıktı.
Reha Muhtar,isimli yazısında Sedat Ergin'den bahsetti.
Her salı öğlen 12.30 sularında Dışişleri Sözcüsü'nün yaptığı
brifing biterdi...
Elimizde notlar, neler yazacağımızı konuşa konuşa, biraz dedikodu
yapa yapa gazetelerimizin olduğu Kızılay'a doğru yürürdük
Sedat'la...
Ben 22, o da 24 yaşındaydı...
Birbirimizle hem rakip, hem arkadaştık...
Yol boyunca, ya o bana, ya ben ona sorardım: "Brifingden önce,
Bakanlık'ta başka kimseye gittin mi?.."
Birimizden birimizin başka bir kimseye gitmesi demek, özel haber
bulması, gazetecilik deyimiyle öbürüne haber atlatması
demekti...
Onun için, hem çok yakın arkadaşlığımızı sürdürür, hem de
birbirimizi adam adama marke ederdik...
İçin için, hem haber atlamamak, yani geride kalmamak, hem de
haber atlatmak yani kimsede olmayanı kendimiz yazmak
isterdik...
O Cumhuriyet gazetesinde ben de Milliyet gazetesinde dış politika
muhabiriydik...
Gencecik hayatımızda, birbirimizi kırmadan, gücendirmeden, gözünü
oymadan, arkadaşlıkla rekabeti bir arada yaşadığımız
günlerdi...
Çok gençtik... Hayatta hayallerimiz, arzularımız, başarmak
istediğimiz hedeflerimiz vardı...
Ama ikimiz de o çocuksu saflığımızda böylesine renkli bir
geleceğimizin olacağını bilmiyorduk, hesaplayamıyorduk...
Hayallerimizin ötesindeydi yaşayacaklarımız...
Bir süre sonra ikimiz de yurtdışına gönderildik...
Önce beni Atina'ya, sonra Sedat'ı Washington'a gönderdiler...
Yıllarca yurtdışında yaşadık ikimiz de...
Ben İstanbul'a döndüm.. Televizyona ağırlık verdim... Yıllarca
televizyonda Genel Yayın Yönetmenliği yaptım...
O ise, Ankara Temsilcisi oldu... Gazetesinin, gözü kulağı olduğu
Ankara'da...
Önceki gün, gençlik arkadaşımın Milliyet'in Genel Yayın Yönetmeni
olduğunu öğrendim...
İnternet sitelerinde yorum üstüne yorum yayınlanıyor...
"Milliyet'teki bu değişiklik, iktidarın isteğiyle oldu" diye...
Görevden alınma iktidarın isteğiyle mi oldu bilmem...
Bu kadar çok söylendiğine göre mümkündür...
Bilmem... Bilemem...
Ama bildiğim, göreve getiriliş, iktidarın isteğiyle
olmamıştır...
Benim göreve gelen arkadaşım, bugüne kadar bazıları gibi bu
iktidara pek borazanlık yapmamıştır...
Olsa olsa, yıllar öncesinde Dışişleri Bakanlığı'ndan çıkıp, el ele
Kızılay'da yürüdüğümüz günlerden kalma bir diplomasi geleneği ve
nezaketi vardır...
İstanbul'da, gazeteci gibi görünen ve gazeteci olduğunu söyleyen o
kadar hırt, kaba ve borazan karakterli adamla karşılaştım ki,
Sedat'la yaşadığım günleri hep özlemle anar olmuştum...
Şimdi, bu özlemin bitmesi önemli değil...
İnşallah İstanbul'da Sedat'a yakın ama onun dünyalarına çok uzak
hırtlar, adam görürler de kendilerine çeki düzen verirler...
YAZI:Reha MUHTAR
SABAH