Muhtar canlı yayında köşeye sıkıştı!
Abone olDedikoduyu ekranda yapmaya kalktı, iki ateş arasında kaldı, ekranda ter dökdü, bağırtı ile kapatmaya çalıştı ama şok üstüne şok yaşadı.
GAZETECİLER.COM - Kanaltürk'teki Son Kale programında Reha Muhtar bir dedikoduyu aktarıp onun üzerine bazı isimler de zikredince şok üstüne şok yaşadı.
Son Kale programı dün akşam bir dedikodu haberciliğine oldu. Reha Muhtar Galatasaray camiasındaki "transfer komisyonu suçlamalarına" dair iddiaları "dedikodu" olarak ekrana taşıdı. Programı da bu "dedikodu"nun üstüne kurdu.
Ardından da iki ismin adını zikretti.
PARTNERLERİ SUS-PUS OLDU |
Programda ilginç olan ise Şekip |
İddiasına göre transfer komisyonu "dedikodusu"nda ismi geçenler Adnan Sezgin ile Şekip Mosturoğlu'ydu... Yine Reha Muhtar'ın dedikodusuna göre bu kişiler "çok yakın arkadaşlar ve eşleri aracılığı ile de ailecek görüşüyorlar. Olsa olsa bu ikisidir deniliyor" camiada dedi...
ŞU ANDA SUÇ İZLİYORSUNUZ
Ekranda üç ünlü isim "dedikoduya" dalmışken, Şekip Mosturoğlu telefona bağlandı ve Reha Muhtar ile Son Kale ekibine ilk şoku yaşattı. Telefon bağlantısı sağlanırken Reha Muhtar, "Adnan Sezgin'in bağlantı yapıp, cevap hakkını kullanmayacağını" anons etti. Ardından telefon hattındaki Şekip Mosturoğlu'na döndü ve "dedikoduları" ona aktardı. Aldığı yanıt hiç beklenmedik oldu;
-"Ben bir hukuk adamı olarak sizi şu şekilde uyarmak gereğini duydum onun için sizi aradım. Bir dedikoduyu siz televizyon yoluyla milyonlarca kişiye aktardığınız zaman hukukta buna isnatta bulunmak derler. Ve bu bir suçtur. Şu anda işlediğiniz bir suçtur. Şahsınızın işlediği bir suçtur, kanalınızın işlediği bir suçtur."
BEN SİZİN ÖZEL HAYATINIZ HAKKINIZDA DEDİKODU YAPSAYDIM
Şekip Mostoruoğlu ilk şoku yaşattıktan sonra Reha Muhtar'ın "eşleri aracılığı ile ailecek görüşüyorlar" iddiasını da çürüttü. O anda Reha Muhtar araya girip üste çıkmaya niyet etti ama sonrasında olay daha da büyüdü;
MUHTAR ESİP GÜRLEMEYE KALKTI...
Reha Muhtar bu söylem karşısında çok bozuldu araya girmeye çalışarak "Ben 32 yıldır gazetecilik yapıyorum, sizden haberciliği nasıl yapacağım bilgilerini almamayım. Ben sizi dava edeceğim" dedi. Şekip Mosturoğlu "dava açın, lütfen açın" deyince Reha Muhtar, "sorular sorabilir miyim" diyerek olayın rotasını çevirdi. Şekip Mosturoğlu'nun verdiği bilgileri tekrar sormaya başladı, Mosturoğlu bunları söyledim deyince de Muhtar esip gürlemeye başladı.
Dün geceki yayın Muhtar için tam bir fiyaskoydu... Hemen ardından gelen Adnan Sezgin ile telefon bağlantısı ise programın son skandalı oldu.
ADNAN SEZGİN DE BOZDU...
Telefon hattındaki Adnan Sezgin, "siz benim cevap hakkımı kullanmak istemediğimi nerden çıkardınız deyince" Reha Muhtar, bir kez daha ne diyeceğini bilemez hale düştü. Muhtar, "Bana arkadaşlarım öyle dedi" diyerek durumu kurtarmaya çalıştı. Sezgin kızgın tavrını sürdürünce de "bir dakika soruları ben soracağım" diyerek tepkiyi bastırmaya çalıştı. Adnan Sezgin ise ;
-"İnsanları karalamak insanları dedikodu ile bu derece yıpratmak ne yayın ilkelerine ne insanlığa ne ahlaka sığmaz. Sizin hakkınızda da dedikodular üretiliyor, siz kaleminiz var cevap verebiliyorsunuz, benim öyle bir imkanım yok" dedi.
İKİ ATEŞ ARASINDA PERİŞAN OLDU
Adnan Sezgin'in bu sözleri üzerine Reha Muhtar dedikoduyu ekrana taşımaya gerekçe olarak "kamusal yayıncılık" tanımı yapmaya çalıştı. Devreye hukukçu Şekip Mosturoğlu girip "belgesi bilgisi olan konularda kamuyu aydınlatma hakkınız var, dedikodularla ilgili değil" deyince Reha Muhtar ter içinde kaldı.
O sırada önüne konulan bir soruya can simidi olarak sarıldı. "Sizin hukuk büronuz hangi kulüplerin temsilcisi" diyerek sıkıştırmaya kalktı. Ortaya çıktı ki Şekip Mosturoğlu'nun ne bir spor kulübü, ne futbolcu ne de teknik direktörle böyle hukuki bir ilişki vardı. Reha Muhtar bu konuda da bozgun yaşadığını farkedince diğer hattaki Sezgin'e döndü. Bu kez de Sezgin o kanattan bombaladı, "dedikodu çok ayıp" dedi...
Velhasıl Reha Muhtar dün akşam kurbanı olduğu "dedikodu" haberciliğini ekrana taşıdı... Dedikodu yayıncılığı ile hem kendini hem programı rezil etti. Sonunda da "tuş" oldu, havluyu da "bağırarak" yere attı.